13. (final)

159 12 10
                                    

"Hadi Draco." diye fısıldadı Belatrix, fakat Draco'nun Dumbledore'u öldürmesini bıraktım asasını bile düzgün tutamıyordu. Korkudan bütün bedeninin titrediğini biliyordum, ondan daha soğukkanlı oluşum işime gelmişti. "Yapamayacaksın değil mi!" dedim hırslı görünmeye çalışarak. Bir anda bütün kafalar dönüp bana bakmıştı, bu sırada birkaç adım atıp Draco'nun yanına geldim ve gözlerine baktım. "O kadar cesaretli değilsin." dedikten sonra her ihtimale karşı onu göğsünden itip yere düşmesini sağladım. Sonrasında Dumbledore'a döndüm

"Amora," dedi şefkatle, işimi zorlaştırıyordu. Başka cümle kurmadan asamı ona yönelttim "Avada Kedavra!" diye bağırdığımda asamdan çıkan yeşil ışık yaşlı bedeni buldu ve kuleden düşmesine sebep oldu. O düşerken arkamdan Belatrix'in kahkahalarını duyabiliyordum. Yanıma gelfi ve zıplamaya başladı "Hehehee, öldüü, öldüü." çocuk gibi davranmaya başlaması sinirlerimi bozmuştu. Ben neredeyse ağlayacaktım, kafamı çevirip Draco'ya baktım. Şok içindeydi, sanırım bunu yapacağımı düşünmüyordu. İşte şimdi gerçekten benden korkmaya başlamıştı.

Diğer ölüm yiyenlerle beraber gezip şatoyu yıkmalarını seyrettim. Öğrenciler çığlıklar içinde kaçıyorlardı. Bütün çocukluğumun yanışını izliyordum sanki, bu kadar acımasız olamazlardı...

-1 yıl sonra-

Her ihtimale karşı okulda kalmıştık. Bugün Voldemort bütün gücüyle saldıracak ve büyük ihtimalle kazanacaklardı. Dün aklıma gelen planı uygulamak için Gryffindor ortak salonundan çıktım. Doğruca zindanlara inmiştim, hızlı adımlarla yürüyordum ki Snape birden karşıma çıkmıştı. Korktuğumdan yerimde sıçramıştım "Nereye gidiyorsun Amora?" "Snape çekil, önemli bir işim var." "Sanırım benimde var," dedi ve elini cebine götürdü. Her ihtimale karşı bende asamı kavramış ve hazırda bekliyordum. Fakat o asa yerine küçük cam bir şişe çıkardı. "Bu-" diye başlamıştı ki sözünü kestim "Anıların." doğru bilmeme şaşırdığı ortadaydı, şişeyi bana uzattı. "Bunu zamanı gelince Harry'e vermen gerekiyor. Böylece bütün olayları anlayacaktır." "Doğru zamanı nasıl bileceğim. Voldemort her an gelip-" "Bileceksin çünkü benim bunu verme fırsatım kalmayacak." kaşlarımı çattım "Sen-" "Ben şuan mürver asanın sahibiyim." dedi imalı bir tonla.

"Yo, hayır," "Evet." dedi ve şişeyi elime bıraktı. "Snape bunu yapma, başka bir yol-" "Her zaman başka bir yol olmayabilir Amora, sen Lily'den sonra gördüğüm en iyi ve yetenekli cadısın. Kendinle gurur duy, çünkü annen duyuyor." dedikten sonra gitmişti. Gözlerimden birer damla yaş süzülürken ne için geldiğimi hatırlamıştım. Şişeyi cebime koydum ve Slughorn'un sınıfına girdim. "Efendim." bu ani girişime korkmuştu "Üzgünüm korkutmak-" "Sorun değil evlad. Ne için geldin?" diye sordu yanıma gelirken.

"Benim bir fikrim var. Savaşı kazanma ihtimalimizi yükseltmek için," "Bunu duymaktan zevk alırım." dedi ve bana kulak kesildi. "Felix Felicis efendim. Eminim ki sandıklarınızda bir tane vardır." "Evet var ama savaşta bunu kullanmak kurallara aykırıdır." dedi endişeyle. "Biliyorum ama şuan kurallar içinde gerçekleşen tek bir olay söyleyin bana." haklıydım, onlar adaletsiz savaşacaklarsa bizde yapabilirdik. "Lütfen profesör." diye yalvarmıştım sonunda. "Pekala." dedi ve masasına yöneldi. Sandığını açıp bir süre arandıktan sonra ufak bir şişe göstermişti. Tam kapağını açacaktı ki onu durdurdum "Şimdi değil. Önce onların gelmesini beklemeliyiz." kaşlarını kaldırıp şişeyi cebine koydu "Teşekkürler efendim." dedikten sonra hızla sınıftan çıkmıştım.

Daha sonra bir ses, Voldemort adeta duvarlardan konuşuyordu. "Çocuğu istiyorum." gel ve al bakalım!

~

Kocaman şatoda koşarak Harry'leri arıyordum. Voldemort'un şatoya girdiği kesindi, artık her an her şeye hazır olmalıydık. İkinci kata çıktığımda Ron ile çarpışmıştık. Biraz sendeleyip bir iki adım geri attıktan sonra kafamı kaldırdım. Arkasında Harry'i görünce Merlin'e şükrettim. "Harry-" "Zamanımız yok. Git buradan." diye tersledi beni. Onun bana böyle davranmasını kaldıramıyordum. Dumbledore'u öldürdüğüm gece o da oradaymış, aynı günün akşamı çok sinirliydi. Hayatımda hiçkimse bana o kadar bağırmamıştı, bana bir Potter olmayı hak etmediğimi bile söylemişti. Yine de onu anlıyordum, Dumbledore ile özel bir bağı vardı ve kardeşinin onun katili olması şüphesiz isteyeceği son şeydi.

Unknown Enemy Where stories live. Discover now