2.0

462 36 24
                                    

Soobin'den devam ediyoruzz

geçiş bölümü tarzında
bir bölüme hoş geldiniz!

•°•°•°•°•°•°•°•°•°•

Baemji elindeki zarfı arkasına saklamaya çalışarak diklendi. "Soobin?"

"Ne yapıyorsun burada dedim. Ve elindeki zarfın sende ne işi var?"

"Sanırım yakalandım, ha?" diyerek sinir bozucu bir gülüş yolladı Baemji. "Gördün işte. Zarfı Yoora'nın çantasına koyarak parayı çaldı damgası vurmaya çalışacaktım. Bunu anlayamayacak kadar aptal değilsindir herhalde?"

"Kes sesini bence Baemji. Bunu yapman o kadar anlamsız ki. Kızın sana ne zararı vardı? Bir de yüzüne gülüp arkasından bunları yapman... iğrençsin." dedim tiksinircesine. Yoora'nın en yakın arkadaşlarından birinin ona böylesine ihanet etmesi beni fazlasıyla sinirlendirmişti. Ben onu bu halde yakalamasaydım kim bilir neler olacaktı.

"Ne zararı mı vardı? Soobin farkında mısın bilmiyorum ama o, hayatta her şeye sahip birisi. Goo Sera'nın zeki, çalışkan, güzel, başarılı, yetenekli ve zengin kızı Goo Yoora. İlk başta onunla arkadaş olmak istediğim güne lanetler okuyorum resmen. Onun yanındayken kendimi bu kadar ezik hissetmek, sürekli o mükemmel kişinin gölgesinde yaşamak ve Goo Yoora'nın arkadaşı olarak kalmak o kadar sinir bozucu bir şey ki."

"Sen nasıl bir aşağılık kompleksine sahipsin aklım almıyor şu an." dedim sinirle ellerimi saçlarımın arasına daldırarak. "Sana hiçbir zararı yok Yoora'nın. Senin de ona olmayacak. Anladın mı beni?" dedim tehdit edercesine parmağımı sallarken.

"Gidip ona anlatmayacak mısın zaten? İstesem de beni yanında bulundurmaz bugünden sonra."

"Anlatmayacağım. En azından şimdi değil. Sana bir şans verebilirim Baemji. Yoora'yı üzme, o seni gerçekten seviyor. Böyle aptal düşüncelere dalmazsan arkadaş kalabilirsiniz."

"Arkadaş kalmak isteyen mi var? Sadece onu daha nasıl mutsuz edebilirim diye düşünerek yanında kaldım bunca zaman. Hala daha tek isteğim bu. Onu mutlu görmek sinirimi bozuyor. Hayata ağzında gümüş kaşık ile doğmuş insanların hiçbir zorluk görmeden huzurla yaşayıp gitmelerine gıcık oluyorum. Ve emin ol onu mutsuz görmek için çabalamaya da devam edeceğim." dedi Baemji. Yok, bu kızın cidden akli dengesinde sorun vardı.

"O zaman ben varken daha çok uğraşman gerekecek." dedim. "Gerçekten adının hakkını veriyor olman çok manidar, yılan."

"Sağ ol, iltifat olarak aldım."

"İğrençsin. Bas git hemen, o zarfı da yerine bırak. Bugün bunu görmezden geleceğim çünkü Yoora'nın aklı yeterince karışık zaten ama işler kötüleşirse neler olacağını düşünmek bile istemezsin emin ol."

Baemji bu dediğimden pek etkilenmemiş gibiydi ve oflayarak yanımdan geçip gitti. Şimdilik bir şey demeyecektim Yoora'ya, onu daha da üzmek istemiyordum. Ama tek bildiğim, ne olursa olsun onu korumam gerektiğiydi.

~~~

Kamp bitmiş, herkes okula geri dönmüştü. Arkadaşlarımla vedalaştıktan sonra da en son Yoora ve ben kalmıştık.

"Eve mi geçiyorsun hemen?" diye sordu Yoora.

"Evet, iyiydi güzeldi ama dersleri çok kaçırmış hissediyorum. Çalışmam lazım." dedim kollarımı beline sararak. O da boynuma dolamıştı kollarını.

"Hmmm... öyle olsun o zaman." dedi cilveli bir tonda.

"Bak kızım, bunu beni yoldan çıkarmak için yapıyorsan fazlasıyla işe yarıyor. Ama ders çalışmam lazım. Hatta çalışmamız. Sen de geri kaldın, unutma." dedim burnuna parmağımı bastırarak.

"Ay napıyon be burnuma? Tamam, haklısın." diye geri çekildi. O sırada telefonum çalmaya başlamıştı. Arayan annemdi.

"Oğlum? Nasılsın iyi misi-" O sırada arkadan dayım denecek o haysiyetsizin bağırmaları geliyordu.

"Anne? Yine mi geldi o şerefsiz? Bu sefer tutma beni, mezara gömeceğim o adamı!" diye sinirle burnumdan soludum.

"Hayır, hayır...bak Soobin, bak oğlum. Onun için aradım zaten. Dayın geldi ama gider birazdan, cidden. En azından akşama kadar eve gelme, olur mu? Yine sana saldırır diye ödüm kopuyor."

"Anne ama böyle de size saldırıyor..." dedim sona doğru sesim kısılarak.

"Bize fiziksel zarar vermiyor ki oğlum. Neyse...bak nolur, tamam mı? Geç gel. Gelmeden önce haber ver ama, hala buradaysa gelmene izin veremem."

"Anne ama-"

"Üzme anneni, lütfen." Bunu demesi üzerine nasıl bir şey diyebilirdim ki?

"Peki..peki ama dikkatli olun." diyerek telefonu kapattım. Sinir ve gerginlikle ellerimi başıma koyarak biraz soluklanmak istemiştim.

Yoora bana yaklaştı ve "Bir sorun mu var?" diye sordu.

"Dayım. Yine gelmiş. Annem olay büyümesin diye eve gitmemi istemiyor. Biliyor yoksa elimde kalacak o şerefsiz."

Yoora anlar gibi kafasını sallayarak ellerini arkasında birleştirip beklemeye başladı. Yere bakıyordu. Bir şey söylemek istiyor ama çekiniyor gibiydi.

"Şey...bize gelmek ister misin o zaman? Annem hala iş gezisinda yani evde kimse yok. Rahat olabilirsin. Ders falan çalışırız hem. Belki akşam film izleriz."

i guess that's love {✓}Kde žijí příběhy. Začni objevovat