16

1.2K 21 0
                                    

Derin

Emir evine gideceğimizi söylediğinde kafamda hiç böyle bir şey canlandırmamıştım. Ev dediği şey resmen bir saraydı. Oraya ulaşabilmek için geçtiğimiz güvenlikten sonra en az 20 dakika daha yol gitmiştik. Evlerinin bahçesinde kocaman bir orman ve gölet vardı. Binayı gördüğümde tamamen nutkum tutulmuştu. Böyle bir şeyin var olabileceğini bile bilmiyordum ama Emir burada ailesi ile yaşıyordu.

Kapıda bizi annesi ve kardeşi karşıladı. Annesi bizi karşısında gördüğüne çok sevinmişti. Sanki beni önceden tanıyor gibi içtenlikle sarıldı. Uzun zamandır hissetmediğim bir duyguydu bu. Bana kendi annemin sarılışını hatırlattı. Ama ağlayarak o anı mahvedemezdim. Kendimi tuttum. Emir'in kardeşi Sarp aynı fotoğraftaki gibi abisine benziyordu. Ama Emir'den çelimsiz ve bakışları da oldukça farklıydı. O da bana içtenlikle sarılıp, bizi tebrik etti.

Emir çalışmak için yanımızdan ayrıldı. Sarp ise arkadaşları ile bulaşacağını söyleyerek yanımızda çok kalmadan gitti. Emir'in annesi ile baş başa kalmıştık. Emir beni annesinin anlaşmayı bilmediği konusunda uyarmıştı. Tamamen tesadüf eseri tanıştığımıza dair bir hikaye anlatmıştı. Benim de buna uymamı rica etti. Buna sevinmiştim çünkü o anlaşma hakkında düşünmek ya da konuşmak istemiyordum. Sonuçta bizi bir anlaşma bir araya getirse de Emir'e karşı duygular besliyordum ve anlaşma olmasa da artık onunla birlikte olmak istiyordum.

"Yemeğe çok vakit yok ama açsan senin için bir şeyler hazırlatabilirim."

"Çok teşekkür ederim ama aç değilim."

"Çok zayıf görünüyorsun Derinciğim. Biraz kendine dikkat etmelisin. Lütfen beni yanlış anlama ama bu kadar zayıf sizin için iyi olmayabilir." Ne demek istediğini hiç anlayamamıştım.

"Nasıl yani?"

"Sen ve bebek için riskli olmasından korkuyorum."

"Bebek mi?"

"Ah ben yanlış mı anladım? Emir hemen evlenmek istediğinizi söylediğinde... Bana söyleyemediğini ama bebek beklediğinizi düşünmüştüm." Daha Emir'e yeni alışırken bir de bir bebeğimiz olması bana çok uzak kavramlardı. Şaşkınlığımı gizleyemedim.

"Hamile değilim. Öyle bir şey yok."

Hem utanmış hem üzülmüş görünüyordu. "Lütfen beni affet Derinciğim, yanlış anlamış olmalıyım."

Uzanıp elini tutup onu rahatlatmaya çalıştım. "Hiç sorun değil. Böyle düşünmeniz çok doğal. Ben de bu kadar hızlı olduğu için şaşkınım."

Bana bakarken gözleri parladı. "Emir hiç bir zaman beni bir kız arkadaşı ile tanıştırmadı. Ya da ciddi bir şey yaşamadı. O kadar üzülüyordum ki... Ama sizi yan yana gördüğümde anladım. Birbiriniz için o kadar mükemmel görünüyorsunuz ki. Oğlumun seni sevdiğini gözlerinden anlayabiliyorum."

"Bu kadar dedikodu yeter. Derin seni babamla tanıştırayım. Babam Halil Çetinkaya." Emir'in sesi salonun diğer ucundan duyuldu. Babası ile birlikte gelmişlerdi. Babası gri saçlı, uzun boylu ve iri yarı bir adamdı. Bakışları çok sertti. Emir'in babası olmasa korkudan onun yanına yaklaşmazdım.

"Merhaba Derin. Evimize ve ailemize hoşgeldin. Annene ne kadar benziyorsun." Söyledikleri karşısında şaşırmıştım. Annemi tanıdığını bilmiyordum.

"Nasıl yani Derin'in ailesini tanıyor musun Halil?" Emir'in annesi Serap konuştu.

"Evet sen de tanıyorsun. Derin, rahmetli Hakan ve Defne'nin kızı." Serap'ın yüzüne de benimki gibi bir şaşkınlık ifadesi yerleşti.

"Güzelliğini nereden aldığını şimdi anladım Derinciğim. Annen harika bir kadındı. Benim de çok sevdiğim bir arkadaşımdı. Bebekliğini hatırlıyorum da çok tatlıydın. Sonradan ne yazık ki iletişimimiz kesildi. Sonra da ölüm haberleri... Onları kaybettiğin için çok üzgünüm." Serap bana uzanıp tekrar sarıldı.

Zorunlu EvlilikWhere stories live. Discover now