19

2.2K 281 94
                                    

Tıklatılan kapı yüzünden söylene söylene gözlerini açtı. Normalde tepesinde davul çalsa uyanmazdı ancak bugün sihirli günündeydi. "Çocuklar kahvaltı vakti." annesinin fısıltısını duymasıyla yanına baktı ve Taehyun'u uyurken görünce uyandırmamak için olabildiğince yavaş hareketlerle komodine uzandı ve telefondan saate baktı.

10.30

"Geliyoruz anne."

Taehyun sesler yüzünden bir iki mırıltı çıkarsa da saniyeler sonra iyice yayıldı ve kollarını Beomgyu'ya sardı. Beomgyu güldü. Taehyun uyurken bebek gibi görünüyordu ve gün içindeki hırçın ifadesinden eser kalmıyordu. "Hyung." yüzüne doğru eğilip kulağına fısıldadı. "Hm?"
"Uyanman lazım kahvaltı zamanı."

Taehyun laf dinlemeyerek iyice sarıldı ve başını Beomgyu'nun boynuna gömdü. Bu sırada Beomgyu'nun telefonu titredi ve gelen bildirimle uzanıp telefonunu aldı. Onunla birlikte Taehyun da hareket ediyordu. Beomgyu eski pozisyonuna yeniden geçtiğinde Taehyun tekrar başını boynuna gömdü ve uyumaya devam etti.

"Kimden." dedi uykusunun arasından. Bu durumda bile hala meraklı davranıyordu. "Nate." Beomgyu cevap verir vermez Taehyun bir anda gözlerini açtı ve kalkıp oturur pozisyona geçtikten sonra Beomgyu'ya baktı. "Kalktım ben hadi kahvaltıya inelim." o kadar hızlı hareket etmişti ki, Beomgyu korktu ve şaşkınlıkla Taehyun'a baktı.

Taehyun yataktan kalkıp aynanın önünde saçlarını düzeltti ve telefonu elinden aldıktan sonra Beomgyu'yu kucaklayarak yataktan kaldırdı. "Hyung cevap verseydim çocuğa." Beomgyu aniden havalandığı için Taehyun'a sıkı sıkı tutunduktan sonra tekrar yere indirildi ve Taehyun koluna girdikten sonra kendisiyle beraber onu da odadan çıkardı.

"Sonra verirsin kaçmıyor ya."

Dün gece epey bir ağladığı için gözleri şişmişti ama yine de bu şekilde bile mükemmel görünebiliyordu. Beomgyu kıskandı.

"Bu arada," merdivenin ortasındayken adımları durdu ve Beomgyu'ya baktı. "Ailene rahatsızlık veriyor muyumdur?" Beomgyu gülümsedi ve Taehyun'u yürümeye devam etmesi için ittirdi.

"Öyle rahatsızlar ki neredeyse seni bizimle yaşaman için bodruma kilitleyecekler."

Taehyun dediğine gülerken merdivenler son buldu ve birkaç adımın ardından mutfağa girdiler. Annesi de babası da mutfaktaydı ve içeri girer girmez bakışlar onlara döndü. "Günaydın çocuklar." dedi babası neşeyle. Ardından Taehyun'a yanındaki sandalyeyi işaret etti. Taehyun gülümseyip eğildi ve adamın işaret ettiği yere geçip oturdu. Beomgyu da annesinin yanına geçti.

"Beomgyu iyi bir öğrenci mi? Bize hiçbir şey anlatmıyor."

Beomgyu gözlerini devirirken Taehyun güldü. "Aynı sınıfta değiliz efendim, ben üst sınıfım."
"Sana terbiyesizlik yapmıyor değil mi? Bizim çocuk biraz fazla rahattır."

Taehyun imayla Beomgyu'ya bakıp sırıttı. "Hayır efendim çok kibar biri."
"Epey yakışıklı bir delikanlısın sevgilin var mı bakayım?"

Ağzına ekmek attığı sırada boğazına kaçınca Beomgyu öksürmeye başladı. Bu sırada annesi araya girdi. "Hayatım çocuğu rahat mı bıraksan? Yemeğini yesin. Sen onu boşver Taehyun lütfen bir şeyler ye."
"Ne var yahu kötü bir şey mi dedim?"
"Hayır hayır sorun değil, sevgilim yok efendim." 

Babası sırıttı ve Beomgyu'ya baktı. İkisi birbirleriyle kaş göz yaparak bir şeyler konuşurken annesi Taehyun'u izliyordu. Dün onu kapıda ağlayarak gördüğü için endişeliydi ancak sorup rahatsız etmek istemiyordu.

"Taehyun daha iyisin değil mi oğlum?" diye sordu yalnızca. Taehyun gülümsedi ve kafasını salladı. "İyiyim efendim."
"Bize efendim demene gerek yok oğlum. Teyze ve amca diyebilirsin." dedi babası araya girerek. Taehyun gülümsedi.

stacy's brother • taegyuWhere stories live. Discover now