Şiddetli baş ağrısı... Başım çatlayacak gibi hissediyordum. Gözlerimi açamıyordum.
Elim yumuşak bir şeyle temas ediyordu. Gözlerimi açmadan oynamaya devam ettim
"Maral" dedi boğuk bir ses
"Hıı" dedim uyku sersemi halimle
"Saçımı çekiyorsun"
Oflayarak gözlerimi açtım, ve açmamla geri kapattım. Rüya olsun bu rüya olsun. Savaşın kafasini kollarımın arasına almışım ve saçıyla oynuyorum, o da kolunu üstüme atmış. Resmen yapışık bir şekilde yatıyorduk şuanda.
Kendimi toparlayarak konuştum
"Savaş ben kalkıyorum" dedim
"Niye?" Dedi. Niye? Bilmiyorum ki. Aklıma gelen ilk bahaneyi söyledim
"Acıktım" dedim. Yalan söylemiyorum sonuçta
"Beni yiyebilirsin"
Dediğiyle ben gözlerimi kocaman açarken, onun şuanda pic gibi sırıttığına emindim.
O kollarini bana daha çok sardı. Ben de pes edip etrafa baktim. Masanin uzeri icki şişeleri, cips paketleri, bardaklar gibi bir sürü ıvır zıvırla doluydu. Anlaşılan dün gece çok dağıtmıştık ve sızmıştık.
Sonra gözüm kaanla melisaya kaydi. Onlarda sarmaş dolaş uyuyorlardı. Naza orada değildi. Kafami tekrar savaşa çevirdim Sav--, bir dakika ya sarmas dolas uyuyor derken? Kafami tekrar hızlıca Kaan ve melisa ya çevirdim.
Elimi koltugun altına götürdüm ve elime ilk gelen şeyi kaana fırlattım
"Lan bismillah" dedi ve bir anda doğruldu.
"Kim attı lan bu ayakkabıyı?" Dedi.
Ayakkabı mı atmıştım? Neyse elime ilk gelen şey oydu. Ayakkabı yi geri yeme korkusuyla parmağımla savasi gösterdim
"Savaş attı" dedim. Evet kollarini ahtapot gibi bana dolamış ve uyuyan Savaş. Sonra pes ettim
"Ben attım nolmuş" dedim
"Sabah sabah 40 numara ayakkabıyla uyandırılırmı kızım bir vampir" dedi
"Kusura bakma ya bir daha ki ne 36 37 bulursam onu yersin kafana" dedim.
Melisa bir anda doğruldu. Melisa ve kaanı uyandırdım çünkü ben savaşın bana böyle yakın olmasından rahatsız oluyorum melisa da olur, ben rahatsiz oluyormuyum? Oluyorsun maral, sus.
Melisa koltuktan kalkti
"B-ben yüzümü yıkayayım" dedi.
Utandigi her halinden belli idi. Benim utanmam lazım şuanda çünkü savaş bebek gibi koynuma sokulmuş bırakmıyor.
Kaan melisayı gidene kadar izledi, sonra Savaş ve bana baktı, bize güldü ve geri yattı
"Sabah sabah ne bu tantana" dedi savaş mızmızlanarak
"Ne sabahı öğlen oldu öğlenn" diyerek iceri girdi naza. Mutfaktan güzel kokular geliyordu.
Naza kahvaltı hazirlamis sanirim ama aklıma takılan şey, vampirler neden kahvaltı yapıyorlar? ya da neden insan yemeklerini yiyorlar? Sadece kan icmezler mi? Neyse ya ne yerlerse yesinler bana dokunmasınlarda.
Naza ya beni kaldirmasi için yalvaran gözlerle bakıp savasi işaret ettim.
Naza da derin bir nefes alıp verdi ve savaşı üzerimden cekti. Cekti derken savaşı koltuktan asagi düşürdü, sonra da kaanı. Savaş ta, benim de düşmemem için kollarını üzerimden çekti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KİMSESİZ VE DENGESİZ
VampireMaral orman yolunda kaza yapar, ve gözleriyle görmese inanamayacağı şeyler yaşar. Artık doğaüstü bir varlığın tutsağıdır... Bu varlık onu zorla tutup kanını içen ve ona zorla dokunan bir vampirdir. Bu sert ve kaba vampirin marala karşı duyguları gün...
