★Oyun başlasın★

293 42 88
                                    

"Gülüşünden öptüğüm adam beni gülüşümden vurdu."

Merhaba sevgili günlük, ben Tutku Kardelen. Yürüdüğüm bu yolda çok engele takıldım. Tüm bu engellerin üstesinden gelmeye o kadar çok odaklanmış bir vaziyetteydim ki, nereye gittiğimi bile unutmuştum. Ayaklarıma batan dikenler bana nerede olduğumu düşündürüp durdu günlerce. Sonra başımı kaldırıp etrafıma bakındım ve onları gördüm. Birbirlerine tutunan, ne olursa olsun hep birbirine destek olan o kişileri gördüm. Onlar artık 4 kişi değildi. Her birinin yanında, ellerini sıkıca tutan 4 çocuk daha vardı. Yüzlerindeki gülümsemeyle bana bakan o çocuklar, onların çocukluğuydu. Her birinin elinde siyah kalp şeklinde bir balon vardı. Adeta gözleriyle gülen bu çocuklar bana hiçte yabancı hissettirmiyordu. Onların durduğu yer o kadar karanlıktı ki, kendi karanlıklarına ışık olmuş bana gülümseyerek bakıyorlardı.

Sonra gözlerim kendi olduğum yeri buldu. Kırmızı kanla kaplanmış bu yer yutkunmama neden oldu. Gözlerim yerde oturup boşluğa bakan çocukluğumu gördü sonra. Üstü başı kana bulanan bu küçük kız sağ elinin titremesinin geçmesini bekliyordu. Aynı anda titreyen sağ elimle üzerimdeki beyaz elbisenin eteklerini sıkmaya başladım her zaman olduğu gibi. Daha sonra siyah bulutların kapladığı gözlerini bana dikti küçüklüğüm. İlk önce elbisemin eteklerini sıkan sağ elime, oradan da buzulları taşıdığım kahverengi gözlerime baktı. Kahverengi gözlerimde mavinin en soğuk haliyle yüzleşince yutkundu. Sonra ayağa kalkıp yanıma geldi ve eliyle onları gösterdi.
Dedi ki bana; "benim neden onlarınki gibi kalp şeklinde bir balonum yok?" ve dedi ki bana; "Benim olduğum yer neden bu kadar kanlı da onların olduğu yer sadece siyah?" Sonra sustu ve titreyen sağ eliyle titreyen sağ elimi tuttu. 4 kelime benden bağımsız döküldü dudaklarımdan.
"Bana ne istediğini söyle."
Çocukluğumun yüzünde bir gülümseme oluştu. Elimi sıkarak ona yaklaşmamı istedi. Boylarımızı eşitleyerek diz çöküp gözlerine baktım. Benim buzullarım onun siyah bulutlarıyla buluştu.
O siyah bulutlardan küçük küçük yağmur yağmaya başladı. Büyük bir heyecanla yüzüme bakarak bana ne istediğini söyledi.
"Burası fazla soğuk ve kanlı. Orası da fazla siyah ve karanlık. Ben buraya alıştım artık o yüzden orayı da istiyorum. Ben hepsini istiyorum. Acı çekmek değil, acı çektirmek istiyorum.
Onlar gibi karanlıkta ışık değil, karanlığın siyahı olmak istiyorum. Ben onların kaçtığı karanlık olmak istiyorum."
Benden cevap bekleyen çocukluğuma sadece gülümsedim ve o sözcükler döküldü dudaklarımdan.
"Sana istediğini vereceğim. Kardelen sözü."

Gözlerindeki duygu değişimlerine anbean şahit olduğum bu adam bana öfkeyle bakıyordu.

"O abin olacak şerefsiz nerede?"

Sinirle sorduğu soru karşısında omuz silktim. Ben nereden bileyim hangi cehennemde olduğunu.

"Bilmiyorum."

Cevabım onu sinirlendirmiş olacak ki, masadaki kağıtları büyük bir hırsa yere attı ve hemen ayağa kalktı. Aniden ayağa kalkması sonucunda oturduğu sandalye büyük bir gürültüyle yere düşmüş, gergin ortamı biraz daha germişti. Öfkeyle oda da birkaç tur atmış, daha sonra tekrar gelip karşımda durmuştu. Rahat tavrım karşısında dumura uğrayan adam, şaşkınlıkla yüzüme bakarak birşeyleri sorgulamaya başladı. Daha sonra üzerime eğilerek, ellerini oturduğum sandelyeye yaslayıp gözlerime bakmaya başladı. Bu hareketine gülümseyerek karşılık vermem gözlerinin gülümsememe kaymasına neden olmuştu. İki defa ard arda yutkunduktan sonra gözlerini tekrar gözlerime dikti.

𝕍𝕖𝕣𝕚𝕝𝕞𝕚ş 𝕤ö𝕫𝕝𝕖𝕣Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin