2.3

3.9K 169 10
                                    

Tayland'a gelmiştik. O geceden sonra iki gün geçmesine rağmen hâlâ yürümekte zorlanıyordum... Tayland'a gelir gelmez hemen yatağa kendimi atmış ve uykuya dalmıştım. Uyandığımda ise sabah olmuştu.

Hemen elimi yüzümü yıkayıp sesler gelen mutfağa indim. Altay elinde ki tabağı masaya bıraktı ve "Günaydın" dedi gülümseyerek. Bende gülümseyerek "Günaydın sevgilim" dedim ve yanına adımladım. Yanına varır varmaz hızla belimden kavrayarak beni kendine çekti.

Dudaklarımı bekletmeden dudaklarına bastırdı ve bir süre bekledikten sonra geri çekildim. Kollarından kurtulup "Ooo beyefendi! Bu gördüğüm sofra da neyin nesi?" diye sordum gülerek.

"Senin yaptıkların kadar olmasa da yaptık bizde birşeyler" dedi ve benim için bir sandalye çekip beni oturttu. O da oturduğunda yemeğe başladık. Yemeğin yarısında konuşmaya başladı.

"Delfin, güzelim. Ben diyorum ki burada da iki gün kalalım. Daha sonra Japonya'ya geçelim. Ama ben daha uzun kalmak istiyorum diyorsan diğer türlü yaparız." dedi ve bana baktı.

"Aslında buradan sonra eve dönmek isterim ama.. Burası çok güzel, Kore çok güzeldi, Japonya'yı daha görmemiş olsam bile çok güzel olduğuna eminim." dedim ve ona baktım. "Gerçi... Yanımda beni bu kadar seven bir kocam olunca... Sanırım bu yüzden her yer güzel geliyor.." dedim ve gülümsedim. O da gülümsedi ve tekrar konuşmaya başladı.

"Bu dürüst, utangaç ama dürüst hallerin... Beni benden alıyor." dedi gülerek kafasını iki yana sallarken. Bende güldüm ve kahvaltımıza devam ettik.

Kahvaltıdan sonra Altay ile birlikte odamıza çıktık ve oda da bulunan büyük televizyondan film açıp izlemeye başladık. Filmin yarısına gelmiştik ki Altay "Senin ile iki gün önce ne yaptığımızı hatırlıyor musun?" diye sordu. Aklıma o an gelince kızarmaya başladım ve kafamı salladım.

"Peki.. Tekrar yapabilir miyiz? Ama korunmak istemiyorum, seninle bir çocuğumuz olsun istiyorum." dedi ve kollarını belime dolayıp kafasını boynuma gömdü. Kafamı yana yatırıp öptüğü boynumda ona daha çok yer açarken, o cevabını almıştı.

Boynumu hızla talan etmeye devam ederken bir an durdu, kafasını çekmeden konuşmaya başladı. "Teşekkür ederim" dedi boğuk sesiyle. Dudaklarını tekrar boynuma bastırırken beni ani bir haraketle kucağına aldı ve ayağa kalktı. Yatak odamıza geldiğimizde beni yavaşça yatağa bıraktı ve üzerime çıktı.

Bir süre beni süzdükten sonra dudaklarıma kapandı ve bir yandan öpüşürken bir yandan da ikimizi de soymaya başladı. Altımda sadece baksır kalınca dudaklarımdan ayrıldı ve tekrar süzdü. "Nasıl bu kadar güzel olabiliyorsun? Beni bitiriyorsun.." dedi ve dudaklarını bu sefer göğsüme bastırdı...

3 saat sonra

Banyo yapıp giyinmiştik. Masaj yapmıştı tekrar ve şimdi ise yatakta haraketsiz ve halsiz şekilde yatıyordum. Haraketsiz diyorum çünkü ilk yaptığımızın üzerinden iki gün geçtiği halde ağrıyordu ve bu ağrıya yeni bir ağrı katılmıştı.

Haraket edince gerçekten çok ağrıyordu ve zaten istesemde istemesemde Haraket edemiyordum. Altay kollarını bana sıkıca sarmış uykuya dalmıştı öküz! Kafam şuan onun göğsündeydi ve onun kokusuyla mayışıyordum ama daha yarım saat önce yaptığımız şeyden sonra uyuyamıyordum... Çok fazla acıyor ve ağrıyordu...

En sonunda uyumam gerektiğine karar vermişken iki üç gün önce numarasını aldığım kız için arkadaşıma yazmayı unuttuğum aklıma gelmişti. Hemen telefonumu alıp Altay'ın rahatsız olmaması için ekran parlaklığını ve sesi kısıp arkadaşıma yazmaya başladım.

Delfin:Doruk, müsait misin?

Doruk:Aa Delfin? Sen bana yazar mıydın ya?

Delfin:Yazıyorum ya salak!

Doruk:Neyse sen ne dicektin?

Delfin:Ben geçen bi kızla tanıştım.. Koreli..

Doruk:VE SEN BUNU BANA YENİ Mİ SÖYLÜYORSUN?!?!

Delfin:Ya zaten kızı sana ayarlamak için yazıyorum! Ama madem bana bağırıyorsun.. Gerek yok öyleyse..

Doruk:Ya hayır hayır! Nolur! Yalvarırım!

Delfin:ikna olmadım.

Doruk:5 koli süt, 20 koli çikolata, 20 koli cips ve 5 koli bisküvi. Türkiye'ye döner dönmez.

Delfin:Anlaştık. Kızla senin için konuştuk. Fotonu gösterip Türk olduğunu söylediğim anda ciddi bir ilişki düşünüp düşünmeyeceğini sordu.

Doruk:Ne dedin peki?

Delfin:Buna benim cevap veremeyeceğimi ve birbirinizi tanıyıp birlikte karar vermeniz gerektiğini söyledim.

Doruk:İyi halt yedin! Söylesene direk düşünür diye! Mal!

Delfin:aman neyse 05********** bu numarası. İsmi de Amaya. Uyumaya gidiyorum ben iyi geceler.

Doruk:Aşksın sen! Birtanem, canımın içisin! Teşekkür ederim. Eğer bu iş olursa bir hafta istediğini yaparım! Enişteye de selam söyle. Ha seni de fazla yormasın. Sen şimdi git sevdiceğinin kollarına.

Görüldü..

"Kimle konuşuyorsun sen? Aşksın falan?"

Ani gelen sesle irkilip kafamı kaldırdığım anda Altay'ın çatılı kaşları ile karşılaştım. Hafif geriye çekilip oturur pozisyona geldi. Bende oturur pozisyona geldiğimde konuşmaya başladı. "Delfin cevap verecek misin?" diye sordu hafif sinirli çıkan sesiyle.  "Arkadaşımla konuşuyordum.." dedim içime kaçan sesimle.

Altay sinirlendiği zaman hep böyle oluyordu.. Sesim içime kaçıyor, korkmadan edemiyordum. "Ya öylemi! Neden sana aşksın diyor o zaman!? Açıklamak ister misin?" dedi. Daha da sinirlenmişti..

Gözlerim dolmuştu, beni yanlış anlamıştı büyük ihtimalle.. "Yemin ederim arkadaşım! Zeren ile ortak arkadaşımız! Okuldan yemin ederim! Amaya'nın numarasını almıştım hatırlıyor musun? Bu arkadaşım içindi! Yemin ederim!" dedim. Göz yaşlarım akmaya başlamıştı.

Hem ağrıdan hem de Altay'ın beni yanlış anlamasından korktuğum için ağlıyordum.. Titreyen ellerimle telefonumu aldım ve uygulamaya girdim. Doruk ile olan mesajları açtığım zaman telefonu ona çevirdim. Eline aldı ve okumaya başladı.

Yüzündeki sinirli hâl gitmiş sakinleşmişti. Mesajların en başını açmıştım ona. Zaten sadece bu gün yazmıştım. Son mesaja gelince durdu. İlk üç cümle yine yüz hatları gerilmiş, daha sonra yumuşamıştı.

Ben ağlamaya devam ederken telefonu bıraktı ve bana baktı. "Sana kızdığım için özür dilerim.." dedi. "Seni ağlatmak istemezdim.. Söz vermiştim.." dedi.

Bana sarılmak için hamle yapınca hemen geri çektim kendimi. Kolları açık, yüzünde kırgın bir ifadeyle bana bakıyordu. Yatağın ucuna kadar gidip arkamı döndüm ve gözlerimi kapattım.

"Üzgünüm.. Seni seviyorum..." dedi ve alnıma bir öpücük kondurdu. Hızla arkamı döndüm ve ona sarılıp "Önemli değil.. Ama bir dahakine beni dinle önce.." dedim ve uyumaya başladım. Hatırladığım son şey onaylayın başıma bir öpücük kondurması olmuştu.

Heyyyooo günün ikinci bölümü..
Neyse aceleyle yazdım ve aklımda hiçbir fikir kalmadı.. Diğer bölüm için biraz daha beklemeniz gerekecek..
Oy ve yorumlarınızı bekliyorum<3

Byeeeee<3

°Berdel°*°bxb°Where stories live. Discover now