11

2.3K 284 161
                                    

Yastığının altına bıraktığı telefonu kurduğu alarm yüzünden titremeye başladığında gözlerini açmadan elini yastığının altına attı ve birkaç saniyelik arayışın ardından telefonunu bulduğu gibi ekrana rastgele dokunuşlarla vurarak alarmı kapatmaya çalıştı. "Sikeceğim ama sus artık." kapatamadığı için alarma sövmeye başlarken, en sonunda tam pes edeceği sırada başardı ve alarmı kapattı. "Kalkmamız gerekiyor çilli."

Henüz yeni uyandığı -uyanamadığı da denebilir- için hiçbir şeyi tam olarak algılayamıyordu bu yüzden Beomgyu'nun yastığına doğru seslendi ancak geri dönüş alamadı. Boştaki eliyle yastığa vurdu ve yine cevap gelmeyince eliyle yastığı yoklayıp boşlukla karşılaştığında gözlerini açtı. Beomgyu'nun kafası yastıkta olması gerekirken Taehyun'un göğsündeydi ve kolları çoktan Taehyun'un belini sarmıştı. Gözlerinin önüne serilen görüntü yüzünden farkında olmadan gülümsedi.

Uyanması için bilerek omzunu oynattığında Beomgyu homurdandı ve Taehyun'a daha da sıkı sarıldı. "Uyanman gerekiyor küçük şeytan." Beomgyu kendisine söyleneni anlıyormuş gibi kaşlarını çattı ve dudaklarını büzdü. "Beni duyduğunu biliyorum kalk hadi."
"Okuldan nefret ediyorum." dedi Beomgyu mırıltıyla. Hala uykudaydı ancak Taehyun'un söylediklerini cevaplayabiliyordu. Taehyun bir kez daha omzunu oynattı ve Beomgyu gözlerini açtı. Önce birkaç saniye kendine gelmeyi bekledi ve eliyle gözlerini ovuşturdu. Ardından yastığında olmadığını fark edip panikledi ve açmaya çalıştığı gözleri bir anlık şaşkınlıkla kocaman olduğunda Taehyun'a baktı.

"Çok özür dilerim bilerek yapmadım gerçekten." Apar topar doğruldu ve saçlarını düzeltip kendini açıklamaya çalıştı. Taehyun'un yanındayken bunu oldukça fazla yapmak zorunda kalıyordu. "Sorun değil."
"Rahatsız olmuşsundur gerçekten özür dilerim hyung."
"Olmadım."
"Yok oldun oldun."
"Olmadım diyorum manyak mısın?"
"Ama-"
"Bana bak çilli,"

Taehyun doğrulup oturur pozisyona geçti ve eliyle Beomgyu'nun ağzını kapattı. "Olmadım diyorum. Her seferinde bana kendini açıklamak zorunda değilsin anlaştık mı?"

Konuşması yumuşak ve samimiydi. Beomgyu kafasını salladı. Böylece Taehyun elini geri çekti. "Formam yanımda değil, senin gömleklerinden ödünç alabilir miyim?" Taehyun kendi evindeymiş gibi rahatlıkla yerinden kalktı ve dolabın karşısına geçip Beomgyu'ya döndü. "Alabilirsin hyung."

Sorusuna onay gelmesiyle eline geçen ilk gömleği aldı ve üzerindeki pijamayı çıkarıp giydi. Bu sırada Beomgyu ona fark ettirmeden vücudunu süzüyordu. Yani en azından fark ettirmediğini düşünüyordu. Taehyun düğmelerini teker teker iliklerken Beomgyu'ya döndü ve sırıttı. "Gizlenmekte pek başarılı değilsin çilli."

Yakalandığı için utanırken gerisin geri yattı ve kafasını yastığa gömdü. "Kalk artık geç kalacağız yoksa."
"Okulu bırakıyorum ben sen git." yüzü yastığına gömülü olduğu için sesi boğuk çıktı. Taehyun'un güldüğünü duydu ve başını kaldırıp ona baktı. "Kalk dedim." gülüşü anında silindiğinde yerine ciddi bir ifade geldi ve Beomgyu yutkunup ikiletmeden yatağından kalktı.

"Fondötenin var mı?" gömleğini dolaptan çıkarıp giyerken kafasını salladı ve başıyla yatağının hemen yanındaki komodini işaret etti. "İkinci çekmecede var oradan alabilirsin."

Taehyun dediğini yapıp komodine ilerledi ve ikinci çekmeceyi açıp Beomgyu'ya döndü. "Burada çok var hangisini alacağım?"
"Al işte açık olanı."
"Hangisi açık olan?"

Çaresizce önündeki malzemelere bakarken Beomgyu gömleğini ilikleyip yanına geldi ve arkasından uzanıp bahsettiği fondöteni aldı. Çok kısa bir andı ve göz açıp kapayıncaya kadar geçip gitmişti ancak Taehyun afalladı ve Beomgyu geri çekilse de kıpırdayamadı. "Alsana hyung."

stacy's brother • taegyuWhere stories live. Discover now