4. Bölüm

135 7 0
                                    

Gözlerimi açtığımda güneş bedenimi esir almış gibiydi.Yavaşça yatakta doğruldum.Dün ben uyuduktan sonra gitmişti muhtemelen abim.Banyoya girip elimi,yüzümü yıkadım ve saçlarımı topladım.Artık kendime bakıp,toparlanmam gerekiyordu.Odadan çıktığımda yatağın çaprazında duran koltuğun üstünde birkaç parça kıyafet gördüm.İçlerinden siyah yüksek bel pantolonu ve kırmızı bir tişörtü alıp,giydim.Aşağıya inmek için odadan çıktım.Mutfaktan çok güzel kokular geliyordu.Salonda kimse yoktu.Bahçeye çıktığımda abimle Devran bir koltukta,Selim'le Mert'te bir koltukta oturuyorlardı.O sırada koltukların karşısında çift kişilik bir salıncak gördüm.Hemen koşarak salıncağa binip,kendimi sallamaya başladım.Hepsi şaşkınlıkla bana bakıyordu.
'Bana şöyle bakmayı bırakır mısınız ? Her yaptığıma şaşırıyorsunuz.' dedim gülerek.
'Dur gelip seni sallayayım da havalara uç.' dedi Selim.
'Bu arada artık size abi demeyeceğim.Gözümden düştünüz.' deyip kollarımı önümde bağladım.
'Ne derseniz biz kabulüz İdil hanım.' dedi gülerek yanıma gelen Selim.Salıncağın zincirlerinden tuttup havaya kaldırdı,iterek bıraktı.Her yukarıya çıkışımda sanki gökyüzü kucağıma doluyormuş gibi hissediyordum.Henüz dün akşamdan beridir bir şey yemediğim için birden başım döndü.
'Dur.' diye bağırdım.Hepsi birden kafasını bana çevirdi.Selim beni durdurdu.'Dünden beridir bir şey yemediğim için başım döndü aniden.'
Abim 'Selma Hanım.' diye bağırdı.Bahçeye 40 yaşlarında bir teyze girdi.'Buyrun Kağan bey.' dedi.Çok tatlı ve sempatik bir kadına benziyordu.
'Kahvaltıyı dışarıda yapacağız biz bugün.' dedi ve ayağa kalktı.
'Hazırlanın.' diyerek bahçeden çıktı.

Araba çok lüks bir restorantın önünde durdu.Hepimiz arabadan indik.Devran bir işi olduğunu söyleyip bizimle gelmemişti.Onun da şu bitmeyen işlerine olan merakım artıyor ama erteliyorum şimdilik.Restoranttan içeriye girdiğimizde takım elbiseli,40'lı yaşlarında bir adam bizi karşıladı.

'Hoşgeldiniz Kağan bey.Buyrun masanız hazır.' diyerek bizi herkesten uzak,boğaz manzaralı bir masaya oturttu.Manzaraya karşı ağzım açık kalmıştı.Çok huzur vericiydi.Birisi kafama vurduğunda hızla başımı çevirip vuranın Selim olduğunu gördüm.'Ağzını kapat diye vurdum.' dedi gülerek.Gözlerimi devirdim.O sırada Mert'le göz göze geldik.
'İlk defa mı manzara görüyorsun ?' diye sordu.Kafamı 'Hayır.' anlamında salladım.Tekrar manzaraya bakıp daha sonrasında gözlerimi Mert'le buluşturdum.'Benim gördüğüm manzaralar biraz farklıydı.'
Biraz mı ? Baya baya farklıydı.Herkes ne demek istediğimi anlamıştı ve gözlerini benden çekip manzaraya çevirmişlerdi.Garson siparişleri almak için geldiğinde abim hepimizin yerine siparişleri vermişti.O sırada daha keşfetmediğim telefonumu çantamdan çıkarttım.İlk önce WhatsApp'ı,sonra İnstagram'ı,sonra Twitter'i yükledim.Yep yeni bir hesaplar açtım uygulamarda.
'Twitter yüklemek çok büyük hata ettin.' dedi Selim.O benim telefonumumu gözetliyordu.Anlamamış şekilde bakışlar gönderdim ona.
'Şimdi gir Twitter'e,sonra bak bakalım karşına neler çıkacak.' deyip önüne döndü.Hemen girdim.Hep abimle ilgili şeyler vardı ve benle.

'Kağan Ateş'in kız kardeşi mi ? Oha inanamıyorum.Bir görümcem olduğunu biliyordum.'

'Ne görümcesi be ?' diyerek yüzümü ekşittim.

'Kız kardeşinin yerinde olmak isterdim.Her zaman Kağan'ı görecek.'

Yüksek sesli kahkaha atmıştım.Hepsi dönüp bana baksada umursamadım.

'Acaba kız kardeşi güzel mi ? Çünkü Kağan Ateş çok yakışıklı.'

'Evet güzelim.Gencim,güzelim.' diye kendi kendime konuşuyordum.Okumaya evde devam edecektim.Tam telefonu masaya bırakacakken mesaj geldi.Benim telefon numaram masadakilerden başka kimse de yoktu ki.Bir de Devran'da vardı.Bilmediğim,isimsiz bir numaraydı.Mesaja tıkladım.

Yasak Aşk  (+18)Where stories live. Discover now