bölüm 9

7.1K 191 48
                                    

Medya:alaz

"Evet alaz seni sinir etmek içindi nasıl sinirden kudurduğunu görmek içindi"dedi artık sinir patlaması yaşayıp ayağa kalktım ve saçına yapıştığım gibi çektim

"Bir daha bana alaz diye seslenme" daha çok çektim saçını ağzından ufak bir inleme kaçtı

"Hadi ama alaz önceden adını söylemem için yalvarıyordun bir daha söyle deyip duruyordun" dedi gözüm iyice dönmüştü saçını bırakıp boğazını sıkmaya başladım duvara ittirdi

"O bir hataydı o zamanlar kafam yerinde değildi gençtim bir şerefsiz olduğunu bilsem yanından bile geçmezdim emin ol" dedim bir hışımla ceketimi alıp arabaya doğru ilerledim...

ERENİN AĞZINDAN 18:30

Güneş iyice batmıştı dış kapıyı açtım iki tane izbandut adamla karşılaştım adının batu olduğunu bildiğim adam konuştu

"Bir sorun mu var eren bey" dedi "hayır bir sorun yok bahçeye çıkmak istemiştim " diye karşılık verdim kafasını salladı sadece

Kapıdan çıktıktan sonra biraz ileriye gittim arkama dönüp baktım evin dış cephesi siyahtı ve dağlık bir alandaydık etrafta bir sürü ağaçlar vardı ve evin önünde kocaman bir demir siyah kapı vardi

Evin etrafı 8-9 metre yükseklikte duvarlarla çevriliydi duvarın üzerinde ise dikenli teller vardı resmen hapishane gibi etrafta da bir sürü koruma ben burdan nasıl kaçacaktım...

Evin etrafı 8-9 metre yükseklikte duvarlarla çevriliydi duvarın üzerinde ise dikenli teller vardı resmen hapishane gibi etrafta da bir sürü koruma ben burdan nasıl kaçacaktım

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.


Demir siyah kapının açılmasıyla bakışlarımı arkaya çevirdim alaz altında son model arabası ile tam ortada durmuştu

Demir siyah kapının açılmasıyla bakışlarımı arkaya çevirdim alaz altında son model arabası ile tam ortada durmuştu

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.


Arabanın kapısını açtı yanıma adımladı "nasıl evimiz güzel mi" ne ne o evimiz mi demişti

"E-evimiz mi" şaşkın bir sesle cevapladım "Evet bebeğim evimiz ne o beğenmedin mi" dedi elini bel boşluğuma koyup kendine çekti

"S-sen ne saçmalıyorsun bura benim evim değil " diye çıkıştım o an alaz gülümsemeyi bıraktı biraz daha kendine çekti " burası seninde evin ikimiz evlendigimizde burda yaşayacağız " bu bu ne saçmalıyordu

"Sen kafayı yedin herhalde burası benim evim değil ve hicbir zamanda benim evim olmayacak daha doğrusu evimiz olmayacak anladın mı beni ha ayrıca da seninle evleneceğimi kim dedi şahsen senden nefret eden ben demiş olamam değil mi" dedim alaylı şekilde

Lafım biter bitmez koluma yapıştı arkasından sürüklemeye başladı. Korumalara baktığımda elleri önlerinde bağlı,başları eğik şekilde yere bakıyorlardı

Açık kapıdan içeriye girdik kapıyı kıracak şekilde kapattı. Biraz ilerledikten sonra aşağı bodrum kata inen merdivenlere geldik hayır bura olamaz olmaz yine bodruma indiriyordu

"B-bırak oraya gitmek istemiyorum " Beni dinlemiyordu bile "a-alaz b-bırak "

"Yürü eren" diye öyle bir bağırdı ki sesimi çıkarmadan gözlerimden yaşlar süzüle süzüle yine hapishaneme gelmiştim bir çırpıda alaz beni yere fırlattı kolumun üstüne düştüğüm gibi

"Ahhh" diye bağırtı kopardım alaz üzerime doğru gelmeye başladı

"Arkanı dön" dedi emrivaki bir sesle

"H-hayır"

"Eren sana arkanı dön dedim"

"N-ne ya-yapacaksin" titrek sesle

"Eren dedigimi yap"

"H-hayır l-lütfen yapma" diye artık yalvarıyordun dibime girip eliyle sertce boğazımı sardı. Gözlerimin içine öldürücü gibi bakarken

"Sen benim lafını mi çiğniyosun" diye sert sesiyle söylediğinde sesli bir şekilde yutkundum. Parmakları boğazımı sıkıyordu nefes alamıyordum. Elimi eline sardım ama bunu yapmakla hata ettiğimi düşündüm çünkü daha fazla sıklaştırmıştı parmaklarını

Korkuyla kafamı aşağı yukarı salladım dediğini yapacağım anlamında geri çekildi birşey demeden hızlıca arkamı döndüm

Gözlerini bedenimin üzerinde hissediyordum gözümden bir damla yaş

"Pantolonunu baksırını çıkart ve dizlerinin üzerine çök" sesimi çıkarmadan korkuyla pantolonumu ve baksırımı çıkardım dediği gibi dizlerimin üzerine çöktüm

"Domal ve kalçanı ayır "

"L-lütfen " dedim göz yaşlarıma engel olamayarak

"Yapma bana bunu nolursun yalvarıyorum " sesim sonlara doğru kısılmıştı "yalvarıyorum" dediğimde hemen yanımda durup ayağındaki kalın siyah botuyla karnıma bir tekme attı acıyla iki büklüm olduğumda acımadan art arda bir kaç kez daha vurdu karın boşluğuma gelen darbelerle nefesim kesilmişti

"Lafımı ikiletme" ağlamaya devam ederek yanağımı zemine yaslayıp ellerimle kalçamı tutup ikiye ayırdım alaz in ağzından "hımm" diye memnun bir ses çıktı

"Aferin o kadarda zor değilmiş değil mi"

Sesimi çıkarmadım gözyaşlarım beton zemine akarken botunun ucunu kalçamın arasına yerleştirdi. Hafifçe bastırdığında biraz daha öne gitmiştim

"Aferin" dedi tekrardan iğrenç sesiyle hangi ara aldığını bilmediğim kırbacı kalçama geçirdi. O gün kaç saat kırbaç yediğimi hatırlamıyordum kalçamı hissetmiyordum sadece en son kalçamdan aşağı akan kanı hissediyordum ve alaz in kırbacı bir kenara atıp gelip saçımdan öpmesini

"Seni seviyorum güzelim ama beni çok zorluyorsun sen benimsin istesende İSTEMESENDE bu bir gerçek kabullen artık "

ESİR "GAY"Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin