YARALI İZLER +18

11

Gözlerimi yavaşça araladığımda kurumuş saçlarım dağılmış, şampuan kokusunu yayıyordu.

Başımın olduğu yer yukarı ve aşağı inip dururken bacağımı sağ tarafıma attım.
Biryere çarpan dizim ile arusun inlemesini duydum.

Gözlerimi kırpıştırarak görüşümü netleştirirken ayağımın arusun bacak arasına çarptığını gördüm.

Siktir

" pardon istemeyerek oldu. Benim burda ne işim var " diye mırıldandım.
Bu adamın yanında tüm devrelerim yanıyordu!

Suratına baktığımda gözlerini yumup dişlerini sıktığını fark ettim.

Mahçup bir ifadeyle yataktan kalktım ve utançtan ellerimle suratımı kapayarak odadan çıktım.

Rezillik

Ne kadar süre geçti bilmiyorum ama ben kahvaltıyı hazırlayıp onu beklemiştim.

Çayımı yudumlayarak camdan dışarı bakıyordum. Her taraf ağaçlıktı
Kendi yuvasına getirdi işte ayı

Aklıma gelenlerle gülmeye başladım.
Ona ayı dediğimi duysa boks maçı başlatırdı bana karşı

"Doktora gidelim mi?" Duvardaki bakışlarımı mutfak kapısının girişinde dikilen arusa çevirdim.

Sırtımın ağrısı geçmiş gibiydi
Azıcık sızlıyordu
Ne gerek var doktora?

"Hayır iyiyim ama senin için gidelim istersen" diyip arsızca sırıttım. ciddi bir şekilde gelip elini alnıma koydu.

"Ateşin de yok. Neden duvara bakarak pişmiş kelle gibi sırıtıyorsun" dedi.
Gözlerimi devirip "hah! Sensin pişmiş kelle" dediğimde hala ciddi bir şekilde bana bakıyordu.

"Ay aklıma komik birşey geldi. Ona gülüyordum" yanımdan ayrılıp karşımdaki sandalyeye oturdu ve önündeki çaya bakarak suratını buruşturdu.

"Ney o komik olan şey" çaya kötü bakışlar attığı için kaşlarımı çatarak
"Çay sevmiyor musun?" Dedim.

Gözlerinin odağı gözlerim olduğunda birkaç saniye boş boş baktı
"Kahveyi tercih ederim"

"Ay öyle mi" dedim heyecan ve hüzün karışık bir ses tonuyla
Sonra ciddi bir ifadeyle devamını getirdim. " O zaman kalk yap" gözlerini devirip ayağa kalktıp dolaba yöneldi.

Heybetli vücudunu süzerken bir yandan çayımı içiyordum.
Kol kasları tişörtün içinden fışkırmış
Çok güzel bir görüntü veriyordu.

"Ahh!"
Sıcak çayı aniden içmemle dilim yandı.
Gülerek bana döndüğünde dilimi dışarı çıkarmış elimi yelpaze gibi kullanıp acısını gidermeye çalışıyordum.

"Dik dik bakarsan öyle olur" nasıl fark etmişti ki
Dık dik bakarak adamı yedin

Gözlerimi devirip dilimi içeri soktuğumda makinanın düğmesine basıp yanıma geldi.

"Acıyor mu" he napıcan

"Evet"

Yüzüme doğru eğilip " çıkar dilini" dedi.
Kalbim güm güm atmaya başlamıştı

Filmlerdeki o klişe sahneyi mı yaşayacaktık

Dilimi hafiften dışarı çıkardığımda üflemeye başladı.
Nefesi suratıma çarparken hipnoz olmuş gibi hareket edemeden gözlerine bakıyordum.

20 saniyeye yakın üfledikten sonra geri çekilip kahvesine döndü.

Dışarıda olan dilimi içeri çekip toparlanmak için kafamı iki yana salladım.