BÖLÜM 3

425 23 17
                                    

BÖLÜM ADI: ''AKŞAM YEMEĞİ''

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

BÖLÜM ADI: ''AKŞAM YEMEĞİ''

Yirmi üç yaşında çoğu yaşıtımdan daha farklı bir hayat yaşıyordum. Aslında ben kendimi bildiğimden beri yaşıtlarımdan farklıydım. Bunun farkındaydım. Hep aykırı olan bendim. Alışmıştım artık bu duruma.

İlkokulda, ailesi olmayan yetim bir kız gözüyle bakılıyordum. Sanki vebalıydım. Veliler, aile terbiyesi almadığım için kötü alışkanlıkları olabilecek bir çocukmuşum gibi uzak tutardı çocuklarını. Daha ilk okuldaydım. Kime ne yapabilirdim ki? Belki terbiye verecek ailem yoktu ama onların büyüttükleri çocuklardan daha terbiyeliydim. Yani anlayacağınız kimse arkadaş olmak istemiyordu benimle. Sorun değildi. Daha o yaşımda yalnızlığın öldürmediğine defalarca şahit olmuştum.

Zaman geçti. Ortaokula başladım. İçine kapanık olan ben , daha da kapandım. Sınıftan tek tük konuştuğum kişiler dışında kimseyle konuşmazdım. Sınıf birincisiydim. Derslere katılmazdım. Ama sınavlarda yeteneğim sayesinde yüksek alırdım. Öğretmenlerimle de aram iyiydi ,severlerdi beni. Dersi iyi olan öğrenciyi kim sevmez ki zaten.

Sonra Alkın kızı , oldum. Hayatın daha önce hiç fark etmediğim bir yüzüyle karşılaştım. Karanlık yüzüyle. Buradaki insanlar ne yurttaki ablalarımıza , ne de okuldaki öğretmenlerime veya arkadaşlarıma benziyordu.

Tamam okulda da çok dışlandığım , zorbalığa uğradığım olmuştu. Çok dalga geçilmiştim. Üstelik onları şikayet edebilecek bir durumdayken nasıl olursa hep olayın üstü kapatılırdı. İşte tam bu anlarda ailesiz oluşum yüzüme tokat gibi vururdu. Tam bu durumda canım çok yanardı. Ama geçerdi. Buda geçerdi.

Ama dedim ya , burası diğer yaşamımdan daha da farklıydı. Kötülük buraya işlemişti. Bir ortam kötülük kokar mıydı? Kokuyordu. İnsanlar güç ve para için her türlü pisliği yapıyorlardı. Beni de bulaştırmaya çalışmışlardı. Ama ben hep bir şekilde paçayı kurtarmıştım. Şimdi ki gibi çoğu kararımı kendim alamıyordum o zamanlar. Daha çok Uğur'un benim için verdiği emirleri yerine getirmek zorunda kalıyordum.

Ve bu emirler hiç kolay olmuyordu. Mesela yanlış hatırlamıyorsam on beş yaşımdayken , bir silah veya yaralayıcı alet kullanmadan bir adamı tehdit edip , gireceği ihaleden çekilmesini sağlamamı istemişti. Daha fazla para için önündeki en engeli ortadan kaldırmamı istedi. Kendi neden kaldırmıyordu? Neden on beş yaşındaki bir çocuğu çakalın önüne atıyordu?

Hepsinin cevabı aslında çok basitti. Bana bir şey olsa kimsenin umurunda olmazdı. Çöpsüz üzümdüm. Kim arkamdan hesap soracaktı ki?

Daha on beş yaşındaydım. Evet kendimi savunabiliyordum ama bu karşımdaki adamın benden daha güçlü ve daha donanımlı olduğu gerçeğini değiştirmiyordu. Sıkı korunuyordu. Benim gibi daha çocuk değildi. Bilgiliydi. Her şeyden ötesi adam güçlüydü. Tehditlerime muhtemelen bir taraflarıyla gülerdi.

KAYIP PARÇAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin