37. BÖLÜM: ''ON SEKİZ SAAT SONUNDA.''

8.9K 805 181
                                    




Uzun zaman sonra burada sizlerle olmak... Eve dönmek gibi... :')

Keyifli okumalar; oy ve yorumlarınız eksik olmasın. Sizi çok sevmek ben. <3


Redd, Şimdi Seni Bulsam

Bengü Beker, Sana Yıldızları Ödediğimden

37. BÖLÜM: ''ON SEKİZ SAATİN SONUNDA.''

ON SEKİZ SAAT ÖNCE

İnce bir buz üstünde yürüyormuşum gibi hissediyordum, ''On sekiz saat,'' kadar bir süre biçtikten hemen sonra kalbimin böylesine sıkışacağını bilmiyordum. Kalbim birdenbire öyle hızlı atmaya başlamıştı ki eve varamadan kaldırım taşına oturduğumu ve başımı dizlerimin arasına koyup sakinleşmeye çalıştığımı anımsıyorum. Sıkıca yumduğum gözlerimi usulca araladığımda biraz daha iyi hissediyordum. Oturduğum yerden doğruldum, bu sırada cep telefonumun melodi sesini duydum.

Arayan Vural'dı. Çok kısa bir an yanıtlamamayı düşünsem de vazgeçip aramayı cevapladım. ''Efendim?''

''Güzelim?'' Sesi yumuşacıktı. ''Seni merak ettim. Daha iyi misin? Doktora gidelim mi?''

On sekiz saatin sonunda öğreneceklerinden sonra bunu ben de sana mı teklif etmeliydim? Hiçbir şekilde öğreneceğini düşünmüyordum, tüm yükün omuzlarıma bırakıldığından pekâlâ emindim. ''İyiyim, biraz hava almaya çıkmıştım. Eve dönüyorum.''

''Ağrın mı oldu? Yürümeseydin? Demirhan'a—''

''İyiyim, Vural. Gerçekten.''

''Balım kek yapacağınızı söylemişti. Markete mi gittin?''

''Demirhan'la gidecektim, sonra vazgeçtim. Onu gönderdim, ben de biraz yürüdüm, eve geçiyorum.''

''Dikkat et. Erken çıkmaya çalışacağım. Çok fazla ayakta kalma. Olur mu?''

Ses tonum sakindi. ''Olur.''

''Nare.'' Sıkıntılı bir nefes bıraktı. ''Seni çok seviyorum. Belki duymak daha kötü hissettirir ama... Yine de her şeye rağmen, seni çok... Çok seviyorum.'' Buğulanan gözlerimi sanki görebilecekmiş gibi kaçırdım ama burnumu çekişimden anladı, pek de başarılı olamadım. 'Seni her ağlattığımda kahroluyorum. Biliyorum, beceremedim. İkinizi de koruyamadım. Sizi koruyamadım...''

''İyiyim, Vural. Gerçekten. Hatta eve geldim bile. Ağlamıyorum ki.''

''İnanmak zor geliyor. Beni hiçbir zaman affetmeyeceğini biliyorum. Gideceksin değil mi? Kalbin de soğuduğunda... Gideceksin değil mi?''

Ses tonum onunkine göre daha mesafeli, soğuktu. ''Sussak olmaz mı?.. Yorgun hissediyorum.''

Birkaç saniye duraksadı. ''Öyle olsun. Dikkat et kendine. Görüşürüz.''

''Görüşürüz.''

Eve döndüğümde mutfakta kimseyi görmemek işime geldi, alt dolaptan paketli unu çıkardım ve Balım'a seslendim. ''Balım, fıstığım! Ben geldim!''

Balım, kısa bir süre içinde yanıma ulaştığında ''Amcam aradı yenge,'' dedi. ''Kekinizi yapın sizi bir yere götüreceğim dedi.'' Bacağıma sarıldı. ''Sen de gelirsin değil mi?'' Güçlükle gülümsedim. Bundan haberim yoktu. Bilerek söylememişti. Balım'ın bana kabul ettireceğini biliyordu çünkü. ''Lütfen gel, yenge. Lütfen.''

VURGUNWhere stories live. Discover now