★Kardelen★

392 61 63
                                    

"Oysa ben onu yazacak kadar eksik,
okuyacak kadar kırgındım."

Çiçeklerin de birbirlerine aşık olduğunu biliyor muydunuz? Kardelen hikâyesi aslında bir çiçek aşkıdır. Yakınlarında ortaya çıkan başka türlü otlar ve çiçekler nedeniyle birbirlerini doya sıya göremeyen iki çiçek türü varmış ve biri diğerine demiş ki; hadi gel öyle bir zamanda ortaya çıkalım ki diğer çiçekler uyuyor olsun. Bizde böylelikle yalnız kalmış olur ve bir ömür boyu hep beraber oluruz. Buna diğer çiçek tamam demiş ve açma zamanı gelince açmayıp kışı beklemiş.

Kış ayı gelince de üzerindeki kara bakmadan çiçek açmış. Ne yazık ki ona başka zaman açalım diyen çiçek ortada yokmuş. Çok üzülen çiçek bir daha hep yalnız olarak ve en soğuk zamanlarda çiçek açmış. Sevdiğine verdiği sözü tutan çiçeğe kardelen adı verilmiş.

"Gidelim'mi artık?"

Umut'un sorusuyla başımı onaylar anlamda sallayıp elimi yüzünden çektim ve arabadan indim. O da hemen peşimden inerek yanıma geldi. O önde ben arkada olmak üzere eve doğru yürümeye başladık. Cebinden anahtarını çıkartıp kapıyı açtı ve geçmem için kenara çekildi. Küçük adımlarla içeri girip ayakkabılarımı çıkarttım. Umut da hemen ardımdan içeri girip ayakkabılarını çıkartmaya başladı. Duvara monte edilmiş gri dolaptan kendime mavi bir terlik alıp ayağıma geçirdim. Tam yerimden doğrulacak iken birinin bağırarak üzerime düşmesiyle kendimi sırt üstü yerde buldum.

"Tutulkum bir an hiç gelmeyeceksin sandım benim eline koluna sahip çıkamayan bebeğim."

Yankı bir yandan konuşuyor bir yandan da yattığı yerden saçlarımı kokluyordu. Bir eliyle yüzümü okşamaya başlayınca gözlerimi devirdim. Bedeninin bir kısmı sağ kolumun üzerine denk gelse de sesimi çıkartmadım.

Allah'ım sen bana sabır ver yarabbim.

"Kalk lan kızın üstünden gerizekalı, zaten ufacık birşey."

Umut Yankıyı kolundan tutarak ayağa kaldırınca bende derin bir nefes aldım. Ellerimden destek alarak ayağa kalkıp sağ koluma masaj yapmaya başladım. Tam o sırada gözüme Yankı'nın üzerindekiler ilişti.

Sıfır kol kırmızı üzerinde beyaz fare desenli bir tişört, altına da aynı renk kırmızı şort giyinmişti. Ayaklarındaki kırmızı pofuduk terlikleri ile karşımda çok tatlı duruyordu. Yankı tek kelime ile kırmızıya bayılıyordu. Ona baktığımı farketmiş olacak ki, Umut'un yanından ayrılıp hemen önümde durdu ve etrafında iki defa dönüp ellerini bir çocuk edasıyla birbirine vurdu.

"Nasıl gözüküyorum Tutulkum?"

Cıvıl cıvıl çıkan sesiyle etrafa pozitif enerji yayıyordu adeta. Ben de onun gibi gülümseyerek sol kolunun altına girdim ve birlikte salona doğru yürümeye başladık.

"Kırmızı sana çok yakışıyor."

Bu lafımla sağ elini saçlarına götürüp arkaya doğru düzeltti. Diliyle alt dudağını yaladıktan sonra yandan yandan bana bakmaya başladı.

"Hoşuna gittim değil mi, gittim gittim."

Kaşlarımı sorgularcasına yukarı kaldırıp indirdikten sonra kolunun altından çıkıp kendimi çift kişilik koltuğa bıraktım. Arkamızdan gelen Umut Yankı'nın ensesine bir tane vurunca Yankı dengesini sağlayamayıp Ateş'in üzerine düştü. Ateş sanki bu duruma alışıkmış gibi hiçbir tepki vermeden oturmaya devam etti.

𝕍𝕖𝕣𝕚𝕝𝕞𝕚ş 𝕤ö𝕫𝕝𝕖𝕣Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin