BÖLÜM 8

240 21 33
                                    

BÖLÜM ADI: ''KÜLKEDİSİ''

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

BÖLÜM ADI: ''KÜLKEDİSİ''

Külkedisinin masalını bilmeyenimiz yoktur değil mi?

Ben külkedisiyle on iki yaşında tanıştım. Daha o zamanlar evlat edinilmemiştim. Yurdumuza sosyal bir etkinlik kapsamında üniversite okuyan öğrenciler gelmişti. Her hafta bir karakter seçerek onun kostümünü giymişler, komik bir skeç hazırlayarak bize sunmuşlardı.

Amaçları hayatın ilk tokadını daha o yaşında ailesiz ve kimsesiz kalarak yemiş benim gibi çocukları biraz olsun eğlendirebilmek , bir kaç dakika da olsa güldürebilmekti. Tek sıkıntı onların gösterisi bittiği an bizim gerçek hayata dönmemizdi. Değişen bir şey yoktu. Biz yine aynıydık , onlarsa bizim sadece bir kaç dakikamızı güzelleştirmişlerdi. Yine de güzeldi.

Hatırladığım kadarıyla en çok Pamuk Prenses ve yedi cüceler , Rapunzel , Kırmızı başlıklı kızı izlerken içimden gele gele gülmüştüm. Orada ki her çocuk gösterinin bitmesini hiç istemedi. Bende dahil. Tabi hiç birimiz bunu sesli dile getiremedik. Her güzel şeyin bir sonu vardı. Sadece gösteri belki bir kaç dakika daha sürsün diye gözlerinin içine umutla bakardık.

En sonuncu hafta da sıra Külkedisine gelmişti. Onun kostümü diğer prensesler gibi değildi. Eskiydi. Üstelik yanında çok kötü bakan üç kız kardeşi ve üvey annesi de vardı. Hepimiz biliyoruzdur , masalda kıskanç üvey annesi ve üvey kız kardeşleri tarafından kötü davranılan bir genç kız, ona yardım eden bir iyilik perisi ve onunla evlenip Külkedisi'nin tüm hayatını değiştiren yakışıklı bir prens anlatılır.

Amacın bizi eğlendirmek , güldürmek olduğunu bilsem de daha o yaşlarımda bile çok saçma bulmuştum. Sanki diğer masallar çok normalmiş gibi. Neden bütün akşam kızın yüzünü gören aptal prens kızı neden ayakkabısıyla diyar diyar arıyordu ki?

Benimle bütün gece dans eden adam , ayakkabımla beni bulmaya kalksa onu o ayakkabıyla kovalardım. Hiçte çekinmezdim. Haklıydım, çünkü bütün gece benimle dans ederken yüzüm hariç her yere baktı herhalde diye düşünürdüm.

Neyse ki masallar diyarında her şey mümkün olabilirdi. Ama burası gerçek dünyaydı. Günümüz dünyasında prensin kapı kapı prensesini aramasına gerek kalmazdı , aradığı kişiyi sosyal medya sayesinde tek tıkla bulurdu. Her şeye rağmen keşke hayat masallarda ki kadar toz pembe olabilseydi. Nitekim bence aşk gibi güçlü bir duyguyu da sadece hak edenler tatmalıydı.

Eğer bir prenses olarak dünyaya gelseydim , bu kesinlikle külkedisi olurdu. Benzer ve farklı yönlerimiz vardı külkedisiyle. Mesela en basit yönden ele alırsak Külkedisi kimsesizdi , üvey annesi ve kardeşlerinin tüm zorbalıklarıyla baş etmek zorundaydı. Benimde kimsem yoktu. Yıllarca okul arkadaşlarım ,yurt arkadaşlarım ve daha niceleriyle baş etmem gerekmişti.

Farkımız ise külkedisi yolun sonunda yaşayamadığı tüm sevgisizliği bakışlarıyla bile kapatabilecek bir prensle tanışmıştı. Külkedisi mutlu sona ulaşmıştı. Benimse böyle bir beklentim hiçbir zaman olmamıştı. Bu dünyadan kimseye minnet etmeden yaşayıp , gitmek istiyordum. Bu dünyada yeterince fazlalıktım zaten. 

KAYIP PARÇAWhere stories live. Discover now