9. Bölüm

80 9 5
                                    

İyi okumalar!
                                       *
Yaz yağmurunun sesini dinlerken her damlanın balkonumun mermer zemininde bıraktığı tını beni rahatsız etmeden boşluğa itiyordu. Dahada odaklanıyor ve dahada gözlerimi açıyordum.Ne düşündüğümü bilmeden, sesin içinde sessizliğime kapandım.
Ki bir sokak arkadan gelen ses tüm sihiri bozana kadar. Ben ne yapayım abin damat oluyorsa? Yaren geline amcası tarafından takılan çeyrek altın bana ne gibi bir katkı sunuyor? Bir akşam rahatça balkonumda oturamayacakmıydım gerçekten.
Üst balkonumdan gelen tınısı güzel naif ses şarkıları bastırdı ve benim içimi yine kıpır kıpır yaptı. Kelebekler sanki içimde yem yeşil bir doğa kurmuş ve heyecanla oradan oraya uçuşuyordu. Kalbi kırık bir kelebek ne kadar uçuşursa o kadar bir heyecandı benimkisi. Kat ve kat daha fazla fakat kat ve kat daha yıpratıcı.
Gözlerimi kapatıp arkama yaslandım ve limonlu sodayı yavaş yavaş içmeye başladım. Her dinlediğimde içimin huzurla dolmasına sebep olan bu lisan gözpınarlarımda yaş bırakmıyor beni daldığım boşluktaki uçuruma itiyordu. Tüm sırrı kaçan bir sürprizin parçası gibi kırık olan kalbim neden hâla bu seste huzur buluyor bilmiyorum. Yinede dinledim, gözyaşlarım sessizce yeryüzü ile buluşurken dinledim..

Her kim benim zikrimden (kur'an'dan) yüz çevirirse, mutlaka ona dar bir geçim vardır. Bir de onu kıyamet gününde kör olarak haşrederiz. O da şöyle der: "Rabbim dünyada gören bir kimse olduğum hâlde, niçin beni kör olarak haşrettin?" Allah,"Evet, öyle. Ayetlerimiz sana geldi de sen onları unuttun. Aynı şekilde bugünde sen unutuluyorsun." Der.
                                         Taha Suresi

Yunus Emre'nin gür bir sesi var. Gür olmasına rağmen naif bir tonda. Arapçasını hoş bir tını ile okurken türkçesini gayet gür ve kalın bir sesle okudu. Telefonumda kurtarıcım olan uygulamaya girip bilmediklerimi araştırmaya koyuldum. Şayet bir yerden başlamam gerekiyordu, yeterince mesaj verilmişti bana.
O gece gözyaşları içinde bir şeyler araştırdım. İlk defa kalbim kırıldı, ilk defa bu kadar huzur dolu hissettim ve ilk defa içimde bir savaş başladı. En nihayetinde bu bir devlet savaşı değildi, rakipler güçlü, askerler tedirgin ediciydi. Umurumda değildi. Savaş başlamalı ve benim safhamdakiler kazanmalıydı. Karşı apartmana baktım, tüm ışıklar kapalıydı. Sokağın tamamını ışıtan sokak lambaları bir zamanlar okuduğum bir kitabı çağrıştırırken gülümsedim. Gülümsemem gittikçe soldu ve geçmişte okuduğum bana arkadaş olan kitaplarımla vedalaşmam dram içeren bir filmin son sahnesi gibi gözlerimin önünden geçip gitti. Her şey zamanında güzeldi değil mi iç sesim? Hiçbir şey zamanında güzel olmaz Yasemin, güzel olan hiçbir şeyin zamanı yoktur. Zamanın güzelliği vardır. Zaman güzeldi. Geçiciydi ama güzeldi. Her şeyiyle, gökte parıl parıl parlayan yıldızlara şahitlik yapan tek ay gibi güzeldi. Tuhaflık içeren hayatımı ahşap balkonumda bırakıp içeriye girdim ve bile isteye açtığım pencereyi kaldırıp yalnızca yaz yağmurunun sesini duyabileceğim bir boşluk bıraktım. Siyah pikemi kaldırıp başımı yastıkla buluşturduğum an gök gürledi ve yağmur dahada şiddetlendi. Yaşadığım ilde oldukça fazla görülen sel felaketlerinin çokça yaşandığı o kritik aylar başlamıştı bile.
Cama vurup yere düşen damlaları dinledim, benimkisi huzursuzluğun içinde huzuru bulmak gibi bir şeydi. Gök gürlemesi, yağmurun şiddeti beni huzursuz yaparken aynı zamanda nasıl huzuru en içten hissettirmeyi başarıyor bilmiyorum. Pikeme daha sıkı sarılıp gözlerimi kapattım. Muhtemelen yağmuru duyamayacaktım uykuya dalınca ama huzursuz eden huzurlu sesin orada olduğunu bilmek gönlüme ferahlık verirdi. Ne de olsa gökte ferahlık vardı.
*
Sabahın ilk ışıklarında uyanıp dağınık olan odama aldırmadan, yerdeki kıyafetlerin üzerinden atlayarak pencerenin yanına kadar gittim. Pencereyi sonuna kadar açıp temiz havanın odama girmesine izin verdim ve biraz soluklandım. Güzel bir sabahtı.

Yağmur yağmayı bırakmıştı, yalnızca çatılardan akan su damlalarının sesini duyuyordum. Tabii birde kuş seslerini. Nedense her sabah kendimi beşte kalkmaya planlamış gibiyim, her sabah günün ilk ışıklarında uyanırm. Okul zamanından kalma bir alışkanlıktı işte.

Beyaz Gül: 24Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin