YARALI İZLER +18

16

~yıl 2005- 18 şubat~

Düşmüş olduğum çamurda gülerek
Üzerime baktım. Annem kesinlikle beni dövecekti.
Asir endişeyle yanıma gelip kalkmam için elini uzattı.
Minik ellerimi avucuna koyduğumda beni kaldırarak. Küçük bir sinirle azarladı

"Ya bir yerine birşey olsaydı" üstüme başıma garip bakışlar atarken " ama iyiyim" dedim.
Asir bi abi tavrıyla elimden tutarak kendi evlerine götürmeye başladı.
"Seni kendim yıkamalıyım yoksa baban bu sefer ikimize de ceza verecek" dedi.

Dilimi dışarı çıkarıp güldüğümde o da eşsiz gülümsemesini sundu.
"Küçük cadı" diyip burnumdan makas aldı.

Bahçe kapısından evin içine girdiğimizde sesiz olmaya çalışarak
Asirin odasına gittik.
Odaya girer girmez burnuma dolan erkek kokusuyla karışık dalin ile gülümsedim. Annem benim için de aynı kokuyu kullanıyordu.

Odasındaki dağınıklığa aldırmadan beni banyoya soktuğunda

"Üzerini çıkarıp banyoya gir. Saçını temizlemeliyiz ve ellerini." Diye fısıldadı.

Üstümdeki tişörtü çıkardığımda
" o kalsın" diyip atletimi gösterdi .
Eşofmanımı da çıkardığımda pislenen kıyafetlerimi lavabonun içine koyup suyu açtı.

"Seni yıkayayım mı" diye sorduğunda başımı usulca salladım.
Ben yıkanmayı bilmezdim ki

Asir gülerek yanıma geldi " baş belasısın" diye fısıldadığında bende güldüm.

Suyu açıp üzerime tutarken
"Sen kendin mi yıkanıyorsun " dedim. Başını sallayarak " annem artık büyüdüğümü söyledi." Diye fısıldadı.

Soğuk su vücuduma değdiğinde yana kayarak sudan kurtuldum.
"Büyüdün mü?" Diye sordum.
Su ayarını değiştirirken
"Ben ilkokulu bitiriyorum ya. Büyüdüm" dedi.

Gözlerim yavaşça dolarken " ama ben büyümedim." Dedim.
Asir şaşkınlıkla suyla uğraşmayı bıraktı ve endişeyle elini koluma koydu.
"Ne oldu " diye sordu.
Akan göz yaşımla hıçkırdım.
"Ben niye büyümüyorum." Dediğimde çamurlu olmama rağmen bana sarıldı.

"Büyüyeceksin " diye fısıldadığında kızarmış gözlerimle ona baktım.
"Benim büyümemi bekler misin" dediğimde  tatlı tatlı güldü.

"Senin büyümeni bekleyeceğim kor alevi" yanağımdan öpüp uzaklaştı
" hadi şimdi seni temizleyelim"

~

Arabanın sarsılmasıyla gözlerimi açtım. Hava kararmıştı
Tutulan sırtımı kıtlatıp  derin nefes aldım.
Sabahtan beri uyuyor olmama bakarsak her an varabilirdik.

Yanımdaki arusa baktığımda arkasına yaslanmış gözleri kapalı bir şekilde duruyordu.
Acaba uyudu mu diye merak etsem de
Kendime kızıp şoförün camına tıklattım.