10

115 12 5
                                    


''Bay Byun!'' Orta yaşlı, üzerinde benimkine benzer takım elbise olan adam başını hafifçe eğerek Baekhyun'u selamladığında dişlerimi sıkmaya başladım. Burada olmamalıydı, arabada söylediğim sözleri çiğneyerek buraya kendi isteğiyle gelmeyi kabul etmemeliydi. Tedirgin olduğunu hatta korkudan bakışlarını bir yere sabitleyemediğinin farkındaydım ama o öyle olmadığını iddia edercesine gülümsedi. Burada olmak onun için tehlikeliydi.

Aslanın kafesine kendi isteğiyle girmiş olması mantıksızdı.

''Bay Oh sizi bekliyor. ''

''Gidelim.''  Gözleri yüzümde dolaştı birkaç saniyeliğine de olsa. Onaylamadığımı biliyordu, anlamıştı ancak yine de buna rağmen o adamı görmek için çabalıyordu. Bunun sonucunda eline hiçbir şey geçmeyeceğini, burada olduğu her an duyduğu ve gördüğü şeyler yüzünden uykusuz kalacağını ona bağırarak söylemek istedim. Baekhyun, Oh Sehun'un kaldığı odaya ulaşmak için o adamla birlikte asansöre doğru yürümeye başladı. Yanımda yabancı yüzler vardı, halledemeyeceğim kadar kalabalık değillerdi ancak şimdilik Baekhyun'u dinlemeye karar verdim onların ardından ilerlemeye başlamadan önce. Telefonda ona ne söylemişti bilmiyordum ancak Baekhyun onu görmek için ısrarcıydı. Bu ısrarın onu kötü sonuca, uğursuzluğa götürmemesini dileyerek onun sağ tarafında yerimi aldım. Orta yaşlı adamla arasında keskin bir gölge gibi duruyordum aslında durmam gereken yer Baekhyun'un arkasıydı ancak burada kimseye güvenmiyordum. Arkada kalırsam bir şeylere daha geç yetişebilirdim.

''Babanız için üzgünüm. Böyle bir sonu kesinlikle hak etmiyordu.''

Gözlerim birkaç santim uzağımda duran adamı hızlıca buldu. Yüzü aşağıdaydı, doğruca üzgün olduğunu göstermek yerine duygularını saklıyordu. Karnının biraz altında kavuşturduğu elleri birbirini sıkıca tutuyordu uzaklaştırmak istemiyor gibi. Üzgün değildi. Öyle görünmek için kendisini zorluyordu. 

''Babamla tanışıyor muydunuz?''

''Net olarak değil. Sadece adını çok kez duydum. Kore'nin en nüfuzlu çetesine sahip tek kişi. ''

Baekhyun başını sağa yatırdı neredeyse göğsüme yaslandığını düşünecektim ama ince bir ses kulaklarıma doldu o anda. Birkaç yağmur damlasının ıslattığı omuzları titriyordu. 

''Neden güldüğünüzü öğrenebilir miyim efendim?''

Baekhyun elinin üstünü dudaklarına bastırdığında daha da sesli gülmeye başladı. Neredeyse kahkaha atıyordu. Başı önce göğsüme daha sonra kolumun iç tarafına hafifçe sürttü, başını kaldırıp doğruca arkamda duran adama baktığında gerçekten gülmediğini anlayabilmiştim.

Nefretle bakıyordu o adama.

Onu her an burada öldürebilirmiş gibiydi.

Sorusunu yanıtsız bırakmayı tercih etti ve asansörün kapısı açılana dek tek bir kelime söylemedi, bakışları bir kez daha o adamı bulmadı. Oh Sehun'un Baekhyun'u kendi evinde ağırlamayacağını biliyordum ancak beş yıldızlı bir otelin kral dairesinde onunla buluışacağını asla düşünmezdim. Genellikle çeteler arasındaki güveni sağlamak ve devamında bir anlaşma yapmak için bu yöntem izlenmezdi. Elbette Oh Sehun, her ne kadar burada olmak istemese bile inadını aşamamış Baekhyun'un nerede yaşadığını hatta odasının evin hangi bölümünde olduğunu bile biliyordur. Onun hakkında birçok şeyi bildiğini göz ardı edemezdim her ne kadar böyle olmamasını istesem bile Baekhyun şu anlık onun avucunun içindeydi. Sözde buluşmanın asıl konusunu bilmiyordum Baekhyun ne kadar ısrar edersem edeyim bir şey söylememeyi tercih etmişti ancak o andan itibaren bir şeylerin değiştiğinin farkındaydım. Aptal değildim, Baekhyun'un kızgın olduğunu görebiliyordum.

Love Killa / ChanBaekWhere stories live. Discover now