2

158 32 18
                                    

Baekhyun her zamanki gibi akşam yemeğini es geçmiş ve odasından sadece banyoyu kullanmak için çıkmıştı. Sessizliği kullanarak ve her şeyin kontrol altında olmasını fırsat bilerek iki saat kendi kendime düşünüp durmuştum. Aslında uykusuz bedenimi rahatlatmak için uzanmıştım koltuğa ama düşünceler rahat bırakmamıştı bir an olsun. Minhyuk'un önerdiği fikir yarı yarıya iyiydi aslında, Baekhyun kendi bedenini tanırsa onun için bir şeyler daha kolay olabilirdi ancak bu konunun benimle ilgisi yoktu. Bir türlü kendimi ve Baekhyun'u bağdaştıramıyordum üstelik Minhyuk ona yardım etmemi söylemişken daha sonrasında kapılmamamı da söylemişti. Yani bu uzak durmam için daha da belirgin bir işaretti.

Merak ettiği şeyi bana soruyor olması belki de anlık gelişen bir şeydi ve bir daha asla olmayacaktı. Aslında bu olmasını istediğim şeydi , Baekhyun'a doğru düzgün cevap verememekten korkuyordum çünkü . Onu kırabilecek bir şeyler söyleyecek olursam bu ondan daha çok beni üzerdi.

İşte anlamadığım konu tam olarak buydu.

Onun üzülmesi beni neden etkiliyordu?

Yıllar önce onu bulup, ölümün eşiğinden kurtarmış olduğum için onunla görünmez bir bağ mı kurmuştum?  Onun için bu kadar endişeleniyor olmamın nedeni bu muydu? Çete üyesi olarak yetiştirilip daha sonra küçük bir çocuğun koruması olmak mı beni bu hale getirmişti? Onu bulduğumda Baekhyun on üç, ben ise on dokuz yaşındaydım ve o günden sonra çetenin içinde sıradan birisi olmak yerine Bay Byun'un beni bu şekilde ödüllendirmesine sessiz kalmıştım. Bu güne dek çok zor, karmaşık ve bir o kadar sessiz günler geçirmiştim ancak hiçbir zaman şimdi olduğu gibi çıkmazda hissetmemiştim.  Onun birisiyle olma konusu ertelenebilirdi , daha öncelikli olanlar çeteyi kapsayan konulardı ancak Baekhyun'a bunları anlatmak zordu. Kimin kim olduğunu, ne ile ilgilendiğini, kimin düşman olduğunu, kimin dost olduğunu, kiminle ortak olduğumuzu anlamasını sağlamak zordu açıkçası çünkü bu konuyla ilgilenmediği ortadaydı. Üstelik yedi yıl önce başına gelen olayın başında olanlar Bay Byun'un düşmanı olan başka çete üyelerinden birileriyken onu çetenin işlerine bulaştırmaya çalışmak oldukça zordu.

Çok geç olmadan bir şeyler yemesi ve öyle uyuması gerektiğini hatırladığımda düşüncelerimle boğuşmayı bıraktım. Koltuktan kalkıp doğruca mutfağa giderken evdeki sessizliğin iyi mi yoksa kötü mü olduğuna bir anlığına karar verememiştim. Biraz meyve ve sevdiği çikolataların olduğu tabakla odasına doğru yöneldiğimde  son iki güne göre oldukça yavaş hareket ettiğimi fark edebilmiştim. Elmaları soymam on dakikamı almış olmazdı ama saate baktığımda bunun doğru olduğunu gördüm. Kapının yüzeyinde tok ses çıkaran parmaklarım henüz aşağıya inmemişken ondan yanıt alabildim. Uyumamıştı, bu iyiydi.

''Atıştırmalık bir şeyler getirdim ama başka bir şey yemek isterseniz hemen yapabilirim.''

Tabağı komodinin üzerine bırakıp ondan bir adım uzaklaştım. Yatağında uzanıyordu dün gece yaptığı gibi kitaplarının ve not kağıtlarının arasında kaybolup gitmektense sakince onun için aldığım kitabı okuyordu. 

''Bu yeterli, teşekkür ederim.''   Hızlıca çıkıp gitmenin en iyisi olduğunu biliyordum, bugün bahsettiği konuyu açmadan önce kaçıp gitmeliydim ama odasından çıkmasa bile yorgun duran yüzüne bakmaktan alıkoyamadım kendimi.  ''Bugün özel hayatınla ilgili soru sorduğum için özür dilerim.  Yapmamalıydım, biliyorum. ''

Başımı iki yana salladım. Henüz kendini açmış bile sayılmazdı , ortada hiçbir şey yokken tekrar kabuğuna çekilmesini istemiyordum. '' Bunu hiç sorun etmedim, aksine benimle sohbet ettiğiniz için mutlu oldum.''

Love Killa / ChanBaekWhere stories live. Discover now