AİLE APARTMANI

ÖZEL BÖLÜM

Uzuuunn bir aradan sonra hepinize merhaba 🤝🏻 Biliyorum çok beklettim ama inşallah telafi edebilirim. İyi okumalar, yorumlarınızı eksik etmeyin ❤️

Dükkana yeni bir çırak almanın vermiş olduğu rahatlıkla birkaç gündür evde köklü temizliğe girişmiştim. Aile apartmanında yaşamanın avantajlarından biri olan bedava çocuk bakıcıları olayı da epey işimi gördüğünden, temizlik benim için terapi gibi olmuştu. "Bitti nihayet." Boş günü olduğu için evde olan Kaan'ı da hazır yakalamışken perdeleri taktırıyordum. Hâlâ merdivenin üstündeyken elinin tersiyle alnını sildi. "Ama ben de bittim. Bu nedir ya Çin işkencesi gibi?" Elimdeki paspası bırakıp başımı kaldırdığımda, hayal kırıklığına uğrayarak nefesimi dışarı verdim. "Sence o perde hiç olmuş mu sarı kafam?"

"Nesi olmamış? Mis gibi oldu işte." Elimi kaldırıp kornişi işaret ettim. "Ruletlerin yarısını kornişin ortasına, diğer yarısını da en alta takmışsın aptal sarışınım." Başını kaldırıp baktığında, şaka yapmadığımı anlayıp elini alnına vurdu. "Benim kollarım boşuna mı koptu şimdi burada?" Gülmemek için kendimi zor tutarken başımla onayladım sorusunu. Zira böyle bir salaklığı ben yapsam oturup ağlardım. "Minel ya..." Merdivenin ilk basamağından atlayıp hışımla yanıma geldi. "İkimiz de yoğunluktan ve yorgunluktan bitiyoruz. Boş günümüzü de perdeye, temizliğe mi harcayalım? Sence de çok sıkıcı değil mi canımın içi?"

"Benim temizlik yapma perilerim senin çocuk yapma perilerini döver kocacığım." Başımla perdeyi işaret ettim. "Çabuk düzelt şunu!" Belimi kavrayıp beni hızlıca kendine çekti. "Ama sen benim perilerimi çok hafife alıyorsun karıcığım." Yavaşça eğilip boynumu öptü. "Bak hazır evde de yalnızız. Ömür uyandı, Ömer kaka yaptı derdimiz de yok." Derdimizi seveyim ya, ben sarı civcivlerimi özledim galiba... Dudaklarıma uzandığında karşı çıkmadım. Kollarımı boynuna sarıp biraz daha kendime çektiğimde güldü. Çalan zil sesine de yazar güldü.

"Ben bu zili sökeceğim bak, yakındır artık." Koşar adımlarla kapıya ulaştığımda, karşımda ikizleri görmeyi beklerken kargocu duruyordu. "Minel Yılmaz?" Başımı aşağı yukarı salladım. "Buyurun benim." Elindeki kutuyu bana uzatıp imzamı aldıktan sonra gitti. Testere abimin düğünü için aldığım ve sırf Nalan yengem önerdi diye Avrupa yakasında bir terziye tadilata verdiğim canım elbisem nihayet gelmişti. "O ne sevgilim?" Keyifle yerimde zıplayarak cevap verdim. "Elbisem geldiii!" Bayramlık aldığı için sevinçten uyuyamayan çocuklara dönmüştüm.

Kutudan çıkardığım elbiseyi üzerime tutarken Kaan karşımdan bir ıslık çaldı. "Nihayet ben de görebildim şu sır gibi sakladığın elbiseyi." Yanına gidip yanağını öptüm. "Ne saklaması aşkım, boyu ve beli için biraz tadilat gerekti sadece." Heyecanla yatak odasına girerken bir yandan söylendim. "Giyinip geliyorum hemen." Pembenin sevdiğim bir tonunda olan elbiseyi giymek için hızlıca üzerimdeki çamaşır suyu lekeli tişörtten kurtuldum. Fermuarı çekerken zorlandığım için altına aldığım ayakkabıyı giyip Kaan'ın yanında aldım soluğu. "Şunun fermuarını çeker misin sarı kafam?" Kaan, elindeki su bardağını çekip öksürmeye başlayınca telaşla yanına koştum.

"Ayy, ne oldu ya? Güzelliğimden nutkun mu tutuldu anlamadım ki?" Nefesini düzene sokup beni baştan aşağı süzdü. Bakışlarını görünce gülerek kendi etrafımda döndüm. "Çok güzel değil mi?" Başını aşağı yukarı saklarken, ona arkamı dönüp saçlarımı topladım. "Fermuarı da çekersen daha güzel olacak sanki." Fermuarı yukarı doğru yavaşça çekerken nefesini boynumda hissettim. Hemen ardından kollarını belime sarıp arkamdan sarıldı. "Elbise çok güzel, giyen sen olunca daha güzel. Buraya kadar her şey tamam." Tamam olmayan ne? "Tamam da..."

"Eee, olmayan ne?" Merakla sorduğum soru karşısında ellerini elbisenin göğüs dekoltesi kısmına getirip orada durdu. "Bu elbisenin tam şurada olması gereken kumaşı nerede canımın içi? Defolu bence bu." Belimdeki ellerinden kurtulup şaşkınlıkla ona döndüm. "Kaan, şaka yapıyorsun değil mi?" Elimle dekolte kısmını işaret ettim. "Ben elbiseyi sırf bu dekolteye bayıldığım için aldım zaten." Gözleri yüzüm ve dekolte kısmında dolaştıktan sonra derin bir nefes aldı. "Oraya ben de bayıldım. Hiç sıkıntı yok ama düğünde giyersen sıkıntı olabilir."