05

72 8 17
                                    

Korkularla yüzleşilmez,
Yaralar deşilmez,
Acılar dinmez,
Değerli hissedilmez,
Pişmanlıklar bitmez
Sevgi olmazsa.

The Neighbourhood-
Daddy İssues

Gece onlarca kabus görmüştüm.

Hepsinde de o adam vardı.

Babam vardı.

Saat kaçtı bilmiyordum. Gördüğüm kaçıncı kabustu onu hiç bilmiyordum. Gözlerimi açtığımda nefes nefeseydim. Aras bana sarılmıştı. O an onu uyandırmamam gerektiğini düşünmedim, düşünemedim. Onun uyanması ve doğrulmasıyla ben yataktan indim. Ayakta duramayacak kadar yorgundum. Kapıların kenarlarına çarparak yürümeye çalışıyordum. Bir yandan da ağlamamak için derin nefes alıyordum.

Aras yanıma gelip beni tuttuğunda kendimi bırakıp bağırarak ağlamaya başladım. "Bırak beni." diye bağırıyor, tırnaklarımı onun ellerine geçiriyordum. Elleri kanıyordu. Beni sıkı sıkı tutmuştu. Bir şeyler diyordu ama duymuyordum. Kerem ve Sare de gelmişti. Kerem benim bağırıp çağırmalarımdan korkmuştu, daha doğrusu Aras'ın Sare'ye: "Kerem'i evden çıkar, korkuyor." diye bağırmıştı.

Benimse gözüm dönmüştü. Ciğerim çıkarana kadar bağırıyordum. Sonra babamın son mektubunu hatırladım.

"Niye gittiğimi sorgularsan eğer kendine bak Mina. Sen bana zarar verdin, annene zarar verdin. Sen bize zarar verdin. Sen başımıza gelen, gelebilecek en kötü şeysin."

Nefesimin kesildiğini hissettim. Dayanamıyordum. Sonra sustum. Direnmeyi kestim. Yerde oturdum. Boşluğa baktım. Aras arkamdan bana sıkıca sarıldı. Sonra bedenimi bıraktı. Başımı dizlerimin arasına adlım. Hıçkıra hıçkıra sessiz sessiz ağlamaya başladım.

Sonra ellerimden tuttu o. Beni ayağa kaldırdı. Bana sarıldı, sımsıkı. "Mina yanındayım. Nolur sakin ol." dedi. Ben de ona sarıldım. Ağladım. Dakikalarca susmadan. O bir kez bile bırakmadı beni. Aksine daha da sıkı sarıldı. Saçlarımı kokladığını hissettim. Sonra okşadı saçlarımı.

"Mina, biliyorum henüz tanışalı birkaç gün oluyor ama... İnsan bağlanınca bağlanıyor. Sana söz veriyorum, bırakmam seni. En azından seni böyle yaralı bırakmam, bırakamam."

Gözyaşlarım gömleğinin açık düğmelerinden onun bedenine doğru akıyordu. "Bırakma beni. Eğer sen de beni bırakırsan... Affetmem kendimi."

Bedenini bedenimden ayırdı. Yüzümü avuçlarının içine aldı. "Söz, Sana söz. Bırakmam seni. Sare sözü."

"Sare sözü..." diyebildim. Sonra başım döndü. Bayılacak gibi oldum. Bunu hissedip kucağına aldı beni. Yatağa götürdü. "Yanında uyumalı mıyım?" dediğinde güldüm. "Söz verdin. Hem de Sare sözü verdin. Cevap belli." deyip kendime çektim onu. Sarıldım ona. Nefes aldım.

"Parfümün... Babamınkine benziyor. Sakıncası yoksa biraz yastığıma sıkabilir miyiz?" Gözlerine baktım, gözlerime baktı. En sonunda tebessüm etti. İçeri gidip bir şişe parfüm getirdi. "Bu artık senin." dedi.

Gülümsedim. Birkaç fıs sıktım yastığıma. Sonra kenara koydum. Aras'a sarıldım. Parfümün kokusunu aldım. "Babam buradaymış gibi oluyor böyle." deyiverdim.

"Baban burada. Ben buradayım." dedi. Daha çok sarıldım ona. Sabahın bilmem kaçıydı ve ben onunlaydım, babamlaydım.

O an anladım Aras'a neden ısındığımı. Bana onu hatırlatıyordu. Gözlerimi kapattım ve bilmem kaç saat uyudum.

BEYAZ SERÇEWhere stories live. Discover now