9

122 13 4
                                    

'' Böyle mi hissettin?''   Baekhyun pijamasının kol kısımlarını çekiştirip parmaklarını saklarken sessizce sordu. O sırada ellerimin arasında tuttuğum kuru ve temiz havluyla ona yaklaşıyordum nemli saçlarını kurulamak için. Her ne kadar kış ayı içinde olsak bile Baekhyun her zamanki gibi saçlarını kurulamama konusunda ısrarcıydı, daha sonra hastalanır ve neden saçlarını kurutmadığı hakkında söylenip dururdu. 

''Ne zaman?'' Yumuşak saçları açık pembe renkli havlunun esiri olduğunda gözlerini kapattı. Yüzü tatlı bir ifadeye bürünmüştü parmakları ise gömleğimin eteğine tutunmak istercesine havalanmıştı hafifçe. 

''Birisini öldürdüğünde.'' dedi, normal bir şeyden bahsediyormuş gibi canlıydı gözleri. Çok fazla ağlamış olsa bile düşündüğüm gibi ilerlememişti geri kalan şeyler. Kusmamış ve kendisini odasına kapatmamıştı. ''Kendini dünyanın en güçlü adamı gibi mi hissettin?''

''Böyle mi hissediyorsun?''

Havluyu saçlarının arkasında tuttuğumda başını kaldırdı ve hafifçe gülümsedi. Boğazından onaylayıcı bir ses çıktı, daha da sevimli görünüyordu farkında değildi ancak gülümsediği her an ışık saçıyordu etrafına. Doğru cevap için hem kendimi hem de onu oyalamaya başladım. Artık nemli olmayan siyah tutamlar parmaklarımın arasındaydı, temiz kokulu şampuanı ve onun tam aksine oldukça şekerli kokan duş jeli sanki üzerime yapışıyordu. Yatağın üzerindeki tarağı aldım ve yakınlığımızı sorun etmeyen Baekhyun'un saçlarını yavaşça taramaya başladım. O ise tarak saçlarının arasında gezindiği anlarda burnunun üzerini kırıştırıyor ve omuzlarını dikleştiriyordu sanki huylanıyormuş gibi. 

''Bunun hakkında hiç düşünmedim desem daha doğru olur çünkü bunu gerçekleştirdiğim an bir emre bağlıydım, o adamı öldürmezsem benim için hiçte iyi şeyler olmazdı. Kullandığım alet silah değil, elden ele dolaşan bir bıçaktı ve itiraf etmeliyim ki birisini karnından bıçakladığında vıcık vıcık sesler duyabiliyorsun eğer onun vücuduna çok yakın bir haldeysen.''

İğrenir ifadesine kıkırdamadan edemedim, saçlarının arasındaki havluyu uzaklaştırıp kendisini yatağa bıraktığında dizlerimin üzerinde yükselip ona baktım. Sanki bedeni ona büyük gelen pijamaların içinde daha da küçük görünüyordu.

''Yanıma uzanır mısın?'' 

''Tüm gün üzerimde olan kıyafetlerimle yatağına yatamayacağımı birçok kez söylediğini hatırlatırım Baekhyun. ''

Üzerimi değiştirmek için oldukça üşengeçtim her ne kadar onun yanına uzanmak istiyor olsam bile. Baekhyun yavaşça doğruldu ve temkinli tavırla yaklaşıp gömleğimin açık olmayan düğmesini hızlıca açtı.

''Biliyorsun...'' dedi, parmaklarının aksine ağır bir tonda konuşarak. Gözleri nasıl bir tepki verdiğimi dikkatlice izledikten sonra her bir saniye daha da ortaya çıkan göğsüme kayıyordu. Dizlerini yatağa bastırdı, duruşu değişti, kendinden emin duruyordu artık. '' Önümde iki kez soyundun ve bu anlarda seni yarı çıplak olarak gördüm Chanyeol. İster istemez vücudunu kendi vücudumla kıyasladım, yıllarımı spor salonunda geçirsem bile asla seninki gibi bir vücudum olmayacak bunu biliyorum.''

''Bunu denemeden asla bilemezsin. Küçükken oldukça çelimsiz ve kısaydım yani kendine haksızlık etme.''

Parmakları çıplak göğsümün üzerinde dolaşıyorken aramızdaki mesafeyi biraz daha kapattı. Aramızdaki boy farkını en aza indirmek için kalçamı tekrar yatağın üzerine yasladım ve uslu bir çocuk gibi oturup onun istediği gibi bana dokunmasına izin verdim. 

Love Killa / ChanBaekWhere stories live. Discover now