8. BÖLÜM - ORKİDE

101 7 0
                                    


23.02.23

8. BÖLÜM - ORKİDE

Alpaslan ile karakoldan çıkarken kendimi oldukça yorgun ve bitkin hissediyordum, babamın yokluğu mezar gibiydi kimsenin uğramadığı toprağı kurumuş. Alpaslan ise evden çıktığımızdan beri aşırı sessiz ve sakindi, beni görmezden mi geliyordu yoksa cidden beni görmüyor muydu bilmiyorum.

"Babamı bulabilir miyiz sence?" diye soruyorum, muhabbet açma isteğiyle aslında bilmiyorum ama bu sessizliği rahatsız etmişti beni, yanında bütün kemiklerim gerginlikten ağrımaya başlamıştı.

"Buluruz." diyor, dudak ucuyla. Paşama bak birde zorla getirmişim gibi tripler de anlamış değilim.

"Aptal." diye homurdanıyorum sessizce, başını hemen benim tarafıma döndürüyor. Kabahat bendeydi, niye konuşuyorsam bu ketum herifle?

"Sen az önce bana aptal mı dedin?" diyerek sert sesiyle çıkıştı bana. Gözlerimi devirdim.

"Sana ne oluyor, böyle garip tavırlar eğer zoraki bir yardımsa yardımın sana kalsın, kendimde halledebilirim." diyerek arabadan ineceğim sıra kolumu tuttu, kendine çekti bir anda. Burnum burnuna çarptı hafifçe nefesi nefesime karıştı sanki o an yudum yudum kalbime bir şey dökülüyordu, gözleri gözlerime değdiği an midem de garip bir his oluştu hem  bir o kadar tanıdık hem bir o kadar uzak.

"Açelya." dedi fısıldayarak sanki anın büyüsünü bozmaktan korkarcasına, neydi bu duygu?

"Efendim." diyerek fısıldadım, o an elini kaldırdı avucunu yanağıma yasladı hafif okşadı. O an gözüme öyle bir şey kaçtı ki olduğum konumdan utandım, hiddetle uzaklaştım ondan arkamı döndüm cama. O zaman gördüm Alpaslan bileğindeki Bilal'in ona aldığı bilekliği, kardeşim diyerek almıştı ona, şimdi ben kardeşim dediği adama hissettim bu histe nedir?

"Açelya." diye seslendi, ona dönemi beklercesine.

"Kusura bakma, bir daha öyle laf etmem." dedim, aslında bunu demedim de uzatmayalım, bu anı olmamış gibi sayalım eve gidelim dedim, o da sanki bunu demişim gibi uzatmayarak arabayı çalıştırdı.

..

araba durduğu gibi onu beklemeden indim, hızlı adımlarla kapıya doğru yürüdüm sanki Sümbül beklemiş gibi anında kapıyı açtı, "Geldiniz mi?" diye sordu.

"Yok yoldayız hala, görmüyor musun kızım geldik işte." arkamdan gelen homurdanmayı takmayarak Sümbül'ün yanından içeriye girdim. 

"Lale ile Efe nerede?" diye sordum Sümbül'e botlarımı çıkartırken.

"Salonda çizgi film seyrediyorlar." hızlı adımlarla salona girdim, Efe'nin beni görmesiyle paytak adımlarla yanıma ulaştı bile onu kucağıma alarak televizyona kitlenmiş kız kardeşime baktım.

"Hadi Lale eve gidiyoruz." diyorum, Lale dediklerimle ayaklanıp yanıma ulaşıyor. Salondan çıkacağım sıra kolumu biri kavrıyor arkamı döndüğümde Alpaslan'ı görüyorum.

"Sümbül, çocukları al bizim konuşacaklarımız var." diyor, Sümbül kucağımdaki Efe'yi almaya yeltenirken geri çekiyorum Efe'yi.

"Konuşacağımız bir şey yok." diyorum.

"Al çocukları Sümbül." demesiyle Sümbül kucağımdaki Efe'yi alıyor Lale'nin de elinden tutarak salondan çıkıyorlar.

"Nereye gidiyorsun?" diyor öfkesini saklamadan, kaşlarımı çatıyorum.

"Evime, başka nereye gidebilirim." diyorum, öfkeyle.

"Evine falan gidemezsin." diyor.

"Giderim sana mı soracaktım?" diye bağırıyorum öfkeyle.

"Soracaksın bana." diyor.

"Kimsin sana soracağım, kimsin?" diyorum, işaret parmağımla göğsüne vuruyorum.

"Kim miyim?" diyor, bir anda kolumu kavrıyor ve beni kendine doğru çekiyor, gövdem gövdesine çarpıyor. Gözlerinin ne kadar karardığını görüyorum, öfkesi öyle fazlaydı ki acaba hepsi bana mıydı?

"Ne yaptım da bana bu kadar öfkelisin Alpaslan?" diyorum, sesim her an ağlayacakmışım gibi çıkmasına engel olamıyorum.

"Anlatsam anlar mısın?" diyor, başımı sallıyorum. Gözleri dudaklarıma iniyor, sanki yaklaşsa dudağı dudağıma değecekti. Onun dudaklarına bakıyorum, niye onu itmiyorum bilmiyorum. İtmeme gerek kalmıyor çünkü biraz ötemizde bir ses geliyor ve o an bozuluyor.

Kalbim rahatlıyor.

You've reached the end of published parts.

⏰ Last updated: May 20, 2023 ⏰

Add this story to your Library to get notified about new parts!

MÛTENAWhere stories live. Discover now