18-Test

665 65 40
                                    


Banyodan çıkmak üzere bornozumu giydiğimde kapı aniden açılmıştı.

"Minho! Ne yapıyorsun?!" Omuz silkip üstündeki kazağı çıkarttığında ona arkamı dönmüştüm. "Ya sen zaten duş almamış mıydın?!"

"Almıştım."

"Neden bir daha soyunuyorsun o zaman, salak!"

"Soyunmuyorum, kazağı kirli sepetine koyacaktım sadece." Kızardığımı hissetmiştim. "Sen neden arkanı döndün?"

"Üstün çıplak."

"Sanki hiç görmedin Jisung. Dön önüne, utanma."

"Utanmadım ki." Arkamdan sarılıp çenesini omzuma koydu.

"Neden kızardın o zaman?"

"Kızarmadım. Sadece... Yarı çıplaksın işte..."

"Gece komple çıplaktım."

"Şu geceden bahsetmekten keyif mi alıyorsun acaba?" Ona baktığımda keyifle gülümsediğini görmüştüm.

"Çok hoşuma gidiyor."

"Bla bla bla."

"BıLe bIlE BıLe." Beni taklit ettiğinde göz devirdim. Sesi çok tatlı çıkmıştııı!

"Böyle konuşunca tatlı olduğunu mu sanıyorsun sen?"

"Nasıl konuşuyormuşum? Hem sen beni tatlı mı buldun?" Ona dönüp dudaklarına küçük bir öpücük kondurdum ve hızla tuvaletin kapısına ilerledim.

"Seni seviyorum!" Kapıdan çıkarken ona bakıp söylediğim şeyle gülümsemişti.

Tuvaletten çıktığımda arkamdan seslenmişti. "Hey, Jisung!"

"Efendim!"

"Ben de seni seviyorum!" Gülümsemem büyümüştü. Gidip giyindiğimde Minho da tuvaletten çıkmıştı. "Saçlarını kurutmamı ister misin?"

"Sihirle mi?" Kafasını iki yana salladığında tek kaşımı havaya kaldırmıştım. "Eh, kurut bari." Yanağımdan öpmüştü.

"Eh, otur bari." Bana yatağın yanındaki koltuğu gösterdi.

"Eh, peki bari." deyip oturmuştum. Saç kurutma makinesini saçlarıma doğrultmuş ve saçlarımı kurutmaya başlamıştı.

"Saçların çok güzel kokuyor." Makinenin sesi yüzünden yüksek sesle konuşmuştu.

"Şampuandandır o." Makineyi kapatıp yüzünü benimkine yaklaştırdı.

"Güzelliğine de bir bahanen var mı peki?"

"Makyaj sağ olsun." Dudaklarımdan öpmüştü.

"Şu an makyajın yok ve çok güzelsin. Yani makyajla alakası yok."

"Duş alınca yüzüm gözüm açıldı, nur inmiş gibi oldu. Ondandır." Sinirle derin bir nefes vermişti.

"Güzelsin işte, bahane arama." Yalancı pislik.

"Yalan söyleme."

"Senin güzelliğin yalan söyleyeceğim en son konu bile olamaz." Ay ateş bastı bana.

"Hava sıcak mı oldu sanki..?" Sessizce konuştuğumda gülümsemişti.

"Bilmem. Onu bunu boşver de, var mı mide bulantın falan?" Kaşlarımı çattım.

"Hayır. Neden?" Dudaklarını büzdü.

"Ben sana bir hamilelik testi vereyim." Benden uzaklaşıp tuvalete girmişti. Çıktığında kaşlarım hâlâ çatıktı.

"Hemen belli olur mu ki?" Omuz silkip testi bana uzattı.

"Bilmem."

"E bilmiyorsan neden test yapayım?"

"Bilmem."

"Bir şeyi de bil ya." Beni ayağa kaldırıp yavaşça tuvalete ilerletti.

"Hadi Jisung, hadi bebeğim. Yap şu testi. Olmadı yarın bir daha bakarız. Hadi canım."

Oflayarak tuvalete girip testi yapmış ve beklemeye başlamıştım. Testi elime alıp baktığımda çift çizgi görmüştüm. E bu ne demek ki-

HAMİLEYİM!

"Minho! Minho, koş!" Hızla yanıma geldiğinde ona testi göstermiştim. Bir süre hareketsizce teste bakmıştı. "İyi misin?"

"Şimdi... Ben baba mı oluyorum?"

"Yok, hala oluyorsun." Boş boş bana bakıyordu. "Ya kendine gel! Baba oluyorsun, baba! Hamileyim ben!" Yeni algılıyormuş gibi yüzünde bir gülümseme oluşmuştu.

"Sen hamilesin. Sen... Hamilesin! Jisung, sen hamilesin!" Beni havaya kaldırıp döndürmeye başladığında kahkaha atmıştım.

"Yavaş ol." Beni yere indirmişti.

"Doğru, çocuğa bir şey olabilir. Bekle." Beni kucağına yavaşça alıp yatağa uzandırmış ve yanıma bir sürü yastık koyup üstüme 2 yorgan sermişti.

"Çok abartmadın mı sence de?" Ellerini beline koydu ve başını yana yatırıp bana baktı.

"Bir şey eksik sanki... Hmm... Buldum, ben eksiğim." Yanıma uzanıp başını karnıma koymuştu. "Merhaba küçük. Beni duyuyor musun? Ben senin babanım."

"Bence seni duyamaz."

"Neden duyamasın?"

"Çünkü henüz fasulye tanesi kadar bile değil."

"Peki ne zaman duyacak?" Saçlarını karıştırdım.

"Sen de onu duymaya başlayınca." Karnıma bir öpücük kondurmuştu.

"Cinsiyetini ne zaman öğreneceğiz?"

"3 ay sonra." Oflamıştı.

"Ama çok var."

"Yapacak bir şey yok. Hem sen cinsiyetinin ne olmasını isterdin?"

"Bilmem. Sadece merak ediyorum. Aç mısın? Su ister misin? Sıcak mı? Soğuk mu?" Ard arda sırladığı sorularla göz devirmiştim.

"Abartma."

"Abartmıyorum bebeğim. Sen iki canlısın. Bir bebeğim var, bir de bebeğimiz var. İkinizi de düşünmeliyim."

"Su olabilir aslında."

"Hemen getiriyorum."

____________________________________

Of cok tatli

Cocugun cinsiyetine de karar veremedim ne olsa acaba





Human To Witch / Minsung Where stories live. Discover now