Tek Arkadaşım Sensin

187 12 4
                                    

Kaan için her şey daha da kötüye gidiyordu. Evde melisanın ve okulda Tolganın varlığı tutunduğu tek daldı. Babasının sevmediği oğlu olmak her geçen gün daha zor geliyordu. Çabalamaktan yorulmuştu. Gitmek istiyordu ancak gidecek bir yeri yoktu. Kalamıyordu da. Sığmıyordu içi bu eve,bu odaya. Kurtulmanın bir yolu yok muydu tüm bunlardan.

Artık eskisi gibi sağlıklı düşünemiyordu bile. Aynaya baktığında kendini tanıyamıyordu. Aylar önceki o çocuk nerdeydi? Belki de o çocuk annesiyle birlikte ölmüştü. Yatağının yanındaki komidine baktı. Üstündeki çerçeveye. Annesini özlemişti Kaan. Annesini çok özlemişti. Annesine babam nerde diye isyan ettiği zamanlara pişmandı.

Histerik bir şekilde gülmeye başladı. Ne ummuştu ne bulmuştu. Trajikomikti evet çok komikti. Düştüğü bu zavallı durum çok komikti. Katıla katıla gülesi vardı Kaan'ın. Saate baktı ve sonra kahretsin diye mırıldandı. Şoförü kaçırmıştı. Masadaki cüzdanını aldı ve içine bakınca şansına bir kez daha küstü. Parası da bitmişti. Babasından istemesi gerekecekti.

Koşar adım aşağı indi ve mutfaktaki babasının yanına geldi. "Baba param bitmiş,harçlık verir misin?"
Babası oralı bile olmayınca nedenini hemen anladı Kaan. Keşke anlamasaydı. Canı yanarak tekrar kurdu cümlesini.

"Akif bey param bitmiş,harçlık verir misin?" Ona artık baba demesine bile izin vermiyordu. Kaan doya doya baba demek istiyordu oysaki. İçinden sayıklar gibi baba baba diyordu hep.

"Daha yeni vermiştim parayı. Bu kadar hızlı bitirme bir dahakine vermem" dedi ve cüzdanından çıkarttığı parayı Kaana uzattı. Kaan üzgün bir şekilde parayı aldı.

"Doruka da böyle diyor musun?" diye sordu. Alacağı cevabı biliyordu ama tutamıyordu işte kendini. Kıskanıyordu istemsizce. Akif buz gibi bakışlarını ona çevirdi ve

" Kaç kere dedim sana kaç? Kendini oğlumla bir tutma diye. Evden kovdum hala aklın başına gelmemiş. Keşke hiç getirmeseydim seni bu eve" Kaan dayanılmaz bir acı duymaya başlamıştı yine.

"Getirmeseydin o zaman. Ben teyzemin yanına geri dönmek istiyorum."

"Ooohhoo yok öyle dava. Sen istedin diye gönderemem seni. Medyanın diline düşemem. Aldık hir kere başa belayı,çekeceğiz artık" Kaan gerçekten boğuluyor gibi hissediyordu.

"Gitmek istiyorum ben. Beni bu kadar çok görmek istemiyorsun madem gideceğim ben" diyip arkasını dönmüştü ki o cümleyi duydu. Duymasaydı keşke.

"Gidemezsin ama keşke hiç doğmasaydın. O zaman ikimiz de mutlu olurduk." Kaan hızla arkasına dönüp baktı. Ciddi değildi ki! Olamazdı. Ama gördüğü manzara çayını içip telefondan gazetesini okuyan babası aaa pardon akif atakuldu.

Kaan tekrar arkasını dönüp odasına koştu. Çantasını kenara fırlatıp yatağına oturdu. İçi çıkana kadar ağladı. Ne kadar müddet ağladı bilmiyordu. O sırada evdeki herkes gitmiş, temizlik için gelen ablalar gelmişti. Kaan saate bakınca ilk dersin sonuna geldiğini fark etti. Geç kalmıştı ama zaten gidebilecek bir halde değildi.

O sırada telefonu çaldı. Kaan kim olduğuna bakmadan açtı ve "Nerdesin oğlum ya. Okulda sıkılıyorum ben" diyen Tolga'nın sesini duydu. Alaylı ses tonuyla konuşuyordu her zamanki gibi. Kaan konuşmak için ağzını açtı ama ağlamaya başlamıştı tekrar. Bunun üzerine Tolga'nın ses tonu şaşırmış bir hale evrildi.

"Kaan iyi misin? Ağlıyor musun sen? Noldu lan."

"Tolga, Tolga ben" dedi derin nefes alıp devam etti "ben hiç iyi değilim. Ölüyorum galiba. Nefes alamıyorum."

"Oğlum saçma sapan konuşma. Tamam konuşma, ben geliyorum oraya şimdi."

"Tolga ben bu acı bitsin istiyorum. Ne yaparsam biter?"

"Çıldırtma bak beni. Geliyorum diyorum sana. Ben gelmeden hiçbir şey yapma. Odanda otur sadece. Telefonu da kapatma sakın."

Tolga arabayı deli gibi bir hızda sürüyordu. Kalbi de arabanın hızıyla yarışır bir hızda çarpıyordu. Aklına gelen bazı ihtimaller onu korkutuyordu. Evet bu da bir ilkti Tolga korkudan titreyecek hale gelmişti.

"Kaan konuşsana sen benimle. Sesini duyayım. Baya az kaldı yol" Ancak sadece Kaan'ın iç çekişlerini duyuyordu. Evin önüne gelince arabayı park edip hızla çıktı içinden. Koşarak kapıya geldi. Alacaklı gibi çalıyordu. Evin çalışanları kapıyı açınca "Kaan'ın odası nerede?" diye bağırdı. Şaşırmış olan kadın "yukarda 2.oda" diye cevapladı refleksle. Diğer kadın "siz kimsiniz?" diye sordu ama Tolga merdivenleri yarılamıştı bile.

Odanın kapısını hışımla açtı. Korktuğu manzarayla karşılamamanın verdiği rahatlıkla kapının önünde yere çöktü. Kaan ona sulu gözleriyle bakıyordu. Tolga kalkıp yanına yürüdü. Şimdi teselli etmesi gerekecekti ki bunu asla yapamazdı. Nasıl yapılır bilmiyordu.

Sarılmalı mıydı mesela? Galiba öyle yapmalıydı. Bir anda sarılınca Kaan şok içinde kaldı. Ama iyi gelmişti. Uzun zamandır kimse Kaan'a sarılmıyordu. Ve bugün onu hayattan koparan sözlere karşılık onu hayata tekrar bağlayan o sözleri söyledi Tolga.

"Sakın saçma sapan şeyler düşünme,yapma. Tek arkadaşım sensin. Bunu benden almaya kalkma."

Mutluluğa UlaşmakWhere stories live. Discover now