14

39 4 0
                                    

Gidişinin üzerinden üç gün geçmişti, ertesi gün için planladığımız görüntülü konuşmayı başka zamana ertelemek zorunda kalmıştık gece attığı tek mesajla. İki gündür mesajlarıma kısa cevaplar yazmıştı sadece.

"Buradan çıkınca direk bana geçelim." Telefonumdan kaldırdığım başımı Ece'ye çevirdim.

"Ne dedin?"

Bir süre yüzüme baktı ve onu dinlemediğimi anladı. "Kuşum sen Leyla oldun iyice ya."

"Uf ne leylası.." pilates topunun üzerine oturdum, telefonumu köşeye doğru koydum. "Sadece bir süre algılarım kapalı o kadar."

"Ay canım şimdi biz senin algıların kapalı diye plan da mi yapamayacağız." Bir plates topuna da o oturduğunda karşılıklı bakışıyorduk.

"Sadece haber alamayınca.."

"Ama ben sana dedim güzelim.." en başından beri olabilecek her şeyi bana dediği için sadece onu onayladım. "Normal bir mesleği olmadığını, istediğin zaman da ulaşamayacağını biliyor olman lazımdı."

"Biliyorum, onunla da konuştuk zaten biz bunu."

"O zaman.." gözlerimi kapattım.

"Ya şimdi geldi ya yanıma, aslında öncesinde ona çok kırıldım ama gelmesi bana hislerini açıklamaya çalışması aramızdaki bu saçma sapan şeylerin yeni olmasına rağmen bana güvenmesi falan beni bir yandan çok mutlu etti."

"Ama bazı konuların şaka dahi olsa yapılmaması gerektiğini düşündüğün için senin içinde bir yerlerde kırgın bir şeyler kaldı." Başımı salladım.

"Yani aslında problem değil de ben iletişimsiz kalınca kendi kafamda kuruyorum." Telefonuma mesaj gelince geriye doğru kayıp telefonumu aldım elime.

"Ay." Dengemi kaybeder gibi olmuştum bir an.

Mert: müsait misin?

Gaye: evet

Mert: beş dakika kadar sonra arayacağım seni.

Gaye: tamam

Topun üstünden hızla kalktım, sonra geri oturdum.

"Hayırdır?"

"Mert arayacak."dedim. Ece yerinden kalktı.

"Ben seni yalnız bırakayım o zaman." yüzünde neredeyse benimle dalga geçen bir gülümseme ile salondan çıktı. 

"Sen benim elime düşersin." diye mırıldandım. Aynanın karşısında kendime çeki düzen verdikten sonra gelecek olan aramayı bekledim. Tam tamına dört dakika sonra çalan telefonum nabzımın hızlanmasına neden oldu. Her defasında elim böyle titreyecek miydi?

"Selam." dedim ekrana doğru. Yatağında yatıyordu. Ben ise plates topunun üstüne oturmuştum.

"Nasılsın güzelim?" İçimde ne zamandır var olduğunu bilmediğim kelebekler bir bir hareket etmeye başladığında ellerim de bir anda bu, kesti. Hem titriyordu hem buz gibiydi. Tek cümlesi beni bu kadar nasıl dağıtıyordu?

"İyiyim ben, sen nasılsın asıl?" Önüme gelen saçımı kulağımın arkasına sıkıştırdım.

"Yorgunum biraz, uyumadan önce seni görmek istedim."

"Ay iyi yaptın bende seni çok merak ettim." Yüzünde tatlı bir gülümseme oluştu, durumdan memnun olmuş olacak ki gülümsemesi daha da büyüdü.

Aşk Uğruna|Yarı TextingWhere stories live. Discover now