VURGUN I, Kelebek Çiçekler çok yakında Lapis Yayınları ile raflarda!..
Geçmiş; yazılmayı bekleyen bir romanın ilk cümlelerini kulağıma fısıldadığında kurtarıcım olan adamın rahesinde ağzımdan akan kan vardı.
''Seni bulduğum gün kollarıma almasaydı...
Merhaba, VURGUN ailem! Bölümü oylamak ve yorumlamak unutulmasın, lütfen. ^^ Satır arası yorumlarınızı görmek istiyorum, verdiğiniz destek bana motive olarak geri dönüyor. Bu bölümde diğer bölümler gibi 1k üstü oy alırsa çok sevindirik olurum...
(Twitter'da #Vurgun etiketiyle attığınız her tweet'e bakıyor olacağım.)
Keyifli okumalar!
🦋
Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.
Kıraç, Sevgilim
Furkan Halıcı, Sarıl Bana
14. BÖLÜM: ''PUSULASI DAĞ.''
Yazardan...
6 YIL ÖNCE
İleri bak, şehit al. Ömer Halis Ahıskalı.Bir kız çocuğu babası. Cenaze yürüyüşü, marş.
Keskin, vurgulu adımların gölgesinde ağlayan annesi. Koca bir çınar olup evlatlarını korumak için elinden geleni yapan bir baba. Artık ağlayamıyor. Cansu Ahıskalı.Ömer Halis'in dört yıllık eşi, canı, cananı. Can yoldaşı. Yol arkadaşı. Kızını ömrü boyunca sadece bir kere emzirdi. Sonra sütten kesildi, bir daha da çocuğunu emziremedi. Bir evlat verdi hayat ona, sonra da hayatını aldı. Ondan yalnızca kocasını değil, evini de almışlardı. Cansu için ev, Ömer demekti. Cansu için hayat, Ömer'den ibaretti. Cansu için nefes almak, Ömer'in kollarının arasında uyuyakalmak demekti. Artık uyuyamıyor, konuşamıyor, bebeğini kucağına bile alamıyordu.
''Vatan sağ olsun,'' dedi bir asker. Vatan sağ olsun, dedi içinden genç kadın. Ama nereye kadar vatan sağ olsun?
Büyük bir kalabalık türk bayrağıyla sarınan tabutun arkasından ilerlerken Yüzbaşı Vural, annesi ve yengesinin kolunda yürüyerek ilerlemeye devam etti. Yüzbaşı Vural. Dağlara vurgun adam. Balım'ın baba yarısı. ''Abi,'' dedi Derin Ahıskalı, kısık bir sesle. ''Böyle olmamalıydı...''
Böyle olmamalıydı. Askerlerimiz öldürülmemeli, ölüme sürüklenmemeliydi. Çıkarlar uğruna kullanılmamalıydı.
''Ağlama,'' dedi Vural, keskin bir ses tonuyla hafifçe Derin'e doğru dönerken. ''Bir damla gözyaşı düşmeyecek gözünüzden!''
Derin, usulca başını salladı. Ağlamamalılardı. Ağlayıp düşmanlarını sevindirmemelerdi. Sikeyim böyle dünyanın adaletini, diye geçirdi içinden genç kız. Abimi aldılar benden. Nasıl ağlamayayım?