Bölüm Yirmi Altı 🕊️ Gönülde Açan Nergisler

37.7K 3.8K 4K
                                    

Selamlar!

Sömestr tatili bitmeden İs Kokan Zeytin Ağacı'na bir bölüm daha atabildiğim için çok mutluyum.

Bu bölüm, İs Kokan Zeytin Ağacı'nın en iyi bölümlerinden biri oldu. Büyük bir heves ve heyecanla yazdım.

Lütfen beni yorumlarınızdan mahrum bırakmayın, insan emeklerine karşı verilen güzel tepkileri okuyunca mutlu oluyor.

Tüm paragraflarımızın yorumlarla dolu olduğu bir bölüm olur umarım.

Başlamadan evvel yıldıza dokunmayı da ihmal etmeyin. 💚

İs Kokan Zeytin Ağacı için hazırladığım bir video vardı. Bölümlere hiç koymadığımı fark ettim. İsteyenler izleyebilir, ben çok seviyorum.🕊️

Bölüm Şarkıları:

Ender Balkır – Ruhumda Sızı

Ahmet Hatipoğlu – Güzel Kız (Bu şarkı hikayedeki tüm çiftlere (Yusuf Agâh Mihra, Ahmet Asude, Bilal Elif vs...) çok uyuyor. Açın mutlaka.

Birsen Tezer-Balıkesir

Başlamadan önce bir güvercin emojinizi alırım. 🕊️

Bölüm Yirmi Altı 🕊️ Gönülde Açan Nergisler

Etraf is dolu. Önemdeki duman kirliliğinden düzgün bir nefes alamıyorum, gözlerim kararmak üzere ama dayanmam gerekiyor. İleriye ulaşmak için, düşman örgütün zulmettiği köyü kurtarmak ve esir tutulan görev arkadaşlarımı zulüm çektikleri kamptan çekip koparmak için direnmeliyim. Dayanmalıyım. Aileme kavuşmak, sevdiğim kadının yüzünü yeniden görebilmek için ayakta kalmalıyım.

Açım.

Susuzum.

Dilim damağıma yapıştı, her hareketimde kemiklerim sızlıyor, eskisi kadar güçlü bir asker değilim fakat bir parça yemek biraz su içebilsem, eskisinden daha iyi olabileceğime inancım var. Sadece bir kez yeniden ailemin yüzünü görebilsem, sevdiğimin sesini duysam enerjime ulaşacağım. Biliyorum. Şifam onlarda saklı.

Telefonlar çekmiyor, aylardır haber alamıyorum. Ne durumdalar bilmiyorum, uyuyabildiğim günlerin bazılarında birkaç saat de olsa onları görüyorum. Sıcak evimdeyim, Elif yanımda yatıyor, mutfaktaki annemin kızarttığı patateslerin sesi geliyor, yağa atılan patateslerin kızarma sesini duyuyorum. Kokuyu bile hissediyorum. Gerçek sanki.

Sonra, esas gerçeğime gözlerimi açıyorum.

Batı Harezm'de, ıslak bir evin çatı katında, tozun kirin, çamurlaşmış zeminin üzerinde yatıyorum. Burada artık askeriye denen bir şey yok. Askeriye çoktan yakılıp yıkıldı. Birliğimiz bozulmasa da canımızı kurtarmak için Harezm'in farklı bölgelerine ayrıldık, yaşayan askerler olarak.

İnsan ölüme alışır mıydı?

Ben alışmıştım. Hassas bir kalbe sahip olduğumu düşünürdüm ama artık bir kalbim var mıydı emin değildim. Hissizdim. Yanımda arkadaşlarım açlıktan, susuzluktan, kirden pisten can veriyor, ben sadece izliyor ve eğer gözü açık kaldıysa tek elimle gözlerini kapatıyordum.

İS KOKAN ZEYTİN AĞACIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin