★1.bölüm★

899 211 228
                                    

"Seni o labirentten kurtaracağım" dedi adam

"Benim labirentimin gökyüzüsü yoktur" dedi kadın

İkisi de sustu.

Şarkı dinleyerek geçtiğim sokaklarda kaybolsam keşke. Tam şu an birşeyler olsa ve ben kaybolsam.
Günlerden pazar. Okul yok ama bilin bakalım ne var?
Huzur yok uyku var. Okul yok ama kurs var. Matematik hemde. Biri beni buradan hemen alsın!

Bu arada ben Tutku Kardelen.  17 yaşındayım. 1.60 boyunda, 44 kiloda bir öğrenciyim işte. Güzelim ve zekiyim. Ders çalışmayı sevmem ama kitap okumaya bayılırım. Benden iki yaş büyük bir abim var. Başka da kardeşim yok. Şimdilik bu kadar.

Şu an matematik kursuna gidiyorum. Hayatımda değişiklikler olsun istiyorum. Her gün aynı şeyleri yaşamaktan bıkmış durumdayım. Yeni insanlar ve yeni arkadaşlıklar istiyorum. Biraz anlaşılmak ve biraz da susmak istiyorum. Çok şey'mi istiyorum?

İç dünyamla savaş ederken kendimi yerde buldum. Hayır, cidden yerdeyim.

"Ah, pardon çok özür dilerim benim hatam"

duyduğum erkek sesiyle bakışlarımı tek dizi üzerinde durup, bana tedirginlikle bakan ela gözlere çevirdim. Sarıya yakın kıvırcık saçları ve ela gözleriyle tatlı birine benziyordu.

Tatlı birine'mi benziyordu?
Ah, unutun gitsin cümle kuramıyorum. Keşke insanlar ben birşeyler söylemeden de beni anlaya bilse.

"İyi'misin?"

duyduğum titrek ses beni şaşırtmıştı. Gözlerinin dolu-dolu olduğunu fark ettiğimde artık  çok geçti. Gözlerinden yaşlar art arda akıp özgürlüğünü ilan etmeye başladığında hiç düşünmeden ona sarıldım.

Ben Tutku Kardelen, tanımadığım birine sarıldım. Kimseyi umursamadan, "millet ne der?" demeden birine sarıldım. O an sadece sarılmak istedim ve sarıldım. Ben umursamadım, o da umursamadı. Kollarımda sessizce ağladı sadece. O an ikimizde fazla umursamazdık. Gelecekte neler olacağını bilmeden bir adım attık.

Pişman'mıyım?
-hayır.
Peki ya pişman olacak'mıyım?
-hayır. Size sözüm olsun ki, pişman olmayacağım. Kardelen sözü.

Kollarımdaki beden ağlamasını iç çekişlere bırakırken yavaşça uzaklaştı benden. Çekingen ve utangaç bakışlarla beni süzdü ilk önce. Sonra ayağa kalkıp elini bana uzattı. Tam o an anladım yerde oturduğumu.
Elini tutup ayağa kalktım.

"Tişörtünü mahvettim" kurduğu cümleyle bakışlarım tişörtümü buldu. Beyaz tişörtümün önü hafif ıslaktı.

"Önemli değil. Daha iyi'misin?"

Hafifçe başını sallayıp gözlerini kaçırdı.

Utanıyordu.

"Birşey söylemeyecek'misin?"

𝕍𝕖𝕣𝕚𝕝𝕞𝕚ş 𝕤ö𝕫𝕝𝕖𝕣Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin