26.bölüm

21.8K 1.1K 276
                                    

Sabah telefon ekranıma düşen "Ösym sınav sonuçları açıklandı." bildirimi ile uyanmıştım.

Sonuç ekranına hiç girmek istemesem de el mecbur girecektim.
Kaçamazdım. Eninde sonunda bugünün geleceğini biliyordum, ama yine de stres olmamak elde değildi.
Saat henüz 8 bile olmamıştı. Evdekiler de uyanık değildi çünkü evin sessizliğinden anlaşılıyordu.

Sonuçla yüzleşmek istemesem de, daha fazla erteleyemeyeceğim için sonuç ekranına giriş yapmıştım.

Sayfanın yüklenmesini beklerken, bir anda sonuç ekranında fotoğrafımı görmemle, kalp atışlarım hızlanmıştı.

Alt tarafa doğru inmek istemiyordum. Şimdiden ekrandaki Tyt netlerimi görebiliyordum.

Tyt netlerim yine de fena değildi. Beni asıl korkutan Ayt sonuçlarımdı.
Zaten fareyi aşağı doğru indirip, korkumun yersiz olmadığını görmüştüm.
İkinci oturumdaki netlerim beklediğim gibi kötü gelmişti.

Sonuç olarak istediğim bölümün gelmediğini biliyordum. Bu yüzden daha fazla bakmayıp sonuç ekranını kapatmıştım.

Mezuna kalacağını aslında biliyordum, ama yine de sonucu görünce bu kadar üzüleceğimi tahmin etmemiştim.

Gözyaşlarım benden bağımsız akarken, telefonumun çalmasıyla kimin aradığına bile bakmadan kapatmıştım.
Kim bilir hangi gereksiz arkadaşım, sırf sınav sonucumu öğrenmek için bu saatte arıyordu.

Ağlamama kaldığım yerden devam etmek isterken, telefonun tekrardan çalmasıyla ağlamaya ara vermiş ve sinirli bir şekilde açmıştım telefonu.

Karşı tarafın konuşmasını beklerken, Alaz'ın sesini duymamla şaşırmıştım.

-İyi misin güzelim, nasıl sonuçlar?

Bir dakika  boyunca konuşmamış, şaşkınlığımı üstümden atmaya çalışmıştım.

Şaşırmamın sebebi, sabahın bu saatinde daha ben öğreneli 5 dakika olmadan aramasıydı.
Üzüleceğimi bildiği için aramıştı büyük ihtimal.
Alaz'ın iyi niyetine gülümserken, telefonda tekrardan onun sesini duymamla kendime gelmiştim.

- Güzelim orda mısın, sesim geliyor mu?

- Evet, sesin geliyor. Sonuç beklediğim gibi, pek iç açıcı değil yani.

- Emin misin iç acıcı olmadığına, eminim ki gelen bölümler vardır.

- Tabi ki de var, ama istediğim bölüm gelmedikten sonra başka bölümün gelip gelmemesi umrumda değil açıkçası.

- Güzelim, bir sene daha çalışıp daha iyisine yapacağına eminim. Üzme sakın kendini.

- İster istemez üzülüyorum. Keşke zamanı geriye alabilsem.

- Eminim ki daha iyisini yapacaksın güzelim. Benim senden hiç şüphem yok.

Alaz'ın sözlerinden sonra dayanamamıştım ve küçük bir hıçkırık kaçmıştı dudaklarımdan.

Ağlamak istemiyordum, ama elimde değildi.

- Şş güzelim sakın, sakın ağlama.
Dayanamam sen ağlarsan. Sil çabuk gözyaşlarını.

- Ama Alaz, ben ne yapacağım şimdi? Annemler de öğrenince çok üstüme gelecekler.

-Beraber  atlatacağız güzelim hepsini. Üstesinden beraber geleceğiz merak etme, ben senin yanındayım.

- Teşekkür ederim, iyi ki varsın.

- Sen de iyi ki varsın güzelim. Senin şimdi kendini daha iyi hissedebilmen için ne yapmam gerekiyor?

-Hiçbir şey yapmana gerek yok. Senin varlığın, benim için mutluluk sebebi zaten.

-Ezgi, naptın güzelim kalbime indi.

Derin bir şekilde iç çeken Alaz'ın söyledikleriyle, küçük bir kıkırtı kaçmıştı dudaklarımdan.

Beni bu haldeyken bile güldürmeyi başarabiliyordu bu çocuk.

- Bu halde bile gülümsetebiliyorsun beni, seni cidden yerim.

- Ezgi hanım hep yerim diyorsunuz ama, bir icraat göremedik.

Alaz'ın söylediklerinden sonra yanaklarımın ısınmaya başlamasıyla sessizce bir küfür savurmuştum.
Aniden böyle sözler söyleyip beni utandırıyordu.

Benden ses çıkmayınca kulaklarımı, Alaz'ın kahkaha sesi doldurmuştu.
Hem utandırıp hem gülüyordu.

- Bebeğim, utandın mı sen?

Ah, bir de ben utanırken bebeğim diyordu. Bu çocuk bence bilerek yapıyordu, başka açıklaması olamazdı bu durumun.

- Bilerek yapıyorsun değil mi?

- Neyi güzelim?

- Ben utanırken böyle sözleri bilerek söylüyorsun değil mi, ben daha çok utanayım diye?

- Hayır tabi ki, sen benim bebeğim olduğun için sana öyle söylüyorum.

- Yaa Alaz, bebeğin miyim cidden?

- Bebeğimsin. Hep de bebeğim olacaksın.

- Sen de benim kedim olur musun?

- Olurum. Sen ne dersen olurum ben.

- Tamam o zaman, miyavla bakayım.

- Cidden mi Ezgi?

- Hadi ama, lütfen kırma beni zaten çok üzgünüm.

- Tamam tamam üzülme daha fazla.
Miyav.

Alaz'ın bir anda miyavlamasıyla kahkaha atmıştım. Çünkü beni dinleyip de miyavlamasını beklemiyordum.

Ama benimle kahkaha atan bir kişi daha vardı. Hattın öbür ucundaki Alaz'ın telefonundan, bir erkek kahkaha sesi geliyordu.
Sanırım arkadaşıydı bilmiyordum.

- Ulan Alaz, beni gittikçe şaşırtıyorsun amına koyayım. Miyavlamak nedir?

Sesler kesilip, kahkaha sesinin devam etmesiyle ben de kahkaha atmaya devam etmiştim.
Çünkü gülen kişinin kahkahası da komikti.

-Utku siktim belanı dur sen, güzelim ben kapatıyorum öptüm seni.

Alaz'ın bir şey dememe fırsat vermeden, telefonu kapatmasıyla kahkahama kaldığım yerden devam etmiştim.

Bu çocuğu harbiden seviyordum.
Hem de deli gibi.
































selam umarım beğenirsiniz.
modum biraz düşük bu yüzden açıklama yazmıyorum çünkü yazacak bir sey bulamadım. iyi okumalar <3

lütfen oy ve yorum yapmayı unutmayın. ;)

blueeberi bu bölüm sana

ASKER HATTI |TextingHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin