12. BÖLÜM: ''KADER: YAŞAMAYI SEÇTİĞİMİZ HAPİSHANE.''

38.8K 2.6K 2.3K
                                    





Merhaba, VURGUN ailesi.

Bölüm uzun ve detaylarla dolu, sindirerek okumanız tavsiyemdir. Bir önceki bölümlerde oy vermediğiniz varsa, birkaç dakikanızı ayırıp, oy verir misiniz? :) Twitter'da #Vurgun etiketiyle attığınız her tweet'e bakıyor olacağım.
Oy vermeyi ve satır arası yorumlar bırakmayı unutmayın, lütfen, lütfen, lütfen. Satır arası yorum, evet, evet... Lütfen.


🦋


Güneş, NKBİ

Ups! Gambar ini tidak mengikuti Pedoman Konten kami. Untuk melanjutkan publikasi, hapuslah gambar ini atau unggah gambar lain.




Güneş, NKBİ

Anıl Emre Daldal, M. (Akustik – Son sahne için.)

The Paper Kites, On the Train Ride Home

12. BÖLÜM: ''KADER: YAŞAMAYI SEÇTİĞİMİZ HAPİSHANE.''

İçinde yaşadığım kaderin dışına çıkabilseydi sahip olduğum her şey, nasıl bir hayata sahip olurdum?

Başka bir kaderin mahkûmu olsaydım nasıl bir insan olurdum diye düşünmekten hayatımı yaşayamıyorum.

Ailem tercihlerimi sorgulamasaydı mesela, kendimi meslek hayatımda olmak istediğim insan gibi yetiştirebilseydim, çok mu serseri bir kız çocuğu olurdum? Her sabah formumu korumam için hazırlanan kahvaltıları değil de annemin yaptığı sucuklu tostları yeseydim; tabanlarım yanana kadar sokakta koşuşturan, akşam ezanı okunduktan sonra eve giden, cep telefonu alınmasın diye türlü oyunlar çevirmeyen, aklındaki meslekleri araştırırken babası gelir de kızar diye kapıları kilitlemeyen, öğünlerini istediği zaman yiyebilen, uykuya dalmadan önce ayağının altındaki canavarlarla arkadaş olarak değil de annesinin kokusuyla uyuyan o kız olsaydım, içinde yaşadığım bu kaderi hapishaneye benzetmekten vazgeçer miydim?

Yaratıcı beni kaderin hapishanesine bırakmış. Bu öyle bir kadermiş ki, her şeyin bedelini, yapmadıklarımın bile, bana ödetmiş. Ödetmeye de devam edecekmiş çünkü nefes aldığm her saniye mücadeleyle geçmek zorundaymış. Keşke, diye geçirdim içimden. Böyle bir kaderin mahkûmu olmasaydım.

Yeni bir şey daha hatırladım. Sonra zihnimi de susturdum. Hatırladığımı unutmak istedim, neydi benim bu çelişkili hallerim? Hatırlamak bir an derler, unutmak yıllar alırken. Bu kez unutmam yıllar alacaktı. İnsan nasıl olurdu da unuturdu bir insanı ölmemek uğruna bıçakladığını?

''Kafeden çıktığımızdan beri çok sessizsin. Uyandığın ilk günden bu yana sustuğun zamanlar neredeyse hiç yokken... Zihnindeki sesleri susturmak için eline kulaklık, telefon tutuşturduğum günleri de biliyorum. Şimdi ise o günlere nazaran daha sessizsin. Nare, evet çok zor bir durum-''

VURGUNTempat cerita menjadi hidup. Temukan sekarang