1.BÖLÜM

6.8K 131 61
                                    

SELAMM CANIM OKURLARIM BEN GELDİM:)  KİTABI TERK ETMEYENLER SİZLERİ ÇOK ÖZLEDİM VE ÇOK DEĞİŞİK BİR KONU YAZMAK İSTEDİM UMARIM BEĞENİRSİNİZ SİZLERİ SEVİYORUM  BOL BOL YORUM YAPMAYI UNUTMAYIN OLUR MU ? KEYİFLİ OKUMALAR❤️

Bu bölümü her zaman destekçim olan  'e ithafen yayınlıyorum. 

Emir sabah erkenden uyanmış ve annesine kahvaltı hazırlamıştı. Bugün cumartesiydi okul yoktu ve emir yurttan eve gelmişti. Her hafta sonunu evinde geçirir sonra yurduna geri dönerdi. Bazı sebeplerden dolayı annesi en uygun olanının onun yurtta kalması olduğuna kanaat getirmişti.

Emir de zaten babasına yakalanmak istemediği için kabul etmişti.  Emir'in yüzü ve vücudu o kadar güzel ve kadınsıydı ki babası sürekli onu aşağılardı. Neden abisi gibi yapılı ve erkek olamadığını yüzüne vurur dururdu ayrıca dövdüğü de olurdu. Emir de yurtta kalarak hem sırrını saklıyordu hem de babasının bu tavırlarından kaçıyordu. 

Mutfakta keyifle kahvaltı hazırlarken içeriye babası girmişti. 'Şuna bak karı gibi yemek hazırlıyor' diye söylenerek masaya oturmuştu. Emirin mutluluğu bu kadar sürerdi zaten. Yine de bir şey demeyerek yumurtayı masaya bıraktı. 'Sana diyorum lan. ne bu iyice karılara özeniyorsun?' demesiyle emir artık cevap vermek zorundaydı. 'Yok baba onunla alakası yok ben sadece annemi mutlu etmek istedim' diye mırıldandı. 

'Bizi mutlu etmek istiyorsan biraz erkek gibi davran da göğsümü kabart' diyerek ağzına peynir atan babasına bakarak sessizce mutfakta çıktı. Onun elinde değildi böyle olsun istemezdi. Annesinin merdivenden indiğini görünce hemen gidip sarılarak 'Günaydın meleğim' diye şakıdı. Betül hanım oğluna sarılarak 'Günaydın oğluşum ' diye karşılık verdi. 

Mutfağa girdiklerinde Betül hanım bin teşekkürü bir araya getirmişti oğluna karşı. Emir öyle mutlu olmuştu ki babasının laflarını bile unutmuştu. Abisi  erkan da masaya oturduğunda kahvaltıya başlamışlardı. Sessiz geçen kahvaltıdan sonra abisi ve babası işe giderken anne- oğul evde baş başa kalmıştı. 

'Eee oğluşum okul nasıl gidiyor? Yeni arkadaşlar edindin mi ?' diye sorular sormaya başlamıştı. Emir çayından bir yudum alarak anlatmaya başladı. 'Okul gayet güzel başladı zaten daha ilk haftadayız. Çoğu hocamız gitmiş ama yeni gelenler de güzel anlatıyor dersi. Ayrıca arkadaş edinmedim zaten var bir tane o da yeterli' dedi. Annesi gözünü devirerek 'Aman sende koskoca okulda bir tane arkadaş mı olur hiç' diye söylenerek bulaşıkları yıkadı. 

Emir annesine gülerek salona geçti. Bu evde annesinden başka onu seven yoktu zaten. Babası ne sebeple sevmiyorsa abisi de o sebeple sevmezdi onu. Küçükken sürekli ondan utandığını ve kardeş olduğunu söylemesin diye Emir'i  uyarırdı. Emir çok üzülürdü hala da üzülüyordu. Babası ve abisi çok iyi anlaşırdı küçüklükten itibaren. Pazar günleri hep baba-oğul günü yaparlardı. Maça giderlerdi bazen babası abisini arkadaşlarının yanına götürürdü. Ama Emir'i bir kez dışarı çıkarmamıştı . 

Betül hanım koltuğa oturarak 'Hala oluyor musun?' diye fısıldadı. Emir utanarak kafasını salladı. Betül hanım üstelemeyerek 'Bu Allahtan geldi oğlum senin suçun yok ama çok dikkatli ol olur mu? Biri görürse ya da yakalarsa işler daha çıkmaz olabilir' dedi. Emir bu durumu hiç sevmezdi ama mecburen katlanıyordu. 'Tamam anne dikkat ediyorum zaten bu konu hakkında konuşmak istemiyorum' diyerek konuyu kapattı. 

Akşama kadar annesiyle konuşarak geçiren emir babasının gelmesiyle ağzına yine mührünü vurmuştu çünkü babası kendisinden nefret ettiği yetmiyor gibi bir de ince ve naif sesinden  nefret ediyordu. Akşam yemeğinden sonra odasına çıkıp eşyalarını hazırlamıştı. Yarın kahvaltıdan sonra yurda geri dönecekti. Biraz kitap okuduktan sonra usulca yatağa yerleşerek uykuya daldı. 

Sabah kahvaltısını yaptıktan sonra annesinin babasına bağırdığını duysa da bunu umursamadı. Her zaman giderken emiri bırakmasını söylerdi tabi ki babası bunu kabul etmezdi. Emir gülümseyerek odaya girip 'Annecim ben gitsem iyi olur ' diyerek annesine sarıldı. Babası hiç istifini bozmadan televizyona bakmaya devam etti. Emir üzülerek annesine 'Bu hafta sonu gelmeyeceğim anne  nedenini biliyorsun ' diye fısıldadı. Annesi anlayışla kafasını salladı.

 'Tamam oğlum ihtiyacın olursa haber et bana. Koyduğum yemekleri yemeyi unutma' diyerek oğlunu evden uğurladı. Betül hanım salona dönerek 'O senin oğlun! Erkan'a verdiğin değerin yarısını ona vermedin ne suçu vardı?' diye bağırdı. Mahmut bey ayağa kalkarak 'Oğlum mu? Neler diyorlar onun arkasından haberin var mı ? Erkeğe bile benzemiyor sen dua et ki onu evlatlıktan reddetmediğime' diye sakince söylendi. Betül hanım artık sinirlenerek 'O istemedi böyle olmayı doğduğundan belli güzel bir çocuktu hem ne var bunda sizin gibi olmak zorunda mı eli yüzü düzgün bir çocuk' diyerek koltuğa oturdu. 

Mahmut bey sinirlenerek 'Betül, onu sevdirmeye çalışma çünkü o benim için yok! Benim tek bir oğlum var o da erkan! Bunu sakın aklından çıkarma' diyerek odadan ayrıldı. Betül hanım o güne lanet etti. Emir beş yaşındayken evlerine yakın akrabaları gelmişti. Büyük oğulları, emiri dudağından öpmüştü bunu da Mahmut bey yakalamıştı. Çocuk 'Onu kız sandım ' demesinin üzerine  emirin dudağındaki ruju da görünce o  gün emir ilk defa babasından dayak yemişti . İşte o olaydan sonra Mahmut bey en ufak bir sorunda emiri döver ve ona erkek olması konusunda baskı yapardı. Betül hanım asıl olayı bilmediği için içinden şükürler etmeyi de ihmal etmedi.

Emir otobüsten inerek yurduna girdi. Tek kişilik odasına girip hemen kitaplarını yerleştirdi. Yatağına uzanarak hayatını düşünmeye başladı. Aslında onun bir hayatı yoktu. Sadece okul ve yurt arasında geçen stabil bir hayatı vardı. Arada arkadaşı Alperle dışarıya çıkardı o kadar başka da sosyal hayatı yoktu. Onun yaşındakilerin yapmadığı şey kalmamışken emir sakin bir hayat sürdürüyordu. Tek isteği bu sene üniversiteyi tutturup bu şehirden gitmekti. 

Sabah erkenden uyanarak okulun yolunu tutmuştu. Sırasına oturarak kitaplarını hazırladı. Yanına oturan Alper gülümseyerek 'Günaydınlar efendim' dedi. Emir gülerek 'Sanada günaydın' dedi. Alper 'Bana gün aymadı dün gece çalıştığım yerde kalan içkileri götürürken bayılmışım resmen sonrası malum' diyerek kahkaha attı. Alper bir barda hafta sonları ve bazı geceler çalışıyordu. Babasına destek olmak için. Emir 'Ben sana diyorum içki senin yaşın için uygun değil' dedi. Alper burun kıvırarak 'Ne varmış yaşımda reşit olduk mu olduk sen ona bak' dedi. 

Emir onunla uğraşamayacağı için 'Ne halin varsa gör ' diyerek kitabını açtı.  Hocanın derse girmesiyle emir pür dikkat dersini dinlemeye başladı. Akşam yurda döndüğünde yine kendince not çıkararak testlerini çözdü. Kasıklarına giren ağrıyla hemen telefona sarıldı. Takvime baktığında günün daha var olduğunu görünce biraz rahatladı. Yatağa girerek sakin bir müzik açarak uykuya daldı. 

Ertesi gün yine rutin geçen derslerin ardından çıkışta Alper, Emir'i yakalayarak 'Ne olur gelsen vallahi çok eğleniriz' diye ısrar etmeye devam etti. Akşam bara davet ediyordu ama emir gitmek istemiyordu. 'Alper sen git işte ya sevmem ben ' diyerek yoluna devam etti. Alper kırgınlıkla 'Ben senin arkadaşın değil miyim ? Ne var yani gelsen biraz vakit geçirsek ? Neyse ya sen hadi yurduna git ' diyerek önünden yürümeye başladı. Emir arkadaşının haklı olduğunu biliyordu bu yüzden boğazını temizleyerek 'Tamam akşam dediğin saatte hazır olurum gelir alırsın beni ama sıkılırsam kalkarım ona göre' diyerek arkadaşına baktı. 

Alper yufka yürekli arkadaşına sarılarak 'Tamam seni almaya geleceğim ' dedi. Emir onun bu haline gülerek yurduna döndü. Akşam için açık mavi kot pantolon ve üstüne salaş bol bir tişört geçirdi. Saat 7 olunca yurt kapısına inerek Alper'i bekledi kısa süre sonra gelen arkadaşıyla otobüse bindi. Barın önüne geldiğinde şimdiden emirin nefesi daralmıştı. İçeriye girdiklerinde Alper onu kalabalık  bir masaya oturtmuştu. Oradaki arkadaşlarına onu tanıtmıştı. Bir süre sonra Alper'i iş için çağırınca Emir masada tek kalmıştı. Emir biraz sıkılarak etrafı izledi. Bir an önce yurda dönmeyi diledi. 

NASILDI YORUMLARINIZI YAPIN LÜTFEN :) 

BİRDE KİTAP KAPAĞI NASILL BEN YAPTIM :))

İÇİMDEKİ İTAATKARWhere stories live. Discover now