7- Anne

1K 122 86
                                    

Kapı çalınca bilgisayarı kapatıp hızlıca kapıyı açtım. Sen?

"Efendim?"

"Arabada yüzüğünü düşürmüşsün. Kurabiye de getirdim." Eldivenli elinin içinde olan bronz, asla çıkarmadığım yüzüğü bana uzattı. Havanın soğuk olmamasına rağmen eldiven takıyordu, neden?

"Teşekkür ederim." Yüzüğü alıp parmağıma geri taktım.

"Bir şey değil de... İyi görünmüyorsun, bir şey mi oldu?" Kafamı iki yana salladım. Ona 'bir cadı yanıma gelip duruyor, o yüzden korkuyorum' diyemezdim.

"Hayır. Biraz yorgunum sadece." Kafasını olumlu anlamda salladı. "İçeri gelmek ister misin?" Gülümsedi.

"Çok isterim." Kenara çekildiğimde içeri girdi. Koltuğu gösterdim.

"Geç, otur. Çay kahve falan ister misin?"

"Zahmet olmasın."

"Yok yok, olmaz. Kahveyi nasıl içersin?"

"Sade." Ay nasıl içiyorsun öyle acı acı.

"Tamamdır. Sen otur, ben kahveyle beraber geliyorum." Mutfağa geçtim ve kahve makinesine kahveyle su koyup makineyi açtım. Telefonu elime alıp araştırmama kaldığım yerden devam ettim.

"Cadılar gerçekten çok tehlikeli yaratıklar. Daha önce gözlemlemiş ve yaşamış biri olarak söylüyorum bunu. Hele de size aşık olur ise yapamayacağı şey yoktur. Sizi cadılaştırmaktan öldürmeye kadar her şeyi yapabilir. Ya da iyi bir cadı çıkar, kendini insana dönüştürür veyahut aşkını unutmaya çalışır. Umarım hiçbir cadı ile karşılaşmazsınız, karşılaşsanız bile size aşık olmaz ya da kin beslemez. Kin beslemesi çok daha tehlikeli. İyi bir cadı ise direkt öldürür fakat kötü bir cadı ise hayatı size zindan edeceğine eminim."

www.yazar.com.wd


Yutkunup telefonu arka cebime koydum ve kahveleri boşaltıp içeri götürdüm. Koltuğun önündeki sehpaya fincanı koydum ve karşısındaki koltuğa oturdum.

"Yanıma da oturabilirdin." Utanıyorum, olmaz.

"Gerek yok." Götüm korkuyor. Ya o cadı kılıklı şey tekrar gelirse? O zaman ne olacak? Bedenime dolanan bir çift kol hissetmiştim.

"Şşşşt... Neyden korkuyorsun canım? Bana anlatabilirsin." Biliyorum.

"Anlatamam. Yapamam Minho." Ona baktığımda bana endişeyle baktığını görmüştüm.

"Neden?"

"Bana inanmazsın." Ellerimi tuttu.

"Anlat. Ne olursa olsun inanacağım." Yutkundum.

"Bir cadı var... Gelip gidiyor, bana dokunuyor ve o görünmez. Bana asla kendini göstermiyor. Beni çok korkutuyor. " Gözlerinde saf öfkeyi görmüştüm.

"Sana inanıyorum. Ondan her korktuğunda beni ara, gelip seni alacağım. Tamam mı?" Kafamı hızla olumlu anlamda salladım.

"Tamam. Teşekkür ederim." Saçlarıma küçük bir öpücük kondurdu. Ben daha o küçük öpücüğün etkisinden çıkamamışken dudaklarımda hissettiğim baskıyla karnımda kelebeklerin uçuştuğunu hissemiştim. O... O beni öpüyordu...

Alt dudağımı dudakları arasına aldığında kendimden geçmiştim. Kollarımı boynuna doladım. O da kollarını belime dolamış ve beni kendine daha çok çekmişti. Bir süre sonra telaşla benden ayrılmış ve endişeyle elini saçlarına geçirmişti.

"Kahretsin..."

"Ne oldu?" Ayağa kalkıp odanın içinde dolaşmaya başladı.

"Bunu yapmamalıydım..."

Human To Witch / Minsung Where stories live. Discover now