BÖLÜM 10

394 24 26
                                    

Can Ozan-Ağlama ben ağlarım

Can Ozan-Ağlama ben ağlarım

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

BÖLÜM ADI ''ANAHTAR''

Kimsenin bir diğerinin menfaatini değil , sadece kendi çıkarlarını gözettiği ülkenin en tehlikeli adamlarının  , ortak çıkarlar uğruna toplanmak zorunda kaldığı bir masa düşünün.

Masanın bir ucundaysa onların hepsine sadece bakışlarıyla ve tavırlarıyla karşılık vererek iliklerine kadar korku yaratabilen bir asker.

Onun hemen sağ tarafında ise, yine ülkenin en tehlikeli adamlarından birinin büyüttüğü , içinde bir canavar saklı evlatlık bir kız.

Hepimizi bir masanın etrafına toplayan farklı ama benzer amaçlar vardı. Hepimiz aslında kendimiz için buradaydık. Belki sadece birimizin amacı diğerlerinden farklıydı. Çünkü o ve onun gibilerin öncelikleri daima vatan ve vatandaş olurdu.

Burada kimse bir diğerinden daha güçsüz değildi. Hepimiz en kritik anda ne yapacağımızı aklımızda dönen tilkiler sayesinde bilirdik. Bunu defalarca kez yapmıştık. Ama yine de bugün bu masa ölüm sessizliğiyle kutsanmış gibiydi.

Neden kimse konuşmuyordu?

Ben bugün sadece seyirci taraftım. Peki ama onlar neden susuyorlardı?

Ah! Tabi ya , bu işi nasıl kendi lehlerine çevireceklerini düşünüyorlardı.

Yaklaşık on beş dakika önce ağızımdan çıkan iki kelime hepsini oldukça sinirlendirmiş gibiydi. Halbuki gayet masumane olan düşüncelerimi dile getirmiştim. Onlar devletlerine bağlı saygın iş adamları değiller miydi? Neydi bu gizli korkularının sebebi?

Bu masada dediklerim tek bir kişiyi mutlu etmişti ama o da bunu asla belli etmemişti. Biliyordum , o kendi ailesi de dahil bu masadaki kimseye güvenmiyordu. Buna bende dahildim. Haklıydı , üstelik ben asla güvenilmemesi gereken buradaki en sadakatsiz kişiydim.

Ben bile kendime güvenmiyorken en çok bana güvenmemeliydi , güvenmemelilerdi.

Bir süredir devam eden anlamsız bakışmalar , benim önümdeki kaleme odaklanmış dalgın gözlerimle beraber sessizce devam ediyordu. Herkesin en azından iki kelimede olsa söyleyecekleri vardı ama yine de herkes sessizliğe eşlik ediyordu.

Biliyordum , bu sessizliğin asıl sebebi sağında bulunduğum adamdı. Neler karıştırdıklarını asıl onun duymasını istemiyorlardı. Haklılardı , Alp Timur asla hafife alınacak bir adam değildi. Bunu onunla hiç tanımayan biri bile sadece bir kez göz göze gelerek tahmin edebilirdi.

Alp Timur buraya nedensiz gelmemişti. Bir amaç uğruna gelmişti. Öyle küçük hesapların adamı gibi durmuyordu. Onun oyunu , buradaki herkesi istemese bile içine çekecek gibi duruyordu.

KAYIP PARÇAWhere stories live. Discover now