2.Bölüm

842 70 18
                                    

İyi okumalar🪐

Yazardan...

Zorel ailesi her akşam olduğu gibi salonlarında oturmuş, sohbet ediyorlardı.

"Ya baba! Valla abim bu gidişle zehirleyecek bizi." dedi sitemle Nilay. Ayaz aşçılık okumak istediği için sürekli tarif deniyor ve aile üyelerine tattırıyordu. Bazılarının tatları cidden berbat oluyordu.

"Ayaz, kardeşin zehirlenmesin oğlum?" dedi endişeyle kızına bakan Leyla Hanım.

"Ya anne sende mi?" dedi sitemle Ayaz. Oysa tariflerin hepsi gayet güzeldi. Sadece pratik yapmalıydı.

Herkes gayet mutluyken kapı çaldı. Evdeki yardımcılardından Canan kapıyı açtı. Birkaç dakika sonra salona girdi.

"Hakan Bey, bir zarf bırakılmış güvenliğe. Üstünde adınız yazıyormuş." dedi Canan zarfı Hakan Bey'e uzatırken.

"Teşekkür ederim Canan." Canan başını sallayıp mutfağa geri döndü.

Hakan Zorel zarfı açtı. Eski bir mektuba benziyordu. Kimin göndermiş olabileceğini düşündü fakat bir sonuca varamadı. Katlanmış kağıdı açtı. Sevgili Oğlum yazısını görünce irkildi. Babası yıllar önce ölmüştü. Bu da neydi böyle?

"Kimdenmiş hayatım?" dedi Leyla Hanım merakla.

"Babamdan." diye mırıldandı Hakan Bey. Leyla Zorel şaşırırken gerilmişti de. Çocuklar da dedeleri ve babalarının görüşmediklerini biliyorlardı. Zaten hiçte görmemişlerdi dedelerini.

"Okusana." dedi Leyla Hanım. Hakan Bey, başını sallayarak sesli bir şekilde okumaya başladı.

Sevgili Oğlum;

Her şeyden önce senden özür dilemek istiyorum. Sevdiğin kadını seçmekle en doğru kararı verdin. Bu mektup sana ulaştıysa ben çoktan ölmüşümdür. Yaptığım vicdansızlıkları hayattayken anlatmaya gücüm yetmezdi.

Seneler evvel, ikizlerinizin doğduğu gün karar vermiştim yapacağım şeye. O zamanlar içim kinle, nefretle doluydu. Doğrusunu bilemedim. Yaptığım şeyin farkına vardığımda ise artık çok geçti. İkizler doğduktan sonra doğru anı kollamaya başladım. Onları sizden alacaktım. Sadece hastaneye gitmenizi bekleyecektim.

Lakin bebekler çok sağlıklıydılar. Benim de daha fazla sabrım kalmamıştı. O zamanlar yanınızda çalışan kadına para teklif ettim, o da bunun karşılığında bebeklerin bir şekilde hastaneye gitmelerini sağlayacaktı.

O gece bebeklerin ateşini çıkarmayı başardı. Ve siz hastaneye gittiniz. Her şey çok basitti. Doktorlar size bebeklerinizin öldüğünü söyleyeceklerdi. Sizde evlat acısı çekecektiniz. Bu sayede sen benim sözümü dinlememenin ve kendini benden uzak tutmanın cezasını çekecektin. Her şey planladığım gibi gitti. Her şey bire bir yaşandı.

Siz çocuklarınız öldü sanarken, onlar yaşıyordu. En iyi adamlarımı görevlendirip bebekleri herhangi bir yere bırakmalarını söyledim. Bu görevi senin birlikte büyüdüğün Cemal'e verdim. Cemal sana ihanet etmezdi, hatta seni aradı. Bebekleri bırakmadan önce seni arada fakat sen o an kendinde değildin oğlum.

DİLHUN Where stories live. Discover now