Bölüm 11: Ölüm

60 18 121
                                    

Yeni bir bölümle geldimmm. UmarIm beğenirsiniz.

Bol bol yorum atmayı ve oy vermeyi unutmayın :))

------------------------------------------------------------------------------------------------------------------

Ölüm hep yanı başımızdadır aslında. Aldığımız her nefeste, yediğimiz her yemekte, her gülüşümüzde... Farkında değilizdir sadece. Ölümle burun buruna gelene kadar da sanki hiç yokmuş gibi davranırız. Ya da yok olmasını isteriz.

Neden kaçarız ölümden? Unutulmaktan mı korkarız yoksa öldükten sonra ne olacağını bilmediğimizden mı?

Ben Ekin Durmaz. Yedi yaşımdan beri ölümü tek bir gün bile aklımdan çıkarmadım. Aslında çıkaramadım. Aynaya her baktığımda kendimi değil de Emir'i görürdüm. Onu hayal ettim. Yaşasaydı nasıl biri olurdu? Beni sever miydi? Aşık olur muydu? Spor yapar mıydı?..

Ardından ölmeseydi yapabileceğimiz şeyleri düşünürdüm. Mesela tatile gidebilirdik. Ya da birlikte maç yapabilirdik. Müzeleri gezebilirdik. Ama hiçbirini yapamadık. 

Yıllarca bizi ayıranın babam ve ölüm saçan silahı olduğunu düşünürdüm. Onu gördüğüm an öldürmek istediğimi düşünürdüm. Ama bir yanım da hep korkardı ondan. Sanki karşıma çıksa yine altı yaşımdaki Ekin'e dönüşecek gibi hissederdim. Beni de annem ve ikizimi öldürdüğü gibi öldüreceğini düşünürdüm.

Şimdi ise ölüm her zamankinden daha yakındı bana. Ölümüm Emir'in ağzından çıkacak tek kelimeye bakıyordu. Onlarca duygu vardı içimde. Aklımın bir yanıda hala Almina'daydı. Neden yardım istemişti benden? Sarhoş herif yine mi zarar veriyordu ona. Kaşlarım çatıldı. Şu durumda neden aklıma geliyordu ki? Bu kız ne yapmıştı ki şu durumda bile dikkatimi dağıtabiliyordu?

Emir yanımda hala ağlıyor ve durmadan özür diliyordu. Korkut Durmaz ise keyif alarak Emir'i izliyordu. Kafasını hafifçe yana eğdi. "Hadi ama Emir oğlum, kaç kişi oturduk seni bekliyoruz. Sıkıldık ama değil mi Cenk?" Gözlerim Cenk'e kaydı. O da bana bakıyordu. Hafifçe sırıtıp "Aslında Korkut Abi ben çok eğleniyorum. Şöyle karşımda can çekişmeleri için ne kadar bekledim bilemezsin."dedi.

Kaşlarım hızla çatıldı. "Ne zamandır Korkut Durmaz'la çalışıyorsun Cenk?" sorumla kaşları yukarı kalktı. "Aslına bakarsan, yıllar oldu Ekin. Sana fark ettirmemek için ne kadar çırpındım biliyor musun?" derin bir nefes verip devam etti. "Sana katlanmak ne kadar zordu tahmin bile edemezsin. Kimsenin sevmediği birini seviyormuş gibi rol yapmak gerçekten çok zordu."

Kimsenin sevmediği biri...  Annesi tarafından bile sevilmeyen biri. Ölmeyi hak eden biri...

"Ekin oğlum son on saniyen. Eğer süre dolduğunda bir isim vermemişsen ikisini de öldüreceğim. Karar tamamen senin." Korkut Durmaz gerçekten eğleniyordu. Bense belki de on saniye sonra ölecektim. Bu düşünce de korkmamı sağlamadı. Ama Emir gerçekten çok korkuyordu. Bakışlarımı babamdan çekip Emir'e yönelttim.

Emir'e baktığımda onun zaten bana baktığını gördüm. Ağlamaktan gözleri ve dudakları kıpkırmızı olmuştu. Asıl rengi mavi ve yeşil olan gözlerine perde çökmüş gibiydi. Yardım et diyordu sanki. Kurtar beni bu seçimden diyordu. 

"Süren doldu Emir oğlum, söyle bakalım. Bu akşam kim ölüyor?" Emir gözlerini benim üzerimden çekmiyordu. Beni mi öldürtecekti. Koruduğu kadın kimdi? O kadın kadar değerim yok muydu? "Cevap ver Emir. Yoksa Ekin'i öldürmekle işe başlıyorum." Ölmekten korkmuyordum. Ama canımın Emir için kıymetli olmamasından korkuyordum. 

Emir gözleriyle benden yardım istemeye devam ediyordu. Cenk haklıydı belki de. Kimsenin sevmediği birini sevmek. Kim yapabilirdi ki bunu? Kızıl Elma yapabilir miydi? Ya da Emir yapabilir miydi?

PLANWhere stories live. Discover now