0.6

9.4K 397 101
                                    

Sabah normaldende erken uyanmıştım ve uyandığımda dün akşam ki pozisyonumuzun  değiştiğini gördüm. Beni göğsüne çekmiş ve belimden sarılıyordu.

Utanmıştım. Kalkmam gerekiyordu ama kalkmak istemiyordum. Biraz kendi içimde tartıştıktan sonra onu uyandırmamaya çalışarak kalktım.

Sessizce üzerimi değiştirip odada ki koltuğa oturup telefon sessizdeyken Zeren ile konuşmaya başladım. Yarın onu isteyeceklerdi ve bu da hem beni hem onu sevindiriyordu.

Biz on üç yaşındayken Teyzem ve eniştem vefat etmişti. Çınar abi o zamanlar okula gitmesi gerektiğinden Zeren ve Zehra ile ilgilenemiyordu. Bu yüzden de bizimle yaşıyorlardı ve özellikle ben çok memnundum bizle yaşamalarından.

Teyzemlerin ölümüne üzülüyordum ama Zeren ile aynı evde yaşama fikri bana çok güzel geliyordu. Eskiden Çınar abi ve abim okuldan dönene kadar oyun oynardık. Daha sonra onlar ödevlerini yaparken bizde yanlarına kurulup kendi ödevlerimi çıkartırdık.

Zeren benim en iyi arkadaşım ve kardeşimdi. Onun mutlu olması demek benim mutlu olmam demekti.

Bir yandan mesajlaşıyordum bir yandan düşünüyordum. Düşüncelerimin yarısında telefonu kapattım ve düşünmeye devam ettim. Bir ses duyana kadar.

"Uyanmışsın. Ne zaman kalktın?" dedi Altay. Saate baktım ve cevapladım sorusunu. "Çok olmamış yarım saat önce kalkmışım." dedim

"Kahvaltıya neden inmedin? Bir şeyler yeseydin." dedi ayağa kalkıp banyoya giderken. "Seni bekledim tek inmek istemedim." dedim.

Bir ya da iki dakika sonra banyodan çıktı ve üstünü değiştirirken tekrar konuştu. "Biriyle konuşuyordun telefonda. Kimdi?" diye sordu. "Zeren. Yarın istemeye gidilecek ya ondan heyecanlanmış bu gün gel yarın için kombin yapalım diyor." dedim.

"Tamam, kahvaltıdan sonra şirkete gitmeden bırakırım seni onun yanına akşam da gelir alırım." dedi bana dönüp. "Teşekkür ederim.. Aşağı inelim mi? Daha fazla bekletmiyelim." dedim ayağa kalkarken. Küçük bir baş sallama aldım ve aşağı indik.

Aşağı indiğimizde, bizim için ayrılmış yere oturduk ve kahvaltıya başladık. "Delfin'cim alıştın mı konağa?" dedi Yasemin yengem. "Merak etme yenge, alışıyorum yavaş yavaş. Sizin sayenizde daha çabuk alışırım gibime geliyor." dedim sevecen bir tonda ama bu onu çıldırmış olacak ki hafif bir sinirle konuşmaya devam etti.

"Çok sevindim Delfin'cim konağa alışmaya bak daha sonra rahat edemezsin. Ha bu arada okullarında açılmasına az kaldı sen okula gidicem diyorsun ama kocan izin verdi mi? Hayır yani daha sonra laf olmasın. 'Koskoca Altay Ağa eşini okula gönderiyor. Eşi de okumaya mı gidiyor oynaşmaya mı' derler. Dikkat et yenge tavsiyesi." dedi.

"İlk dediğinde haklısın yenge ama okul konusunda ben Altay'la daha önce de konuştum bu konuyu. İznimi aldım. Hem okuluma devam edicem hemde kocalık görevime." dedim ve sevecen ses tonumun yanına tatlı bir gülümseme bıraktım ortaya. Orta okul ve lise de okul kulüplerinden aldığım oyunculuk dersi böyle zamanlarda çok işime yarıyordu.

"Eh kocan izin vermişse bana laf düşmez zaten." dedi ağzına bir peynir atarken. Ağzında ki lokmayı yutup tekrar konuşmaya başladı. "Ah unutmadan yarın kuzenini de isteyeceğiz değil mi? Aslında onun da Ülgen'e aşık olduğunu düşünmüyorum. Ne de olsa sizin berdel kararınızı verildiği gün annenle fısır fısır konuşuyordun değil mi?orta okul ve lisede de oyunculuk dersleri almışsın. Belkide sadece para için evlendin, abin için değil. Abin sana sarılınca da ağlamıştın değil mi? Eminim onu da sırf para için yaptın. Üzgün gibi gösterdin kendini. Aklınca kuzenini de Ülgen ile evlendirip konakta daha fazla söz hakkına sahip olmak istiyorsun. Okula devam etmek istiyorsun çünkü evlenmeden önceki sevgilin hâlâ okulda ve sen onun yanına gitmek istiyorsun değil mi?" dedi kızgın ve alay eder bir tonda. Laflarının yarısında ağlamaya başlamıştım.

