1.BÖLÜM - KARANFİL

476 17 1
                                    

Selamün aleyküm,

Bu bölümü ne zaman atarım bilmiyorum fakat siz ilk okuduğunuz zamanı buraya bırakıverin.

Sizi öpüyorum,

Allah'a emanet olun.

Bu kurgum size nacizane güzel çiçekleri ezberletecek türden.

"...

Orda kaldı yanağımın yarısı
Kendini boşlukla tamamlar
Ah omuzumda bir kesik el ki
Hala, hala durmadan kanar

..."

Sezen Aksu - Kavaklar

21.11.2020

...

1.BÖLÜM - KARANFİL

Kollarım ile sarınmış olduğum beyaz karanfiller ile Bilal'imin mezarının önünde dikiliyordum, ne severdik karanfilleri biz. Kollarım ile sarındığım karanfilleri toprağına bırakıverdim, aslında bunu yaptığımı görse bilirim ki çok kızardı bana. O hiç sevmez dalından koparılmış çiçekleri, şimdi suya koymadım diye kızardı bana, bilirim.

Onun öfkesini, sitemini ve tatlı sözcüklerini bile ne özlemişim diye düşündüm, kaç asır geçti bilmem ama benim bir ömrüm solmuş gibi. Üzülmemek elde değil ki, benim bu zamanda en iyi dostum gözyaşlarım oluverdi. İnanır mısınız bilmem ama o vakitten beri yağmur bulutları hiç yamacımdan ayrılmadı, çiçeklerim solmaya yüz tuttu güneş görmemekten.

Onlar güneşe hasretken bende güneşime hasrettim, ama ne onların güneşi geliverdi ne de benim güneşlerim, ikimizde solmaya mahkum kaldık.

Duamı, kuranı kerimimi okuyarak yanımda getirdiğim çiçekli yazmamı başımdan alarak sırt çantama koydum, en iyi arkadaşımın Sümbül'ün evine doğru gitmeye başladım, mezarlıktan ayrılarak.

Sümbül, çocukluk arkadaşım, beraberce büyüdüğümüz arkadaşım. Bilal'i ne kadar sevdiğimi o da bilirdi, üzüntümü paylaştığım tek insandı. Bizim mahallenin çok sevdiği adamlardan biriydi Bilal, benden çok mahalleli bile üzüldü diyebilirim belki.

Sümbül'ün evinin önüne geldiğimde soğuktan üşümüş bedenimdeki son gücümle kapıyı çaldım, bir süre daha bekledikten sonra kapı açıldı, Sümbül şaşkınlıkla bana bakmaktaydı.

"Bugün 28 Aralık değil mi?" Başımı salladım, bugün Bilal'imin doğum günüydü.

"Hadi gel içeriye, çok kötü gözüküyorsun." Başımı salladım, eğer evin içerisinden yüzüme vurmasa sıcaklık galiba içeriye bile giremeyecektim.

"Sen banyoya geç, ben sana kıyafet getireceğim. Sıcak bir duş al, sonra saçlarını kurularız." Başımı salladım, banyoya geçtiğimde aynaya baktım. Solmuş yüzüme baktım, göz altlarımın ne derece morarmış olduğunu gördüm.

Yıkılmıştım.

Ve yıkıntımın altında her gün can vermekteyim.

"Kapının önüne koyuyorum, al sıcak duşunu sonra konuşuruz seninle." O görmezse de başımı salladım, kapının önüne bıraktığı kıyafetleri alarak banyonun kapısını kitledim, duşa kabinin içerisine girerek ıslanmış kıyafetlerimi zemine bıraktım.

Üzerimde hiçbir şeyin kalmaması ile sıcak suyu açtım, vücudumun her uvzunun rahatladığını hissettim. Gözümde yaş kurumuştu bugün, içim içim ağlıyordum.

...

Sümbül'ün verdiği kıyafetleri üzerime geçirmem ile banyodan çıktım, tokamı bileğime geçirerek dolaptan çıkardığım poşete ıslanmış kıyafetlerimi doldurdum. Sümbül'ün odasına geçtim. Yatağının üzerine bırakmış olduğu kurutma makinesine göz ucuyla baktım.

MÛTENAWhere stories live. Discover now