2.2

3.9K 177 6
                                    

Sabah Altay için güzel bir kahvaltı hazırlamıştım. Öperek uyandırmıştım onu. Daha sonra kalkıp elini yüzünü yıkamasını daha sonra ise mutfağa gelmesini istemiştim.

Kahvaltımız çok güzel geçmişti. Birbirimize atışa atışa yapmıştık kahvaltımızı. Ben ona laf atıyordum. O bana laf atıyordu. Kahvaltıdan sonra dışarı çıkmayı teklif etmişti. Bende kabul etmiş ve hazırlanmak için odaya çıkmıştım. Dolabı açtığımda bir hafta önce alta koyduğum poşeti görmüştüm.

Poşeti şimdilik boşverip hızla üstümü değiştirip aşağı Altay'ın yanına indim. Ben mutfağı toplarken o üzerini değiştirmiş ve beni beklemeye başlamıştı.

Dışarı çıktığımızda öylece dolanıyorduk. Çok geçmeden yanımıza oldukça kısa etekli ve göğüs dekoltesi olan bir kadın gelmiş ve yabancı olduğumuzu anlamış olacak ki İngilizce şekilde Altay'a "Afedersiniz bayım. Rahatsız ediyorum ama eğer bekarsanız bir kahve içebilir miyiz?" dedi. Altay ilk önce kadını iyice süzdü.

Süzdü? GÖZLERİNİ OYARIM LAN SENİN NİYE SÜZÜYON KADINI! YANINDA EŞİN VAR FARKINDAYSAN!

Kıskanmıştım... Altay da bunu anlamış olacak ki istediğini almış olmanın mutluluğu ile kadına döndü ve "Çok güzel bir kadınsınız hanımefendi. Ancak ben evliyim." dedi son cümlesini beni kendine çekerken söylemişti. Kadın "Oh anlıyorum.. Çok yakışıyorsunuz. Umarım mutlu olursunuz." dedi ve eğilerek selam verdikten sonra gitmeye hazırlanıyordu ki kolundan tuttum ve Korece olacak şekilde

"Afedersiniz hanımefendi. Tanıdığım biri var. İsterseniz onunla sizin için konuşabilirim." dedim. Altay Korece bilmeme kadın dediğim şeye şaşırmış gibi duruyordu. "Ah üzgünüm.. Ben Delfin. Eşim Altay. İsterseniz sizinle arkadaş olabiliriz?" dedim

"Ah şey.. Bende Amaya. Tanıştığımıza memnun oldum." dedi. Bir süre ayak üstü konuştuk ikimiz. Daha sonra numarasını arkadaşım ve kendim için aldım ve Altay ile gezmeye devam ettik. "Ne konuştunuz o kadar süre? Bak cidden kaç dil biliyorum ama ben bile daha Korece bilmiyorum ve sen biliyorsun?" dedi hayret eder bir sesle

"Birşey konuşmadık sadece isterse arkadaş olabileceğimizi ve bir arkadaşım ile onun için konuşabileceğim söyledim" dedim. 'peki öyle olsun' der gibi bir yüz ifadesi takımdı ve yolumuza devam ettik.

Bir ya da iki saat kadar sonra bir grup cocuğun önünden geçerken "Şştt Sarışın çocuk! Akşam boş musun? Dolduralım!" diye laf attığını duyduk. "Altay sakın!" dedim kendini zor tutan kocama.

"Yok ben bunların ebesini sikerim" dedi ve laf atan çocuğa yumruğu yapıştırdı. Bir saat kadar orada kavga etmişlerdi. Daha sonra eve geri dönmüştük. "Sana inanamıyorum! Cidden onları öldüresiye dövmedin değil mi?" dedim kıgın bir tonda. İçlerinden birisi aniden bıçak çıkarabilirdi! Yaralanabilirdi!

"Sana ne dediklerini duymadın sanırım?" dedi hafif sinirli bir tonda. "Duydum! Ama bu senin kavga çıkarabileceğin anlamına gelmiyor! Yaralanabilirdin!" dedim ve açtığı kapıdan içeri girdim.

Biraz evde de tartıştıktan sonra Altay ile birbirimizden özür diledik. "Sevgilim, güzelim bu gece korede ki son gecemiz olucak yarın öğlen ya da akşam yola çıkacağız" dedi ve "Ben şimdi duş alacağım." dedi ve banyoya girdi.

Yani Kore de son gecemizi yaşayacaktık. Ertesi akşam ise başka bir yere gidecektik öyle demişti. O bunu der demez aklıma hiç bakmadığım poşet gelmişti. Bende Altay hazır banyodayken poşete bakayım demiştim. Altay banyoya gireli en fazla üç dakika olmuştu.

Yarım saat zamanım vardı demek oluyordu bu. Poşeti aldım ve içinden elime gelen ilk parçayı çıkardım. Çok kısa bi eteği olan bir kostüm çıktı. Napalım... Giyecektik artık...

Poşeti aldığım yere geri koydum ve kostümü giyinmeye başladım. Giyindikten sonra çıkardığım kıyafetleri dolaba tıktım ve aksesuar olarak poşetten aldığım kulakları ve tasma kolyeyi taktım.

Daha sonra yatağın tam ortasına geçtim. Bacaklarımı 'w' şekline sokup oturdum ve ellerimi, etek çok kısa olduğu için görünen çamaşırımı kapatsın diye iki bacağımın arasına yerleştirdim.

Ben ellerimi yerleştirir yerleştirmez su sesi kesilmişti. Odanın kapısı açılmış ve Altay içeri girmişti. Telefonuna bakıyordu. Daha görmemişti beni. "A-Altay" diye seslendim utangaç bir sesle. Utanıyorum çünkü bunu ilk defa yapacaktık..

"Efendim güzelim" dedi ve telefonda bir iki şey daha yapıp kapattı. Yine bana bakmadan komidinin üzerine koydu telefonunu. Daha sonra bana döndü. Yüzünün şeklinin an be an değiştiğine şahit oldum.

"Delfin?" dedi sorar bi sesle. Daha sonra yatağa yaklaştı. "Yapabilir miyiz?" diye sordum kısık çıkan sesimle. Bunu der demez dudaklarıma yapıştı. Kahveleri koyulaştı. Öpüşüne yetişemiyordum. Nefes almak için ayrıldığım sırada boynuma yöneldi....

6 saat sonra

Ölüyordum... Dört ya da beş tur yapmıştık.. Kafasını göğsüme koydu ve biraz soluklandı. Daha sonra kalktı ve beni de kucağına alıp banyoya götürdü. Banyo yaptıktan sonra odaya taşıdı ve beni güzelce giydirdi. Krem sürüp masaj yaptı.

Beni yatağa yaptırdıktan sonra o da geldi. Uykuya dalmadan önce kulağıma "Seninle korunmadan da yapmak isterdim" dediğini duydum.. Kulaklarıma kadar kızarmıştım.. Bir süre öyle durduktan sonra uykuya daldım..

Kısa olduğunu ve smut yazamadığımı biliyorum..
Oy ve yorumlarınızı bekliyorum<3

Bye byee<3

°Berdel°*°bxb°Where stories live. Discover now