İlk defa tek başıma değil de bir masa dolusu insanın önünde rol için değil de gerçek duygularımla ağlıyordum. "Aslında yenge.. Zeren'in Ülgen'e ne kadar aşık olduğunu bir ben, bir Zeren, bir de Ülgen biliyor. Evlenmeden önce her gün yanıma gelir ve onu anlatırdı bana, gerçi hâlâ anlatıyor. Bu gün bana yazdı onu çok sevdiğini ve yarın onun karşısına güzel, ona yakışır şekilde çıkmak istediği için kıyafet seçmesine yardım etmemi istedi. Berdel kararının verildiği gün evlenmemek için anneme yalvarıyordum. Bu evliliği düşündüğünün aksine para için değil abim için kabul ettim. Küçükken annem çalıştığı için Zeren ve bana bakıyordu. Onun ölmesine göz yumamazdım. Özellikle sırf bir kadını sevdi diye onu kendi ellerimle öldüremezdim. Abim bana sarıldığında benim hayatımı mahfettiği için özür diledi hemde bir çok kez ben ne kadar okulda oyunculuk eğitimi almış olsam da bunu sadece evde aptal bir erkek için ağlarken annem üzülmesin diye okul gösterisi için prova yaptığımı söylerken kullanıyordum. Zeren ve Ülgen'in evlenmesini ise sadece mutlu olmaları için istiyorum. Konakta daha fazla söz sahibi olup olmamam umrumda değil. Daha fazla söz sahibi olsam ne olacak hiç bir şey!"

"Okul konusuna gelirsek.. Benim şimdiye kadar tek sevgilim oldu. O da Lise'deydi ve şimdi peşimi bırakmaması benim suçum değil. Hani aptal bir erkek için ağladığımı söylemiştim ya beni aldattığı için ağladım. Yalan söylediğini bile bile onu sevdiğim için aptallığıma sövdüm ben her gece. Onun için ağlamadım kendi aptallığım yüzünden yine kendime ağladım. İlk sevgilim olmasına rağmen en fazla iki hafta sürdü. Onu hiç öpmedim, ona hiç sarılmadım, hiç elini tutmadım. Sanaldandı ve sadece bir kez görüştük. O da beni aldattıktan sonra oldu. Okula sadece yemek yapmayı sevdiğim için gitmek istiyorum. Ben çocukluğumdan beri aşçı olmayı hayal ediyorum ve üçüncü senem biter bitmez evlendiriliyorum. Sence bunu ben istemiş olabilir miyim?"

"Ah doğru ne de olsa oyunculuk eğitimi aldım değil mi yenge? Yine dersin timsah göz yaşları inanmayın salak ayağına yatıyor diye! Ama illa bana inanmayacaksan Zeren'e Ülgen'i ne kadar sevdiğini sor. Eski sevgilim hakkındakileri sor. O olaydan sonra anneme ne kadar çaktırmamaya çalıştığımı sor. Evlenmemek için ne kadar ısrar ettiğimi sor. Okula gitmeyi sırf aptal bir çocuk için istiyorsam eğer, üniversite parasını çıkarmak, abime ve anneme yük olmamak için ne kadar uğraştığımızı, aynı anda kaç işe girdiğimizi sor. Gecenin geç saatlerinde eve dönünce kardeşim mutlu olsun diye yorgunluğumu umursamayıp onunla ne kadar oyun oynadığımı, ödevine yardım ettiğimi sor. Hâlâ inanmazsan, senin seçimin..." ağlayarak konuşuyordum. Çok sinirlenmiştim.

Ben normalde içimi, geçmişimi insanlara açabilen biri değildim ama yengemin dedikleri çok sinirlendirmişti beni. Ben yukarı çıkarken yemek salonundan yengeme kızdıklarını duyuyordum. Kızmalarını istemezdim ama aşağı geri inecek gücü kendimde bulamadım.

Odaya geldiğimde kapıyı arkamdan kapattım ve banyoya gidip kapıyı kilitledim. Daha fazla dayanamayarak yere oturdum ve ağlamaya devam ettim.

Diğer bölüm Altay'ın ağzından. Bu bölümün belki başından başlar belki kahvaltı bölümünden bilmiyorum bakıcam ona. Bu arada neden kimsenin onlar konuşurken müdahale etmediğini diğer bölüm daha iyi anlicaksınız

Byeee<3

°Berdel°*°bxb°Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin