Selamün aleyküm,
Geç geldim fakat artık bölümleri sadece bir günde yazmıyorum, bu kurgumda hep tıkanırım :)
Ben naif adamları severim, bu yüzden naif adam yazmak benim için pek zor olmuyor ama Alparslan kaba bir adam ve yazması benim için hayli zor.
Sizi seviyorum,
Desteklerinizi beklemekteyim.
En güzele emanetsiniz.
"...Bir kalbe dokunup kaçandan,
Yaşam gibi ölmek gibi
Bir kere gelir aşk
Herkese bir kere...."
Yedinci Ev - Bir kere
4.BÖLÜM - SÜMBÜL
7 ay evvel,
Ayağımdaki kot pantolon resmen bacaklarımı eziyet çektiriyordu, çiçek dükkanına yeni taktırdığımız klima sayesinde biraz daha rahatlıyorum fakat bu bacaklarıma sarılmış pantolon bir türlü rahat vermiyordu.
Önümdeki içinde tarçınlı kurabiye olan kaba uzun uzun baktım, aslında zerre sevmem fakat Bilal'im severmiş. Bugün kalktım, hazırladım ve dürüst olmak gerekirse her dakikasında eziyet çektim, tarçının kokusunu dahi sevmiyorum.
Tezgahtan tabağı alarak kapıdaki Sümbül'e dükkanın anahtarını verdim:
"Sana emanet dükkan." Başını salladı ve güldü:
"Hadi git bakalım sevdiceğine." Güldüm.
Bilal'e her gittiğimde içimde oluşan garip heyecana anlam veremiyorum, neredeyse iki yıldır sevgiliyiz ve onun yanına giderken içimde o heyecanı bir türlü yenmeyi beceremiyorum.
Onu Alparslan ağabeylerin kahve dükkanlarının kapısının önünde Alparslan ağabey ile sohbet ederken gördüm, gülümsedim. Bu adam uzaktan daha mı güzeldi?
"Bilal?" Gülümseyerek arkasına döndü sonra kaşları çatıldı, yüzümdeki gülümseme soldu. Arkama baktığımda hiç kimseyi göremedim, birkaç haftadır Bilal'de bir sorun vardı fakat sorsam da bir türlü anlatmıyordu, kaşlarımı çattım.
"Açem?" Gülümsedim, her neyse. Ona yaklaştım ve üstünü peçete ile kapattığım kurabiyemi ona uzattım.
"Sana yaptım." Gülümsedi, büyük avuçları ile yanaklarımı avuçladı.
"Benim sevgilim, kalkmış bana kurabiye hazırlamış güzel elleriyle." Bir çocuk ile konuşurmuş gibi benimle konuşması bazen beni sinir etse de bazen de hoşuma gitmiyor değildi.
YOU ARE READING
MÛTENA
RomanceParmak aralarını sarmalamış taze çiçekler ellerime bulansın, saçlarımı gövdesinin her zerresini keşfetmesini istemem doğru muydu? Alparslan Cevahir, gözümün görmediği kalbimin duymadığı daha adını anmakta bile korktuğum adam, yanımdaydı. Yamacımd...