2.6(Bonus)

4.6K 181 36
                                    

Üç oğlum vardı. Omay doğduktan beş ay sonra ayrı eve çıkmıştık. Zeren ve Ülgen'in bir kızları bir de oğulları olmuştu. Onlar da biz ayrıldıktan bir süre sonra ayrı eve çıkmıştı. Şimdi ise en büyük oğlum 18 en küçüğü ise 15 yaşında.


Ve üç koca bebeğim ile uğraşıyorum...

"OMAY! Kardeşini rahat bırak!" ve evet.. Çocuk evin neşesidir diyen kimdi?! Off off...

Altay şuan şirkette ve beni bu üçüyle baş başa bıraktı!

"O zaman sende oğluna sahip çık!" diye bağırdı Omay.

"Yine ne yaptın da abini sinirlendirdin Yekta?"

"Ya birşey yapmadım kii! Kendi kendine tiplere giriyo yine!"

Yekta en küçük oğlum. Omay ise en büyükleri. Omay tamamen Altay gibiydi. Sert bir yapısı olmasına rağmen sevdiklerine kıyamazdı. Adı gibi herkez tarafından sevilir, beğenilirdi.

Yekta ise onun tam zıttıydı. Narin ve duygusal. İstediği zaman ağlayabiliyordu. Ben bunun için eğitim almışken o bunu doğuştan gelen yeteneği ile yapıyordu. Tabii bunu çok da iyi kullanıyordu. Bana nazı geçmediği zamanlar abilerine ya da babasına karşı bunu kullanır her istediğini yaptırırdı. Fem giyinmeye de bayılırdı. Tabii bu durum kardeşlerini de çileden çıkarırdı. Adı gibi eşsizdi.

Ortancaları Arın. Omay'dan bir sene sonra doğmuştu. Genellikle sakin bir yapısı vardı. Olaylara objektif bir açıdan bakar, haklıyı haksızdan ayırırdı. Olay Yekta'ya geldiğinde onun için zaman dururdu. Yekta fem giyinmeye bayıldığı için çileden çıkardı. Yekta, bu durumlarda Omay ile çok tartışırdı. Arın ise tartışmadan her zaman uzak durur, Omay'ın haklı olduğunu söylerdi. Adı gibi Temiz, saf kalpliydi.

"Triplere girmiyorum! Kısacık etek giymiş beyefendi gidiyo! Nereye diyorum. Bakkala diyo. Ne var bakkalın! Akşam kınası mı var bakkalın!?"

Omay'ın bu sözüne karşılık Yekta'nın ne giydiğine baktığımda hiç de dediği gibi bir kısalık görmemiştim. Dizinin bir karış üstünde biten siyah eteğinin altına uzun çoraplarını, üzerine de beyaz sweat giymişti. Güzeldi.

"Hee var! O yüzden gidiyorum zaten öğle vakti! Salak mısın ya? Çikolata alıcam. Canım çekti, gidiyorum!"

"Abine bağırma Yekta! Ayrıca Salak da deme! Ben sana böylemi öğrettim oğlum? Benne dedim? Salak demiceksin, bak şimdi." dedim ve Omay'a döndüm.

"E benim beyinsiz oğlum. Çıksın alsın ne istiyorsa. Gelirken ekmekte alır fırından. Olur biter. Ben sizin o koca kıçlarınızı oturduğunuz yerden kaldırana kadar canım çıkıyor. Benim biricik oğlum daha demeden her gün birşey ister miyim diye soruyor. Hep de gönderiyorum ne olacak bu gün de yine dünkü gibi gitsin işte. Zaten iki mahalle ötede bakkal. Üç mahalle ötesinde fırın. Gitsin alsın yakın zaten." dedim. Tamam kesinlikle biricik oğlumu bu şekilde gönderecek değildim zaten neredeyse her gün bunu yapıyorduk.

O da alışmıştım artık bende. "Off anne off! Sende geç lan içeri! Üstünü başını değiştir arkadaşlar gelecek. Böyle durma beni de arkadaş katili etme!" dedi.

Yekta onun bu tepkisine masum gözlerle bakıp, "Ama ekmek? Çikolata? Ben gitmezsem kim gidecek kii?" diye sordu. Sesinden şeytanlık akıyordu ama yüzündeki masumluk sesindeki tonu saklıyordu.

Eee kimin oğlu doğuştan oyunculuk yeteneği var! "Ben giderim. Ver paranı bana alıp geleyim hemen. Sen gitme bu saatte. Geç oldu, hava kararıyor." dedi Yekta'nın arkasındaki pencereden dışarı bakarken.

"Abicim, ben diyorum kii.. Acaba bana sen mi ısmarlasan? Hem ben biriktiriyorum paramı." demişti Yekta. "Bana da cips al lan!" diye bağırmıştı içeriden Arın.

"Ya anne nolur bak doğruyu söyle! Yekta evlatlık olabilir mi? Hayır yani ilk defa öküz olduğumu kabul ederekten söylüyorum bak. Bizim gibi iki öküzden sonra böyle bir melek çıkması imkansız ya valla bak! Biri 'lütfen abicim' diyo diğeri 'lan' diyo. İmkansız yani. Ya da sadece Arın evlatlıktır.."

"Omay sen ne saçmalıyorsun gene? Hadi oğlum üç ekmek al gel hadi" demiş ve göndermiştim Omay'ı. Tabii gitmeden Yekta'ya da üstünü değiştirmesi için bağırmıştı.

"Anneee.. Üstümü değişmesem? Bak çok güzel kombin yaptım zaten o öküz için mi değişicekmişim?!" dedi.

"Değişme oğlum. Ben zaten sadece abinin inadına olmadığını biliyorum ama neyse.." dedim. "Ne biliyorsun?" dedi endişeli bir ses tonuyla. "T ile başlayıp A ile biten birini görüyorum oğlum falında.. Dikkat et bu çocuğa sen.. Sakın kaçırma.." dedim bir falcı edasıyla.

"Anne lütfen babama söyleme! Abimlere de söyleme!" diye yalvarmaya başlamıştı. "Yok oğlum ne söyliyecem. Aramızda sır." demiş ve elimle ağzıma görünmez bir fermuar çekmiştim. "Teşekkür ederim!" demiş ve yanağımdan öpüp odasına kaçmıştı.

Birinci bonus bölümümüz hayırlı uğurlu olsun! Hepsi için ayrı ayrı hikaye yazmayı çok isterim ama hepsini tek hikaye ye de alabilirim bilmiyorum..

Zaten ister istemez hikayeler birbirleriyle bağlantılı olur ancak nasıl istediğinizi söyleyin bende en çok hangisi için yorum geldiyse ona göre yazayım. Ancak ne kadar çok yazarsanız yazın oylarınızdan sadece biri kabul edilecek haberiniz olsun.
Oy ve yorumlarınızı bekliyorum<3

Byeeeee<3

°Berdel°*°bxb°Where stories live. Discover now