10

61 3 0
                                    

Dondum.

Şaşkınlıkla bakakaldım.

İnsan hiç beklemediği ya da kızdığı birini karşısında görünce sadece şaşırıyormuş.

Öylece bakakalıyormuş.

Bu benim onu ilk defa bu kadar yakından görüşümdü, bu kadar filtresiz bu kadar gerçek.  Aramızda birkaç adımın olduğu ilk andı. 

Onun bana doğru birkaç adım attığını fark ettiğimde elimi kaldırıp onu durdurdum.

"Şeker." dedim üzerimdeki şaşkınlıktan kurtulup, benim onu durdurmam ile hareket etmeyi kesen kişiye, bireye, insana bakmaktan çekinip Şeker'i kucağıma aldım. 

"Güzin." dedi ama duymazlıktan gelip arkama bile bakmadan mutfak kapısından içeri girdiğimde elim ayağı titriyordu. 

"Hayır, hayır, hayır." diye mırıldandım, etrafta dört dönerken. "Yanlış zaman, kalbim çok kırık yanlış zaman." kapının zili çaldığı anda elim ayağımın titremesi sanki daha da artabilecekmiş gibi arttı. 

"Olmaz olmaz olmaz." dedim, birkaç adım attım ama devamını getiremeden onun sesini duydum.

"Kapıyı açar mısın lütfen?" durdum birkaç saniye, kucağımda bana bakan Şeker'den güç alarak yürüdüm kapıya doğru. 

"Bak Şeker," diye fısıldadım. "Sana dediklerimi unutmak yok olur mu anneciğim." kapının kolunu tuttum, içimden kendime telkinler vermeye devam ettim. Kapıyı açtığımda karşımdaydı.

"Biraz önce çok güzel bir şekilde vedalaştığımız düşünmüştüm ben oysaki."

"Yanlış anladın." diye mırıldandı. "Sürpriz yapacaktım sana o yüzden.."

"Ne o yüzden ya?" dedim sesimi yükselterek. "Sen beni 5 yaşındaki çocuk mu sanıyorsun da dediklerinden yanlış anlam çıkarmamı beklemiyorsun?" 

"Beni bir dinle." dedi, o kapının önünde ben iç taraftaydım. "Benim cidden kötü bir niyetim yoktu."

"Başlarım senin niyetine." deyip kapıyı örtmeye çalıştığımda örtmemi engelledi.

"Girebilir miyim içeri?" başka çarem kalmadığından ya da bir açıklamaya ihtiyacım olduğundan başımı salladım. 

"Gerçekten bana öyle bir açıklama yapman lazım ki ben senin dediklerini bir anda unutayım." dedim, Şeker'i kucağımdan indirip salona doğru ilerledim. Şeker sanki olanı biteni anlamış gibi benim peşimden gelip dibime sokuldu.

"Sana sürpriz yapmak için salona geldim." O an evimi bulmuş olmasından şaşırıp kaldım, salonu geçmiştim ama evimi nasıl bulmuştu?

"Sen benim evimi nasıl buldun?" dedim elimin altındaki yastığı ona doğru fırlattım. Refleksle ona doğru gelen yastıktan kaçtı.

"Orada birisine sordum, beni beklediğini söyleyince hemen adresi verdi." O kadar rahat bir şekilde konuşuyordu ki sanki ben biraz önce başka bir insanla konuşmuştum.

"Allahım bana sabır ver!" diye soludum.

"Amin." dedi hemen yanıma otururken. "Buraya gelirken çok düşündüm, insanlar sinirlendiğinde söyleyemediği şeyleri söylerler. Bende onu denedim."

"Bu mu yani?" Ters ters ona bakmakla yetindim.

"Aslında bu değil ama sen bana hiç inanmayacak gibisin."

"Ben gerçekten seni çok merak etmiştim." diye mırıldandım. "Ve ayrıca ağzınla kuş tutsan da inanmayacağım sana. Ben senin yaşayıp yaşamadığından endişelenirken sen bana ne dediğini bile bilmeden saçma sapan şeyler söyledin." dedim bacaklarımı kendime doğru çekip başımı dizlerime yasladım. "Ben hiç bu anı böyle hayal etmedim." 

Aşk Uğruna|Yarı TextingWhere stories live. Discover now