3

119 38 24
                                    


16 Mayıs 2014/Cuma ''Sanem Öz'ün güncesinden''

Erkenden uyandım, e tabii hazırlanmam lazım. Bartu'yla konuşmaya nasıl başlayacağımı tüm gece düşünüp durdum. Gece 3'e alarm kurdum, şaka değil gerçekten. Duş aldım, formalarımı giydim, birkaç şey atıştırdım, dişlerimi fırçaladım, en güzel parfümümden sıktım, ametist parfümü seçtim aşkı çeksin diye. Fakat bir eksik var gibiydi, tabii biraz fondöten, rimel ve nemlendirici de gerekti. Aynaya baktım ve hiç olmadığım kadar güzel olduğumu fark ettim...

***

Otobüs durağında beklerken okula yürümeye karar verdim, henüz çok erkendi. Okul 8'de başlayacaktı ve saat henüz 5 buçuktu. Yol kenarında yavru bir kediye rastladım, onu yanıma almamak için zor sabrettim diyebilirim... Her neyse gelelim en önemli bölüme: Onu görmüştüm, Bartu'yu. Bu saatte ne işi vardı dışarıda, okulun başlamasına daha çok vardı. Yanındaki kızı görünce kalbimde oluşan acı hissiyatına anlam veremedim, okula henüz yeni gelen ve kim olduğunu bile bilmediğin biri için acı çekmek mi? Nesin sen Sanem? Bir insanın yalnızca gözlerine âşık olmak da ne? Kızla ne konuştuklarını duymak için birkaç adım daha yaklaşmak istedim. O sırada Bartu'nun da beni fark ettiğini gördüm. Acaba tanımış mıdır? diye düşünürken, yanlarına siyah arabayla yaklaşan, boynunda bir yıldız dövmesi bulunan, 40lı yaşlarda olduğu belli olmasına rağmen parlak ve canlı bir cilde sahip, bir o kadar da güzel kadınla birkaç saniye göz göze geldim. Bartu'nun yanında duran kızın bir anda suratı asıldı, Bartu ise başını hafiften öne eğerek selam verdi. O an Bartu'nun ne kadar mükemmel göründüğü tekrar aklımda dolanıp durdu. Her haliyle harika bir insandı... Özene bezene yaratılmış resmen.

Bartu'nun anlamsızca yüzüme baktığını fark edince, onları izlemeyi bırakıp okul yolunda ilerlemeye devam ettim. Peki ya yanındaki kız kimdi? Bunu kesinlikle öğrenmem lazım.

...

Sevgili Günlük,

Şimdi okulda olanları anlatma vakti. Henüz 3. dersteyiz, şimdiye kadar Bartu'yu hiç okulda göremedim. Bu arada sanırım söylemeyi unuttum, Bartu bizim sınıfta... Biraz da endişeliyim. Yanındaki o kız ve sonradan gelen kadın da kimdi?

Ders müzik ve Bartu'nun bu dersi kaçırmak isteyeceğini sanmıyorum, sırf müzik odamız için okula geldiğini duymuştum. Her türden çalgının bulunduğu büyükçe ve harika bir müzik sınıfına sahibiz. Konservatuar okumak istiyormuş. Evinin yakınında bir güzel sanatlar lisesi bulunmadığı için de burayı tercih etmiş. Eda ve arkadaşları konuşurken duymuştum.

Teneffüs zili çaldı, hemen bahçeye çıkacağım. Geldiğimde olanları yazmaya devam edeceğim.

...

O kızı tekrar yanında gördüm, bahçede, ikisi yan yana... Neler oluyor? Bu kız da kim böyle? Aklımdaki sorular delirmem için yeterliydi. O sırada Eda ve arkadaşlarının, her zamanki gibi fırsatçılık yapıp Bartu'ya yaklaştığını fark ettim. Eda henüz yanlarına ulaşmamışken, Kumsal, diye seslenişine şahit oldum. Demek Bartu'nun yanındaki kızın adı Kumsal'dı. Kumsal ise somurtkanlığını bir kenarı bırakıp, sahte bir gülüşle Eda'ya selam verdi. Bartu, ''Kumsal'a okulu gezdirir misin Eda?'' diye ricada bulundu. Sonrasında Eda'nın kulağına bir şeyler fısıldadı. Eda ise ''Elbette, senin kardeşin sonuçta, büyük bir zevkle gezdiririm'' diye yanıtladı. Ancak Kumsal bu durumdan pek de memnun gibi değildi. Bir nebze de olsa içim rahatlamıştı, Kumsal Bartu'nun yalnızca kardeşiymiş.

Çaprazımda bulunan sırada oturuyor. Her gün Bartu mükemmelliğine maruz kalıyorum. Ah bu çocuğun tek bir hareketi bile aklımı başımdan almaya yetiyor. Ne yapacağım ben bu karışık duygularla Bartu? Bir de o rüzgârda uçuşan saçları yok mu, hayır ya abartmıyorum, gerçekten harika. Onun her şeyine bayılıyorum. Neyse Sanem, şimdi Bartu yerine tahtayı izlemeyi dene, yoksa edebiyattan kalacaksın.

AY IŞIĞI (KİTAP OLDU)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin