Bölüm 3: Cenk Kılıç

126 32 104
                                    

Bu bölümün şarkısı "İmparator" Cenk ile Ekin'in ilişkisi için gelsin :))

———————————————————————

Gözümü açtığımda yumuşak bir yataktaydım. İçinde bulunduğum oda tamamen siyahlar içindeydi. Dolaplar, sandalyeler hatta duvarlar bile. Siyah beni rahatlatıyordu. Etrafı incelemeyi bırakıp en son yaşanılanları düşündüm.

Emir'in gelmesini, içten içe ona güvenmememi... Ona güvenmek istiyordum. Kimseye güvenmediğim kadar ona güvenmek istiyordum. Ama içinde bir şeyler beni engelliyordu. Kızgındım ona, hem de çok kızgındım. Ben daha sekiz yaşındayken gömmüştüm ikizimi. O acıyı çekmiştim ben. Annemin ölümünden sonra ikizimin ölümünün yasını tutmuştum.

Ben bunları düşünürken yan tarafımda duran siyah sehpanın üzerindeki telefon çalmaya başladı. Telefon benimdi. Ekranda yazan isim "İkiz'di". Emir arıyordu.

Telefonu açtım. "Efendim Emir?" Rüzgarlı bir yerdeydi. Nereye gitmişti beni bırakıp?

"Ekin yanında olamadığım için özür dilerim. Acil işim çıktı. Adamlarım seninle ilgilenecekler. Ne dersen yapmak zorundalar. Yarın akşama kadar dönmüş olurum." dedi. Hepsini tek nefeste ve hızlı hızlı söylemişti.

Bir an önce onunla yüzleşmek istiyordum. Acaba gerçekten işi mi çıkmıştı yoksa benden mi kaçıyordu? Sorular kafamı kurcalıyordu. "Tamam Emir keyfine bak." deyip telefonu kapattım.

Az önce trip mi atmıştım ben? Hiç benlik hareketler değildi. Yavaşça yataktan doğruldum. Üzerimi değiştirmişlerdi. Kan içinde kalmış beyaz kıyafetlerin yerine siyah bir eşofman üstüne siyah bir tişört ve yine tamamen siyahlardan oluşan bir ceket giydirmişlerdi.

Ayağımda yürüme aparatı takmışlardı. Üstüne basmamı kolaylaştırıyordu. Odadan çıktım. Karşımda upuzun bir koridor vardı. Kapıyı arkamdan kapatırken bir kadın yanıma yaklaştı. Otuz yaşlarındaydı. Oldukça bakımlı biriydi. Gözleri kahverengi ve boyu benden oldukça kısaydı.

"Efendim, benim ismim Esma, ben de tam size geliyordum. Kahvaltınızda ne istersiniz?" Emir'in bahsettiği emrimi yerine getirmesi gerekenlerden biriydi galiba.

"Kahvaltı etmeyeceğim teşekkür ederim ve benim ismim Ege, lütfen bana ismimle hitap edin." Benden yaşça büyük birinin bana efendim demesine hiç gerek yoktu.

"Siz nasıl isterseniz Ege Bey." Kadın utanmışa benziyordu. Neden utanıyordu ki. Benim öküz ikizim hiç mi kibar davranmıyordu bu insanlara?

"Esma Hanım, kullanabileceğim bir araba var mı acaba?" Kadının sorum karşısında şaşırmasını beklemiştim ama öyle olmadı.

"Emir Bey'in koleksiyonu var Ege Bey, lütfen beni takip edin." Esma Hanım'ı takip etmeye başladım. Koridorun sonundaki asansöre bindik. Eksi ikinci kata inince önden o arkasından ben gidiyordum.

"Ege Bey, Emir bey sizin için şuradaki siyah Bugatti'yi hazırlattı. Ama isterseniz diğer araçları da kullanabileceğinizi söyledi. Bütün araçların anahtarları içinde. Yardımcı olabileceğim başka bir şey var mı?" gözlerim arabaları incelemeye başladı.

Etrafımda çeşit çeşit spor araba vardı. Emir bunları alacak parayı nereden bulmuştu. "Yok Esma Hanım, teşekkürler." deyip arabaya doğru yürümeye başladım. Esma Hanım arkamdan "Efendim öğle ya da akşam yemeğine istediğiniz özel bir şey var mı?"

"Bugün gelmeyeceğim. Siz ne yemek istiyorsanız onu yapın." deyip arabaya bindim. Hızla önce zemin kata ardından da evin garajından çıktım. Bir an önce Cenk'in yanına gitmem gerekiyordu.

PLANWhere stories live. Discover now