13. Bölüm: "Uğursuz Bazı İnsanlar"

44 4 5
                                    


13. BÖLÜM: "UĞURSUZ BAZI İNSANLAR."

"Kaybettiklerim kelimelerimi çaldı benden, dilimi kesti, rüyalarımı katletti.
Beni kaybettiklerinde onlar, eksikliğimi hissetti mi?
Hissederler miydi?"

🥀

You're Losing Me, Taylor Swift

"O kahveyi almak zorunda mıydın gerçekten?

Paparazziler hızını bir an olsun kesmeden ilerliyordu peşimizden ama Anemon, aramızdaki mesafeyi kısaltmalarına izin vermiyordu. Bense en son bu kadar hızlı bir arabanın içindeyken onu kendim kullanıyordum.

Neden son kullanışım olduğunu hatırladıkça ürperiyordum.

"Beslenme kavramını sözlüğünden sildiğini bilmiyorum sanki," diye çıkıştı bana üçüncü kırmızı ışığı da bir an olsun duraksamadan geçerken. "Sen aksini düşünsen de, günün belli aralıklarında o midenden bir şeylerin geçmesi gerekiyor." Motorun sesi kendisininkini bastırmasın diye neredeyse bağırarak konuşuyordu huyu olmadığı halde.

Bense eskiye ve ona oranla daha çok değişmiştim. Eskiden sesimi çıkaramadığım şeylere, şimdi verdiğim en sessiz cevaplarım bile çok gürültülüydü.

"Kahvaltı yaptığımı söylemedi mi arkadaşların? Hem, sana ne ki benim yediklerimden? Ne yemekmiş arkadaş ya... Benim dışımda herkesin tek uğraşı yediklerim olmuş!"

"Senin dışındaki herkes seni düşündüğü için olabilir mi?"

"Düşünme! Düşünme sen beni. Bak ben düşünmediğinde, hayatıma girmediğinde çok daha iyiyim!"

"Evet, görüyoruz onu." Öfkeyle çevirdim kafamı camdan dışarı. Hava kararalı ne kadar olmuştu bilmiyordum ama tam olarak bir buçuk saattir kovalamaca oynuyorduk. Trafiğe girmemiz her şeyi bizim açımızdan daha da zorlaştırmıştı. Üstelik, artık nerede olduğumuzu muhtemelen haber verdikleri için iki arabalardı. Bazen hemen arkamızda kalıyorlardı, bazen sağ ve soldan sıkıştırmak için sadece bizi değil, trafikteki pek çok arabayı da tehlikeye sokuyorlardı.

Eski bir arabada oluşumuz da durumu aleyhimize çeviriyordu.

"Biriyle birlikteyken, bir başkasına ilgi gösteremeyeceğini bilmiyor musun sen?" Evet, Petunya. Bilmiyor musun?

"Öpüşmek buna dahil değil anlaşılan," diyerek cümleyi gediğine oturttu ve beni saniyesinde pişman etti söylediğime. Sahi, ne düşünüyordum ki? O hareketimin bir gün elimde patlayacağı belliydi.

"Beni sen öptün!"

"Biriyle birlikte değilken. Ve bana karşılık verdiğini çok net hatırlıyorum." Suratı her ne kadar ifadesiz gözüküyor olsa da beyazlayan parmak boğumları öfkesini görmeme yetiyordu. Gözü çok nadir bana kayıyordu. Onun dışında hep yolda ve dikiz aynasındaydı. Arabalardan kurtulmak için eline geçen en ufak fırsatı bile kaçırmıyordu.

Yine de işi kolay değildi. Bir fotoğraf karesi için her şeyi göze almış adamlardı bunlar. Bizi ve akan trafiği geçtim, kendilerinin bile canlarını o kare uğruna tehlikeye atmaktan çekinmiyorlardı.

"Evet, benim de hatırladığım bazı net şeyler var. Yüzsüzlüğüne bakılırsa sen de bunları unutmuş olmalısın."

"Yüzsüz ya da gurursuz olmayı umursadığımı mı düşünüyorsun?" Dönüp bana bakarak bir cevap bekledi bunun için. Vermeyince de devam etti pes etmişçesine.

ANEMONHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin