13.Bölüm

23.8K 876 41
                                    

İçeri girdiğimde kızlar sanki anlamışlar gibi beni eve götürdüler. Odama geçince abimi aradım.

Lütfen aç.

Çok geçmeden açtı. "Alo." Sesi çok yorgun geliyordu.

"Beni neden aramadın, o kadar şey oluyor ve sen bana haber vermiyorsun." Aslında sinirli değildim ama bana haber vermemesi ve belki de başına bir şey gelmiş olsa bile öğrenemiyiceğim gerçeği vurmuştu yüzüme.

Bir kez daha.

"Korkmanı istemedim," diyip sustu.

"İyi misin?"

"Timimden bir asker yaralandı sinem, allaha şükür durumu şuan iyi ama karargâhtaki askerlerden de var yaralımız birinin durumu ağır," dedi. Arkadan doğanın sesini duymam ile abimin "kapatmam lazım," demesi bir oldu.

"Beni de haberdar et ve kendine dikkat et abi," dedim. Aslında fotoğrafı da söyliyicektim ama durumlar zaten karışıktı. Bir de bunu düşünsün istemiyordum.

"Tamam," diyip kapattı.

Doğanla olan konuşmamıza girdim. Benim girmem ile o da çevrimiçi oldu.

Sinem=İyi misin?

Sinem=yaralanmışsın

Yüzbaşı=İyiyim

Yüzbaşı=hafif bir sıyırık ama bir askerin durumu ağır yoğun bakımda ölümle burun buruna elimden hiçbir şey gelmiyor sinem

Sinem=duydum ailesi de perişan olmuştur

Yüzbaşı=kimsesi yok

Sinem=nasıl

Yüzbaşı=ailesini çok küçükken kaybetti burda tek başına ölüm kalım savaşı veriyor

Sinem=sakin olmak zorundasın

Yüzbaşı=sakin ol nereye kadar Allah aşkına şerefsizin biri gelip karabayırda karargah bombalıyor birinin durumu ağır sekiz yaralımız var ve sabahtan beri herkes sakin olmamızı söylüyor

Bir kez daha pişman oldum abime anlatmadığıma. Konuşmadan çıkıp aradım. Belki de ona anlatmalıydım.

Açtı.

"Hepsinin ailesi geldi ama berk tek başına o soğuk yerde yatıyor yaşayıp yaşamayacağıda belli değil," dedi sinirle.

"Bu kadar olayın içinde bir de benimle uğraşmasını istemediğimden abime söyleyemedim," diyince lafımı kesti.

"Neyi?"

"Bugün biri bana zarf gönderdi içinde de abimin ve senin fotoğrafın vardı."

"Ve sen bunu abine anlatmadın," dedi sinirle.

"O kadar şey oldu abim zaten perişan ne söyleyebilirdim ki?"

"Tamam fotoğrafı bana gönder ve abine anlat," dedi.

"Tamam," diyince kapattı. Fotoğrafı doğana gönderdim. Arkasında yazan yazıyı da çektikten sonra onu da gönderdim.

Sinem=*fotoğraf

Sinem=Bugün geldi bana

Sinem=konuştuğumuzda söyleyemedim

                                                      ✔✔

Mesajlarımı gördüğünde ekrana arama düştü. Açtığımda abimin bağırması ile telefonu kulağımdan uzaklaştırdım.

"Ne zaman geldi bu fotoğraflar sana!"

Yutkunup " bugün, abi-" Sözümü kesti.

"Korkma güzelim senin etrafına yaklaşamaz, sen hazırlan ibrahim albayla konuştuktan sonra buraya geliyorsun."

"Tamam."

"Dikkatli ol en kısa sürede buraya gelmen için her yolu deniyicem."

"Annem peki."

"Halledicem onun derdi belli zaten sizin yanınıza yaklaşamaz."

"Onun derdi benim ölmem abi."

"SİNEM!"

"Yalan mı?"

"Kapa bu konuyu kendine dikkat et."

Telefonu kapattı. Olduğum yerde öylece kaldım.

----

Yunus'tan

İbrahim albayın odasına giderken doğan yanıma geldi. "Fotoğrafı gördün mü?"

"Evet ama o not ne demek oluyor yunus," dedi anlamlandıramıyordu.

"İbrahim albay ile konuştuktan sonra anlatırım," diyip geçiştirdim.

Kapıyı çalıp içeri girdim. "Gel evlat."

"Komutanım size özel bir durum arz etmem gerekiyor."

"Noldu?"

Sıkıntıyla nefes alıp "O bugün sineme bir zarf yollamış, içinde Doğan ve benim fotoğrafım var birde not." Sözüme devam edip "notta sen ölmedikçe etrafındaki herkes zarar görücek onlara zarar vermekten başka bir şey yapmıyorsun ama bunu göremeyecek kadar körsün yazıyordu."

"Allahın cezası herif her yerden çıkıyor, doğana ne anlattın?"

"Şuan için hiçbir şey."

"Sinem bir süreliğine gözümüzün önünde dursun büyük tehlikeye atmış oluruz."

"Sağolun komutanım."

"Babanın doğanın kardeşine yaptıklarından sonra tekrar ortaya çıkması tesadüf değil, bu süreçte doğan senin himayende biliyorsun ilk başlarda nasıldı."

"Emredersiniz komutanım."

Odadan çıktığımda doğan yaslandığı kapıdan yanıma geldi. "Anlatıcak mısın artık?" diye sordu.

"Bize gözdağı vermek için yapıyor notun sinem ile alakası yok," desemde içimden ona da anlatmak geliyordu. Bilsin istiyordum ilk başlarda kardeşimden boşuna nefret ettiğini.

İnanmışa benzemiyordu.

"O muydu?" Kendi kendine kafasını sallayıp "sinem onun öz kızı bunu yapmaz," dedi.

O yıllarca kendi kızını öldürmek için günleri saydı diyemedim. Sadece kafamı sallayıp "şuan için bir şey söyleyemem çünkü ben bile bilmiyorum," diyebildim.

Ona ne sinemin hastalığından bahsedebildim.

Ne de kardeşine tecavüz eden adamın burda olduğunu...

                              ♤

AVUKAT HANIM (Yarı Texting)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin