46.bölüm

18.2K 1.2K 327
                                    

Utku'nun sözleri salonda bomba etkisi yaratmış, kimseden çıt çıkmıyordu.
Efe elindeki kaşığı yere düşürmüş, şok olmuş bir şekilde Utku'ya bakıyordu.
Utku ise sanki hiçbir şey söylememiş gibi sütlacını yemeye devam ediyor, kimseye bakmıyordu bile.
Sesim içime kaçmış bir şekilde teyzeme bakmamla, bana bıyık altından sırıttığını gördüm.

Utku'nun söylediklerini duyduğunu biliyordum, tam ne zaman ağzıma sıçacak diye düşünürken bir anda kapı zilinin çalmasıyla teyzem ayağa kalkmış, salondan çıkmıştı.

Teyzemin çıkmasıyla, Alaz'ın ayağa kalkıp sütlaç yiyen Utku'ya tokat atması bir olmuştu.
Şak diye bir ses çıkmasıyla benim bile canım acımış, üzülerek Utku'ya bakmıştım.

- Mal mısın amına koyayım, kızın ailesinin haberi yok gelmişsin patavatsız gibi, "Alaz çok şanslı da bilmem ne" diyorsun. Bir de hiçbir şey olmamış gibi sütlaç yemeye devam ediyorsun, ben böyle geniş mezhepli insan görmedim.

Utku, Alaz'ın sözlerinden sonra gözlerini kocaman açmış, mahçup bir şekilde bana bakmıştı.

- Keşke biraz daha dikkatli olsaydın, ama boşver senden önemli değil sonuçta.

- Ezgi, güzelim cidden Utku'nun kusuruna bakma. Art niyetli söylemediğini biliyorum, eğer teyzen bir şey derse hallederiz istersen.

- Ne oluyor amına koyayım, annem insan yemiyor biliyorsunuz değil mi? Ne bu gerginlik, bir sakin olun.

Efe'nin sözleri ile odada bulunan Mert kahkaha atmış, Efe'nin sözlerine ekleme yapmıştı.

- Bence Efe haklı, teyzen başından beri anladı zaten bir şeyler olduğunu, çok tepki vereceğini sanmıyorum.

- Başından beri anladı derken ne demek istedin?

Benim sorumla birlikte erkeklerin gülmeye başlamasıyla bir şeylerin döndüğünü anlamıştım.
Ben yokken ne olmuştu burada tam olarak?

- Bence bunu Efe söylese daha mantıklı olur.

- Efe, biricik kuzenim benim. Sen mi anlatırsın, yoksa ben başkasından mı öğreneyim istersin?

Tehdit kokan sözlerimle Efe gülmeyi kesmiş, korkarak bana bakmıştı.
Biliyordum, ben yokken içerde kahkahalarla gülmelerinin bir sebebi vardı.
Kesinlikle sebebi bendim, umarım Efe beni rezil edecek şeyler söylememiştir yoksa benden çekeceği vardı.

- Ezgi'ciğim tam olarak şöyle ki, ben yani sen yani biz-

- Allah aşkına düzgün konuşur musun, bir halt anlamadım şu an.

Korktuğu için iki kelimeyi bir araya getiremiyordu, gülmek istesem de beni hangi boyutta rezil ettiğini bilmediğim için gülmemiş ciddiyetle bakmıştım ona.
Sonunda konuşmaya karar vermiş olacak ki ağzını açabilmiş, beni utandıran o sözleri söylemişti.

- Ya alt tarafı, senin küçükken samanyolundaki Salih'i peygamber; dedeyi ise Allah sandığını, sınavlardan da yüksek almak için televizyonun karşısına geçip onlara dua ettiğini anlattım.

Hiçbir şey anlatmamış gibi masum bir şekilde konuşmasıyla bendeki şalterler atmıştı.

Odadaki erkeklerin tekrardan kahkaha atmasıyla daha fazla dayanamamış, utançla yüzümü yastığa gömmüştüm.
Nasıl anlatabilirdi bunu?
Ama Alaz'lık kısmını hala anlamamıştım, Alaz ne yapmıştı da teyzem bir şeyler olduğunu anlamıştı?

- Peki bunun Alaz'lık kısmı nerde tam olarak?

- Ben bunu anlattıktan sonra Alaz da herkes gibi güldü tabi, ama ondan sonra sürekli çok tatlı olduğunu söyleyip durdu.
Sonra ağzından da," Zaten o ne yapsa her şeyiyle tatlı olmayı başarıyor" kelimesi kaçınca annem imayla baktı ona.
Annemin bakışlarını fark edince de utandı, gözlerini kaçırdı.

ASKER HATTI |TextingHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin