1.1

6.7K 291 16
                                    

Sabah uyandığımda ilk olarak Delfin'e baktım. Uyuyordu ve Zeren de yere oturmuş yatağa dönük şekilde oturma pozisyonunda uyuya kalmıştı. Komidinin üzerinde su ve ilaç duruyordu. Kalktım ve onları uyandırmadan dolaptan bir iki parça kıyafet aldım. Banyoda giyinip geri içeri girdim.

Yine onları uyandırmadan odadan çıktım ve avluda kurulmuş kahvaltı masasına doğru ilerledim ve Delfin ve benim için ayrılmış yere oturdum. "Oğlum, Delfin oğlum nerededir? Neden inmemiştir kahvaltıya?" diye sordu dedem.

"Gece ateşi çıktı hasta olmuş. Uyuyor şimdi de" dedim ve arkama yaslandım. Birşey yiyebileceğimi düşünmüyordum. Sadece masada olmak için duruyordum. "Doktor çağırsaydık.. Neden söylemedin?" diye sordu annem. "İstemedi, annesini arayayım dedim ama ona da yok dedi. Zeren'i arattırdı. O var şimdi yanında." dedim.

"İyi mi şimdi bari? Gerçi Zeren oğlum bakmıştır ama.." dedi bu sefer. "İyi ana. Zeren dün çorba falan yaptı ateşi de düştü zaten" dedim ve ayağa kalktım. "Size afiyet olsun. Ben artık şirkete gideyim" dedim ve dedemle nenemin elini öpüp konaktan ayrıldım.

Yazardan

Altay şirkete gittikten bir saat sonra Zeren uyanmış ve saate bakmıştı. Daha sonra Delfin'in ateşine bakmış ve onu da kaldırmıştı. "Delfin hadi kalk.." diye seslendi. Bir kaç kıpırdama sonrası uykusundan tamamen sıyrılmıştı genç.

"Saat kaç? Ayrıca Altay nerede?" diye sordu kuzenine. "Dokuz olmuş. Büyük ihtimalle o da şirkete gitmiştir" dedi Zeren de aynı zamanda kuzeninin kalkıp dolaba ilerlemesini de izliyordu. "Üstümüzü değiştirip aşağı inelim." dedi kumral genç.

Aldığı kıyafetleri giyip gözlüklerini de takmıştı. Derecesi yüksek olmamasına rağmen takıyordu. Lensle uğraşmak istememişti. Geri döndüğünde kuzeni içinde bir kaç parça bir şeyler çıkardı ve kuzeninin de giyinmesini bekledi. İkisi de düzgün şeyler giyince aşağı indiler.

Delfin

Üstümüzü değiştirip hazırlandığımızda aşı indik ve salona geçtik. Ben hâlâ hasta olduğum için uzak dururken Zeren dede ve ninenin elini öptü ve "Habersiz geldiğim için üzgünüm ama Altay abi, 'Delfin hastalandı' diyince.." dedi ve sustu.

"Önemli değil oğlum. Sende yakında bu evde kalacaksın zaten. Hem Delfin için gelmişsin" dedi Zümrüt anne. Sessizce gülümsedi Zeren. "Hem doktor istememek ne demek Delfin!" "Diretmişsin birde!" diye kızdı bana Halime nine ve Zümrüt anne.

"Doktorluk bir durum yoktu ki nine.. Hem bak iyiyim şimdi önemli değilmiş demek ki!" dedim hafif gülümseyerek ve sevecen bir tonda. "İnanma nene gelmesem neredeyse havale geçirecek duruma gelmiş! Direniş kocasına da üstünü değiştirmesine izin vermemiş. Yetmezmiş gibi yorganı da çekmiş kafasına kadar!" dedi Zeren. Bak bak beni şikayet ediyor birde!

"Sen beni mi şikayet ediyorsun?!" diye kızdım şaka ile karışık. "Ne? Yalan mı söyliyim, doğru bunlar!" dedi beni sinir etmek için kullandığı ses tonunu kullanarak. Evet birbirimize için özel ses tonlarımız var. Bu normal bir şey?

"İnanmıyorum sana Delfin! Ne demek izin vermemek! Ya Zeren gelmemiş olsaydı, ya havale geçirseydin!" diye kızdı Zümrüt ana. Sessiz kaldım. Zeren'in gelmemezlik yapmayacağını ben biliyordum ama onlar bilmiyordu. Hem haklıydı.. Zeren gelene kadar havale geçirebilirdim..

"Neyse oğlum iyiysen sorun yok... Hem o sırada Altay ne yapıyormuş! Eşi burada hasta o hâlâ şirkete gitme peşinde!" dedi Halime nene. "Yok nene ben gönderdim. Düğün falan derken işler birikmiştir git bak dedim" dedim bende.

"Ben şöyle bol köpüklü bir kahve yapayım mı?" diye sordu Zeren konuyu değiştirirken. Bana da 'Hadi yine iyisin! Konu daha fazla uzamıyacak. Borcunu ilerleyen günlerde nasıl ödeyeceğini söylerim!' bakışı atmayı unutmadı. Evet,birbirimize özel bakışlarımız var ve bu bakışlar cümleli! Bu normal!

'Sinsi pislik! Naptırcan?' bakışımı attım bende. 'Bilemiyorum artık var aklımda sekiz on şey ammaaa' bakışını attı ve mutfağa ilerledi. On dakika sonra elinde kahvelerin olduğu tepsi ile geri geldi.

Kahveleri verdikten sonra Halime nene konuştu. "Ellerine sağlık Zeren oğlum." dedi kahvesinden bir yudum daha alırken. "Afiyet olsun nenem" dedi Zeren yüzünde küçük bir gülümsemeyle. Bende gururla 'Kimden öğrendiyse öyle yapıyor nenem. O yüzden tadı bu kadar güzel." dedim.

Zeren hemen bana döndü ve konuşmaya başladı. "Kimden öğrenmişim?" diye sordu hayretle. Bende ona döndüm ve elimi gururla göğsüme koyup "Benden tabiki!" dedim. "Senden mi? Sen mi öğretmişsin kahve yapmayı? Teyzem değil yani?" dedi dalga geçerek. "Yalan mı söylüyorum yani?" dedim bende inanmaz bir sesle.

Zümrüt anne ve Halime nine bizim böyle atışmamıza kıkır kıkır gülüyor ve kendi aralarında konuşuyorlardı. Hatta bir ara 'Şunlara bak aynı çocuk gibiler.. Eve eğlence getiriyorlar." dediklerini duydum.

"Başka ne öğrendim senden?" diye sordu Zeren. Yine dalga geçerek. Bende dalga geçerek "Bilemiyorum artık.." dedim. "Ha o yüzden bana gelip 'Zeren kekin tarifini ver, Zeren içine portakal kabuğu koysam tarifin tadı değişir mi? Zeren bana yapılacak ödevin ne olduğunu söylesene? Ödevin tarifini atsana?' diyordun yani?" dedi yavaş yavaş sinirleniyordu. Bende aynı şekilde sinirlenmeye başlamıştım.

"Sen de 'Delfin sevgilimle piknik yapmaya gideceğiz de yarın senin şu sarmaların tarifini versene? Ben yapınca içi kuru oluyor.. Delfin ödevin sosu için ne kullansam tadı daha iyi olur? Delfin, buluşmam var da haftaya... Tatlı tarifi versene?" diyordun! Ben birşey diyor muyum?" dedim. Biz bunları konuşurken nine ve Zümrüt anne salondan çıkmışlardı.

Seslerimiz git gide yükseliyordu. En sonunda evdekiler de sesimizi duyup salona gelmişlerdi. İkimizde bağırmaktan soluk soluğa kalmıştık. İkimizin de gözleri birbirimiz ile tartıştığımız için dolmuştu. Zeren son kez evdekilere baktı ve konakta ayrıldı. "Ne oldu oğlum? Niye bağırıyordunuz?" dedi Kemal dede.

"Önemli birşey değil dedem.. Tartıştık biraz.. Kardeşler arasında olur böyle bilirsin. O da benim kardeşim.." dedim ve "Müsaadenizle odama gidebilir miyim?" diye sordum. "Gel kuzum.. Odana çıkaralım seni.." dedi Ikra yengem ve sessizce ekledi. "Gözlerin dolmuş emin misin iyi olacağından? Önemli değil demiştin ama.." dedi ve sustu. Zaten o sırada odanın kapısına gelmiştik.

"Yok yenge iyiyim. Hem hastayım da biliyorsun.. Üstüne bağırınca boğazlarım biraz acıyor konuşurken falan ama uyuyacağım şimdi. Hem sen merak etme dedim ya arada olur bizim böyle tartışmalarımız, atışmalarımız. Barışırız zaten birkaç saate.." dedim ve duymaması için sessizce" Yani umarım.." dedim ve odaya girdim. Üstümü değiştirdim ve gece Zeren'in getirdiği bay pandaya sarılarak uykuya daldım..

Nasıl oldu hiç bir fikrim yok...
Oy ve yorumlarınızı bekliyorum<3

Byeee<3

°Berdel°*°bxb°Where stories live. Discover now