35.bölüm

19.7K 1.1K 142
                                    

Sabaha kadar uyanık kaldığım için sinüzitim tutsa da, şu anlık bunu umursayacak halde değildim.

Annem telefonumu yerinden çıkardığımı fark etmesin diye, neyse ki o uyanmadan telefonu yerine koymayı akıl edebilmiştim.

Evden nasıl çıkacağımı da gece boyunca düşünmüş, çareyi ise kuzenim Efe'ye yazarak bulmuştum.

Eve gelip benimle gezmek istediğini söyleyecek, ve annemden izin almaya çalışacaktı.
Annem çok büyük ihtimalle izin verirdi, çünkü Efe'yi çok seviyordu.
Zaten annem benim dışımda herkesi seviyordu.

Bana neden annemlerin dışarı çıkmama izin vermediğini sorduğunda, ona her şeyi anlatmıştım. O ise annemin böyle yaptığına çok şaşırmış ve anneme bu hareketi konduramadığını yüzlerce kez dile getirmişti.

Ona, Alaz'dan bahsetmemiştim, sadece bir arkadaşımla buluşacağım demiştim.
O da zaten sorgulamadan kabul etmişti.
Seviyordum Efe'yi, bana evdekilerin yapmadığı kardeşliği yapıyordu ve bunu dibine kadar hissettiriyordu.
Benden sadece bir yaş büyük olmasına rağmen, sanki abimmiş gibi beni koruyup kolluyordu.

Saat 12'ye doğru geliyordu ve benim artık dayanacak sabrım kalmamıştı.
Nerede kalmıştı bu Efe?
Balkona çıkıp Efe'nin bu civarlarda olup olmadığına bakmıştım, ama ortalıkta görünmüyordu.

Yaklaşık yarım saatlik bir bekleyişin ardından Efe'nin sarı saçlarını görmemle, gülümsemeden edememiştim.
Çok şükür sonunda gelebilmişti.

Balkondan ona el sallayıp bağırmamla, kafasını kaldırmış ve benimle göz göze gelmişti.

- BEBEĞİM NABER YA, ÇOK ÖZLEDİM SENİ.

- BEN DE SENİ ÇOK ÖZLEDİM HADİ OYALANMA DA ÇIK YUKARI.

Sanki kırk yıldır görüşmüyormuşuz gibi konuştuğumuzu fark etmemle, bir kıkırtı kaçmıştı dudaklarımdan.

Efe'nin binaya girdiğini görmemle, oyalanmadan odamdan çıkıp dış kapıyı açmıştım bile.

Efe de beni bekletmemiş, 2 dakika sonra kapının önünde belirmişti.

Ayakkabısını çıkardıktan hemen sonra bana sarılmasıyla, onu bekletmeden sarılışına karşılık vermiştim.

- Özlettin kendini vicdansız, hiç gelmiyorsun buraya.

- Sanki senin benden farkın var güzelim, konuşturma beni döverim bak.

- O kadar da anlatmıştım sana, bir kulağından girmiş öbüründen çıkmış.

- Merak etme bugün o meseleyi halledeceğim ben. Teyzeme söyleyeceğim, senin arada bize gelmen ve bizim acilen dedikodu yapmamız gereken konular var çünkü.

- Sana güveniyorum koçum, yaparsın sen. Aslansın kaplansın.

- Pis yağcı, çekil şuradan.

Tam ona cevap vereceğim sırada annemin cırlayan sesini duymamla, suratımı buruşturmuştum.

- Efee, yavrum sen mi geldin? Hoşgeldin, nasılsın oğlum?

- İyiyim teyze, sen nasılsın?

- İyiyim ben de geç otur şöyle yanıma, çok özledim seni vallahi. Ne iyi ettin de geldin.

Annemin sözleri ile şaşırmadan edememiştim, çünkü annem ve teyzem haftada bir mutlaka görüşürdü ve annem o süreçte Efe'yi de görüyordu.
Neyin şovuydu bu?

Üstünde durmamaya çalışarak Efe'ye kaş göz işareti yapmıştım.
Umarım beni anlar ve uzatmadan, evden çıkmamız gerektiğini anneme söyleyebilirdi.

ASKER HATTI |TextingHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin