bölüm 29

3.5K 171 71
                                    

Medya: alaz

Erenin ağzından devam

Seneler sonra tekrardan zindan olan o eve hayatımı mahveden adamın yanına dönmüştüm alaz bizi görünce girdiği şoktan çıkmış ve ani Duygu değişimi geçiriyordu şaşkınlığını atmış olacak ki yüzünü sinirli bir ifade kaplamıştı kucağındaki Yiğit ile beraber beni kolundan tutup içeriye çekmiş kapıya da sert bir şekilde kapatmıştı

"NİYE GELDİN LANN" Öyle bir bağırmışti ki yiğit yüzünü boynuma gömmüştü

"A-alaz ç-çocuk korkuyor lütfen" sanki yiğit i yeni fark etmiş olacak ki kucağımda ağlayan yiğit e baktı

"BATU" Hızla içeriye giren Batu abi beni görünce olduğu yerde kaldı

" Batu çocuğu al çık yukarıya" Batu abi bir bana birde kucağımda ağlayan yiğit e bakıyordu

" Batu hadi " Batu abi gelip çocuğu kucağımdan aldı yukarıya çıktı şimdi alaz ile yanlız kalmıştık sinirle üzerime gelmeye başladı

"B-ben yiğit e bakayım" merdivenlere adım atmıştım ki alaz in kolları belimi sarmalamasi ile sırtım alaz in göğsüne yaslanmıştı alaz kulağıma yaklaşıp

"Cehennemine hoşgeldin güzelim" demesiyle vücudumda ki bütün kanlar çekilmişti işte asıl kabus yeni başlıyordu kolumdan tuttuğu gibi sürüklemeye başladı ilk nereye gittiğimizde anlamadım ama şimdi gayet iyi anlamıştım 2 sene önce bütün çığlıklarımı bağrışlarımı eziyet gördüğüm Bodrum'a gelmistik içeriye girmemle kendimi yerde bulmam bir oldu alaz ın hangi ara gelip saçıma yapıştığını bile anlamamıştım öyle bir çekiyordu ki saçımı

"Neden kaçtın lan neden hem karnında benim çocuğum varken buna nasıl cürret edersin"

Hiç bir şekilde cevap vermiyordum ve sinirden elleri titrediğine yemin edebilirdim

"Konuşsana lan konuş yoksa seni öldürürüm Eren"

Gözlerimden yaşlar firar ediyordu ama hala konuşmuyordum " öyle mi demek konuşmuyorsun iyi o zaman ben seni konuşturmasını bilirim"

Saçımı bıraktı karnıma tekme atmaya başladı kendimi korumak için cenin pozisyonu aldım ama rastgele vuruyordum canım yanıyordu bu dört duvar yıllar sonra çığlıklarımı tekrar duyuyordu karnıma sert bir tekme daha yiyince ağzıma metalik bir tat geldi kan kusmuştum etraf artık Bulanık olmaya başlamıştı sonrası yok...

Alaz in ağzından devam

Bayıldı ama gram sikimde değildi onca sene lan onca sene beni bırakıp gitmişti ellerini tavana asılı zincirlerle bağladım uyanabilmesi için bir kova soğuk su döktüm uyanmıştı elime kırbacı aldım yanına gittim

"Çocuğumu benden ayırdın hiç bir haber alamadım"... Sırtına kırbaç

"İlk doğduğunda yanın da olamadım"...sırtına kırbaç

" Bundan sonra asıl alaz ile tanışacaksın"...bir tane daha derken kaç saat geçti bilmiyorum ama artık sesi çıkmıyordu kelepçeleri çözdüğüm gibi yere düştü dizimi kırıp yüzüne eğildim

" Daha yeni başlıyoruz bebeğim"

"L-lütfen ç-çıkar yiğit i görmek istiyorum"

"İşte bu biraz sıkar artık yiğit i görmeyeceksin birazda sen çek 2 sene boyunca ben çektim"

Kapıyı kilitleyip yukarıya çıktım elim ve üzerim hep kan olmuştu oda da ağlama sesi geliyordu yatağın üzerinde oturup ağlayan bir oğlan çocuğu benim çocuğumdu üzerime siktir edip oğlumun yanına gittim kucağıma aldım andan itibaren sustu kokusunu içime çektim çok... çok güzel kokuyordu

"Mis kokulu oğlum benim" elleriyle yüzümü ellemeye başladı ve ağzından çıkan bir kelimesi ile bütün vücudum kasıldı

"Babba" babam mı demişti o

"Söyle babam" babaydım ben baba lan söylemesi bile o kadar huzurluydu ki 4 harfli iki hece baba...

Eren'den devam

Kanıma giren acıyla uyanmıştım yerde öylece yatıyordum iki sene boyunca Amerika'da yaşamıştık çok istediğim mesleği elime almıştım veteriner olmuştum berk ile güzel bir hayat yaşamıştık Yiğit 1 yaşlarındayken ona babasının fotoğrafını gösteriyordum sağ olsun Berk Allahtan  fotoğraf işini halletmişti çocuğun babasını tanısını istedim az da olsa iyi yönlerini söylüyordum her ne kadar da alaz kötü olsa da Yiğit babasını bilmeliydi 2 yaşına geldiğinde ise durmadan alazı istiyordu her gece ağlıyordum seninle olursa olsun alaz ın yanına götüreceğim demiştim Berke ne kadar gitme dese de artık Yiğit durmuyordu ne olursa olsun deyip gelmiştim...

Yerimden kalkmaya çalıştım ama bedenim kalkmamakta ısrarcıydı Yiğit ne yaptı acaba mamasını yedi mi altı değişti mi gerçi mama yemiyordu sadece benim sütümden içiyordu Zor bela kalkıp kapıya son gücümle vurmaya çalıştım ama buna son güç denmezdi duyulamayacak kadar sessiz vuruyordum gözlerimdeki yaşlar kendini çoktan serbest bırakmıştı...

Akşam 20:00 alazdan devam

Adına bile ben koymadım varlığından bir haber alamadım kokusunu içime çekemediğim oğlum ile salonda oyun oynuyorduk batu'ya markete salmıştım bebek için her ne lazımsa alması için çok geçmeden Batu ellerine poşetler ile geldi süt bez mama ne gerekliyse hepsi vardı poşet in içinden süt ü çıkartırken gözüme birşey daha takıldı süt pompası da vardı ne olduğunu bilmiyordum elime aldım ve okudum kadınlar göğsüne takıp süt sağıyormus onu boş verip sütü ısıttım biberona koydum içeriye geçip yiğit'i kucağıma aldım biberonu verdim ama kabul etmedi mamaları denedik yine olmadı ağlamaya başladı oyun oynayarak süt içirmeye çalıştık ama yok içmiyorum artık ağlamaktan morarmaya başlamıştı

"Abi eren i mi getirsek o bilir" kafamı sallayıp yiğit'i batu'ya verdim aşağının kapısını açtım Eren hemen ayağa kalkmaya çalıştı

"Y-yiğit yiğit nasıl" cevap verme ben yukarıya salona çıkardım

"Ağlıyor acıktı hiçbir mamayı sütü kabul etmiyor" batu'dan çocuğu aldı ve kıyafetini çıkardı ucunu yiğit'in ağzına verdi Yiğit tutup memeyi kabul etti ve uyudu sanki az önce evi ağlamalarıyla inleten o değilmiş gibi melek gibi uyuyordu Batu çoktan çıkmıştı zatenn ben de hala şaşkındım...

ESİR "GAY"Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin